Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ezeli sorun: Dağlık Karabağ Bölgesi

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ezeli sorun: Dağlık Karabağ Bölgesi
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Insiders programı bu haftaki özel bölümüyle Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ bölgesi sorununu konu alıyor.

Bu askerler henüz 20’li yaşlarda… Bazıları ilk kez geçtiğimiz Bahar ayında savaştı.

Dağlık Karabağ Cumhuriyeti askerleriyle Azerbaycan arasında yeniden başlayan çatışmalar 30 yıldır süren anlaşmazlığı yeniden alevlendirdi.

Aram Yegoryan, Ermeni Asker: ‘‘Biz kendi yurdumuzu, ailemizi ve burada yaşayanları koruyoruz.’‘

Sovyet Rusya döneminde daha çok Ermenilerin yaşadığı ancak Azerbaycan’a ait bu Güney Kafkas bölgesi, 1991 yılında bağımsızlığını ilan etti.

Savaş dönemi boyunca 25 bin kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık bir milyon kişi evlerini terk etti. 1994 yılında Ermeni ordusunun zaferi sonrası ateşkes ilan edildi. O dönemden itibaren iki taraf arası olaylar devam etti.

Bölgenin kuzeyinde bulunan sınır hattı denilen yerde geçtiğimiz Nisan ayında çatışmalar yeniden başladı. Uzun süren sessizlik yerini silah seslerine bıraktı.

euronews: ‘‘Bu siperlerin dışına çıkmamız yasak. Diğer tarafta sadece 100 metre ötede Azerbaycanlı askerler var. Ateşkese rağmen orada gece gündüz nöbet tutuyorlar.’‘

Nisan ayında Ermenistan’dan gelen birçok gönüllü asker sözde Dağlık Karabağ Ordusu’nu Azerbaycan’dan gelecek her türlü saldırıya karşı koruyacağı teminatını verdi.

Sevak Sardaryan, Kuzey Cephesi Komutanı: ‘‘1994’teki antlaşmadan beri karşı taraf devamlı ateşkesi ihlal ediyor. Nisan ayındaki çatışmayı onlar başlattı. Aslında tekrar başlamamaları için hiçbir neden yok. Biz bu saldırılara iyi hazırlandık. Direnişimiz çok daha güçlü olacak.’‘

Cephenin hemen ilerisinde Ermeni Köyü Taliş bulunuyor. Burası 1990’daki savaşta önemli rol oynamış. Geçtiğimiz Nisan ayındaki savaşta burası da vurulan yerler arasında… Köyde oturanlar tahliye edilmiş. Anlatılanlara göre evlerinden çıkmayı reddeden 3 kişi hayatını kaybetmiş.

Garik bize bu köyde bulunan evini gösteriyor.

Garik Ohanyan, Taliş Sakini: ‘‘İşte benim evim… Burayı inşa etmek için 20 yıl uğraştım. Tam 20 yıl. Burada dokuz kişi yaşıyorduk.’‘

‘‘Bakın hiçbir şey kalmamış. Her şey yıkılmış. Ne yapacağımı bilmiyorum.’‘

Garik şimdi komşu köye sığınmış. Annesi, karısı ve beş çocuğuyla buradaki bir akrabalarında kalıyorlar. Yaşam şartları zor ancak kendi evlerine gitmeye korkuyorlar.

Amalya Ohanyan, Garik’in Annesi: ‘‘Bir çocuğum daha vardı ve savaşta öldü. Bunun için bana emekli maaşı bağladılar. Diğer oğlumun da beş çocuğu bulunuyor. Şimdi ne yapacağız bilmiyoruz. Buraya sıkışıp kaldık.’‘

Garik Ohanyan, Taliş Sakini: ‘‘Bugüne kadar köyden sadece 1992 yılında kaçmıştık. Şimdi savaşın yeniden çıkacağını düşünüyoruz. Her zaman silah sesleri oluyor. Biz barış yanlısı bir çözüm istiyoruz.’‘

Şimdi cephenin diğer tarafına, Azerbaycan’a gidiyoruz. Ancak oraya doğrudan gitmek imkansız. Dağlık Karabağ Bölgesi ile Azerbaycan arası tüm yollar kapatılmış.

