İtalya’da Rieti kentinin kuzeyinde meydana gelen 6.
REKLAMİtalya’da Rieti kentinin kuzeyinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem sonrası bölge halkı, yaşadıkları şoku atlatmaya çalışıyor.
Afetin yaşandığı Illica’nın Accumoli köyüne giden Euronews muhabiri Raquel Garcia, korku dolu anları unutamayan depremzedelerin dramına bizzat tanıklık etti. Çarşamba gecesi 03.30 sıralarında meydana gelen şiddetli depremde yaşadıklarını anlatan 60 yaşındaki Sandra Piccioni, evlerine girmeye korktuklarını ve bu nedenle arabada yattıklarını söyledi. Kaldıkları yeri gösteren Piccioni, “Dün gece arabada yattık. İçini de böyle düzenledik ve geceyi geçirebileceğimiz en iyi şekilde ayarlamaya çalıştık” dedi.
Dağlık bölgede yer alan 30 haneli köyde yaz aylarında neredeyse kimse kalmıyor. Ancak çiftlik sahibi olanlar ve hayvancılıkla uğraşanlar burada yaşamaya devam ediyor.
Sandra Piccioni de köyden neden ayrılmadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Çiftlikten ayrılamayız çünkü sağmak zorunda olduğumuz ineklerimiz, bakmak zorunda olduğumuz hayvanlarımız ve buzağılarımız var. Burada yaşıyoruz ve burada kalmak zorundayız”
Çiftliğin içinde depremden en çok etkilenen ve hasar gören yerin evi olduğunu belirten Piccioni, “Depremin ilk dakikalarında şiddetli şekilde sallandı ama çok sağlam yapılmış ki yıkılmadan ayakta kalmayı başardı” sözleri ile ne kadar şanslı olduklarını ifade etti.
Zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Sandra Hanım, “Burası bizim yatak odasının penceresi. En sonuncu gürültü sanki patlama gibiydi, pencerenin eşiği yerle bir oldu. Yani bu benzetmeyi aslında gürültünün ne kadar şiddetli olduğunu anlatmak için yaptım. Altı kişiydik, çığlık çığlığa kaçmaya başladık. Eşim oğlumu aramaya başladı. Bağırdı, neyse ki çocuk şans eseri köyün bütün çocukları ile berabermiş. Çocuklar da hala sokakta oyun oynuyordu. Sürekli toplandıkları okulun yanındaydılar. Hep beraberlerdi ve yazın son günlerini geçiriyorlardı. Öbür oğlum da hafta sonu tatilini Lizbon’da geçirmek için diğer 10 arkadaşı ile beraber Roma’ya gidecekti. Şanslıydılar” dedi.
Eliyle karşı komşularının yaşadığı çiftliği işaret eden Sandra Piccioi, onların kendileri kadar şanslı olmadıklarını söyledi:
“Şu karşıdaki eve Casa Verde (Yeşil ev) diyoruz. Dört erkek kardeş bir arada yaşadığı için kalabalık bir aileler. Tüm ev ahalisi çığlık atıyordu ve o evden iki kişi ölü olarak çıkarıldı”
Depremin ardından evin duvarlarında büyük çatlaklar oluşmuş, eşyalar yerinden oynamıştı. Konuşurken dehşet dakikalarını bir kez daha hatırlayan Sandra Piccioni, son anda neler yaşadıklarını anlattı: “Dolaba bakın! Yerinden oynamış. Aslında sanırım duvar geriye gitmiş. Burada sanki bomba patlamış gibi. En son bir patlama sesi duyduk ve üstümüze doğru düşen bir moloz yığını gördük”
İtalyan kadın, Euronews muhabiri Raquel Garcia’nın “Burada kalmak tehlikeli değil mi?” sorusuna ise, “Evet, tehlikeli” diye cevap verebildi.
Muhabirimizi ineklerin bulunduğu ahıra götüren Sandra Hanım’ın bir de sevimli misafiri vardı: “Burası eşimin inekleri sağdığı yer. Bu işi erteleyemezsiniz. Ne olursa olsun, her sabah ve akşam yapılması gerekiyor. Şimdi size çok güzel bir şey göstereceğim, bu buzağı daha dün doğdu. Bize, her şeye rağmen ölüm ve yıkımın ötesinde hayatın amansız bir şekilde devam ettiğini hatırlatsın diye ismini de ‘Deprem’ koyduk”
Yaşadıkları korkuya ve şahit oldukları ağır tahribata rağmen hayata olumlu bakmaya devam eden Piccioni, röportajı şu sözlerle tamamladı:
“Her kötülüğün içinde mutlaka bir iyilik bulunur. Belki sıradan gelebilir ama, yaşadıklarınızı olduğu gibi kabullenmeniz gerekir”