Az önce çekim yaptığımız Taliş Köyü, şu anda geldiğimiz ve Azerbaycan askerlerinin nöbet tuttuğu Terter Bölgesi’ne sadece 15 kilometre uzaklıkta… Ancak buraya varmak için öncelikle Erivan’a, oradan Gürcistan’a, ardından da Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gidiyoruz.

Buradan da Dağlık Karabağ‘ın Azerbaycan tarafı cephesine gitmek için uzun bir yol bizi bekliyor.

Burada da Azerbaycanlı askerler tetikte bekliyor. Ermeni askerler buraya sadece birkaç yüz metre ötede…

Ermenilerden geri alınan bir tepenin üzerindeyiz. Taliş Köyü buradan çok net bir şekilde görülüyor.

Azerbancan Ordusu ise son yaşanan çatışmalarda tetiği ilk çeken tarafın Ermeniler olduğunu söylüyor.

Valen Rajabov,Yüzbaşı Azerbaycan Ordusu: ‘‘Nisan ayındaki çatışmalar bu sebeple çıktı. Düşman taciz ateşi başlattı. Bu sebeple ordumuz da buna karşılık verdi. Ordumuz tamamen profesyonel, dayanıklı ve çok güçlü. Düşmana tek karış toprak bile vermeyeceğiz.

En yakın Azerbaycan Köyü’ne doğru gidiyoruz. Nisan ayındaki çatışmalarda sivillere bir şey olmamış ancak tahribat oldukça büyük. Köylüler evlerini hızlı bir şekilde onarıp geri dönmüşler. Devlet de tadilat çalışmalarına destek veriyor.

euronews: ‘‘Burası Nisan ayında tamamıyla yıkılan evlerden biri… Bu köyde 200’den fazla ev zarar görmüş. Ancak üç ay sonra neredeyse her yerde tadilat yapılmış. Anlatılanlara göre bu ev, iki füze tarafından vurulmuş.’‘

Sovyet dönemi Azerbaycan ve Ermeniler arası ilişkiler iyiymiş. Örneğin bu ev Ermeniler tarafından inşa edilmiş. Ancak şimdi iki taraf arasındaki husumet had safhada…

Nasraddin Mustafayev, Tapkarakoyunlu Köyü Sakini:‘‘Su kaynakları Ermenilerin tarafında. Biz de oraya bizi görmesinler diye gece gidip su alıyoruz. Su almaya giderken birçok insanımız öldürüldü.’‘

Taliş‘deki herkes savaş yeniden başlayacak diye korkuyor.

Faik Mustafayev: ‘‘Dağlık Karabağ bölgesi bizim tek hedefimiz. Ancak Ermeniler hiçbir şekilde anlaşmaya yanaşmıyor. Onlara kimin yardım ettiğini ve arkalarında kimler olduğunu biliyoruz. Bu olayların bitmesi için tek çıkış yolu muhaberedir’‘

Rusya tarafından yönetilen Minsk grubu ve Birleşik Devletler ve Fransa önderliğindeki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı savaşı sonlandırmak için bazı müzakereler başlatmış. Ancak kalıcı bir çözüm bulunamamış.

Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve Hankendi şehrindeki kurumlar uluslararası düzeyde tanınmıyor.

Uluslararası kamuoyu tarafından tanınmaması sebebiyle yatırımcıları çekmek için bölgede büyük bir uğraş var. Ermeni diasporası ve Erivan hükumeti bu nedenle buraya yardım ediyor. Tarım sektörü bölgenin en önemli gelir kaynağı durumunda…

Dağlık Karabağ bölgesinin en büyük gıda şirketine uğruyoruz. Burada üretilen ürünlerin yüzde 85’i yurt dışına ihraç ediliyor. Siyasi engeller sebebiyle bölgedeki yerel ürünler yurt dışındaki pazarlara Ermenistan’daki şirketler üzerinden ulaşıyor.

Armen Tsaturyan, Artsah Meyve Fabrikası Müdürü: ‘‘Dağlık Karabağ bölgesi uluslararası çapta tanınmadığı için ürünlerimizi doğrudan yurt dışına ihraç edemiyoruz. Bu sebeple bazı iş ortakları bulmak zorundayız.’‘

Bu ürünlerin hangi ülkelere satıldığını soruyoruz.

Armen Tsaturyan, Artsah Meyve Fabrikası Müdürü: ‘‘Hayır bunu size söyleyemem.’‘

euronews: ‘‘Neden? Siyasi sebepler yüzünden mi?’‘

Armen Tsaturyan, Artsah Meyve Fabrikası Müdürü: “Evet, iş ortaklarımız bunu istemez.’‘

Ürünlerin gittiği ülkeler Dağlık Karabağ‘ı resmi olarak tanımıyor. Paketlerin üzerindeki adreste Ermenistan yazıyor. Ancak şirketin ismi ürünün geldiği bölgeyi ele veriyor: Artsah… Yani Dağlık Karabağ bölgesinde bir şehir…

Dağlık Karabağ‘ın uluslararası arenada ülke olarak tanınması Karen ve ailesi için de çok önemli… Karen, karısı ve küçük çocuğuyla Azerbaycan’da 1988 yılında yaşanan Sumgayıt Olayları’ndan sonra Hankendi’ye taşınmış.

Karen Matevosyan, Hankendi Sakini: ‘‘Durum gerçekten de çok kötüydü. İnsanları canlı canlı yakıp kadınlara ve bazı çocuklara tecavüz ettiler. Sumgayıt’ta üç gün boyunca yaşadığımız olayların hiç kimsenin başına gelmesini istemem. En kötü düşmanıma bile…’‘

Karen ve ailesi Dağlık Karabağ dışında yaşamayı hiç düşünmüyor. Çünkü burası onların atalarının ve kendilerinin ana vatanı… Nisan ayındaki savaşta oğulları cepheye gitmek zorunda kalmış.

Karen Matevosyan, Hankendi Sakini: ‘‘Azerbaycan’ın yapabileceği tek iyi şey bağımsızlığı tanımaları olabilir. Onlar ‘nasıl istiyorsanız öyle yaşayın’ diyebilirler. Biz de aynı şeyi söyleyebiliriz. Böylece daha da yakınlaşır ve iki bağımsız ülke oluruz. Böyle bir tanınma olmazsa, mevcut durum 100 yıl hatta 200 yıl kadar uzayabilir. Biz de baskı altında yaşarız ve birbirimizi anlayamayız.’‘

Ancak Karabağ‘ın bağımsızlığının tanınması Bakü hükumeti için tahayyül edilemez bir durum. İlham Aliyev yönetimi en fazla bu bölgeye özerklik verebilir.

Ayrıca Karabağ‘da bulunan Azerilerin ülkeye dönmesi isteniyor. Azerbaycan meclisindeki temsilci bize çözümün nasıl şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın barışçıl yöntemlerle yapılması gerektiğini belirtiyor.

Rovşan Rzayev, Azerbaycan Meclisi Üyesi: ‘‘Barış görüşmelerini başlatmak, toprakları işgal edilmiş olan Azerbaycan’ın elinde olan bir şey. Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 20’si işgal edildi. Elbette Azerbaycan bu durumu asla kabul etmeyecek. Bu toprakların bize geri verilmesi gerekiyor.’‘

Ağdam Bölgesi’ndeki Kuzanlı şehrine gidiyoruz. Bu bölge Dağlık Karabağ‘a komşu olup 90’lı yıllarda çıkan olaylarda Ermeniler tarafından işgal edilmiş. Azerbaycan’ın saldırı riskini azaltmak için…

Şu anda Ağdam Bölgesi’nin sadece yüzde 20’lik bir kısmı Azerbaycan kontrolü altında bulunuyor.

Dağlık Karabağ bölgesinden çıkartılan yaklaşık 50 bin Azerbaycanlı buraya yerleşmiş ve yerel nüfusun yarısını oluşturuyor. Bu durum zaten zayıf olan bölge ekonomisine büyük bir yük getirmiş.

İşsizlik bölgede çok yaygın. Özellikle de devletten yardım alan mülteciler arasında…

Aga Zeynalov, Ağdam Bölgesi Kaymakam Vekili: ‘‘Burada hiç fabrika yok. Bu sebeple yerel sanayi kurulamıyor çünkü burası riskli bir bölge. Hiçbir şirket buraya gelip yatırım yapmıyor.’‘

1993 yılında köylerinden çıkartılan Eldar ve karısı Mazali çocuklarını bu evde büyütmüş.
Burada geçici olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Tek arzuları eskiden yaşadıkları vatanlarına geri dönmek. Bu aile tesellisi mümkün olmayan bir de tecrübe yaşamış. Asker olan çocuklarından bir tanesi iki sene önceki çatışmada şehit düşmüş.

Eldar Ahmedov, Kuzanlı Köyü Sakini, Şehit Babası: ‘‘Yaşadığımız topraklar özgürlüğüne kavuşursa askerlerimizin ölümü anlam kazanacak. Bu topraklar şehitlerimizin kanıyla sulandı. Bu yurt özgür olursa, şehitlerimizin ruhu da şad olur. Onlar boşuna ölmediler.’‘

Mazali Ahmedov, Kuzanlı Köyü Sakini, Şehit Annesi:* ‘‘Tek isteğim, diğer çocuklarımın hayatta kalması ve güvende olmaları…’‘

Hankendi’ye geri dönüyoruz. TUMO Geçlik Merkezi, Dağlık Karabağ‘da yaşayan gençlerin dünyaya açılmasını amaçlıyor. Okuldan sonra atölyelerde yapılan çalışmalar, gençlerin kendilerini geliştirmesine yardımcı oluyor.

Samvel amcasını çatışmalarda kaybetmiş. Bu olay onun ilk projesine ilham kaynağı olmuş. Ermeni askerlerin hayatlarına adanan bir fotoğraf sergisi…

Samvel Sargsyan, Hankendi TUMO Geçlik Merkezi Öğrencisi: ‘‘Ben halkın bu fotoğraflar vesilesiyle gücümüzü ve düşüncelerimizi anlamalarını istiyorum. Bu askerler her zaman hazırlar bunu görsünler. Olumsuz olanları değil, onların sadece olumlu tarafını göstermek istedim. Ben kötü şeyler de gördüm, ancak iyi şeyleri göstermek istiyorum.’‘

Cephenin her iki tarafında da Dağlık Karabağ‘da çıkan çatışmaların izleri çocukların zihinlerine kazınıyor.

Örneğin Azerbaycan’ın Ağdam bölgesindeki bu futbol karşılaşması çatışmalarda ölen bir komutanın anısını yaşatmak için yapılıyor.

Şinasi ve arkadaşları birlikte iyi vakit geçiriyorlar.

Şinasi Edilli, Kuzanlı Sakini: ‘‘Askerlerimize ihtiyacımız var. Onlar olmasaydı burada güven içinde yaşayamazdık. Şundan eminim ki işgal edilen topraklarımızı askerlerimiz tekrar geri alacak ve özgürlüğüne kavuşturacak. Onlarla gurur duyuyoruz. Onlar her zaman bizi korur.’‘

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Dağlık Karabağ sorunu çözülecek mi?

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya