Kömür santrallerinin boğduğu Bosna Hersek

Kömür santrallerinin boğduğu Bosna Hersek
By Yalcin AdemogluValerie Gauriat
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Bosna Hersek'te kömür santralleri hem ölüm saçıyor hem de çevreye büyük bir zarar veriyor. Divkoviçe köyünde termik santralden dolayı son 4 ayda 6 kişi hayatını kaybetmiş.

Bosna Hersek’in Divkoviçe, köyünde Azizler Günü kutlanıyor. Köy halkı toprağa verdikleri yakınlarını ziyaret ediyor.

Goran Stojak akciğer kanserinden babasını 3 ay önce kaybetmiş. Ölümler köyün kara talihi. Zira sadece 4 ayda Divkoviçe’de 6 kişi hayatını kaybetmiş.

Bu durumun sorumlusu olarak kömürle çalışan Tuzla termik santrali gösteriliyor. Santral atıklarını Goran’ın köyünün sadece birkaç yüz metre yakınına boşaltıyor.

Goran, köy sakinlerini santralin sebep olduğu kirlilikten korumak için 4 yıldır mücadele ediyor:

“Santral burada bulunuyor. Bu boru, atıkları getiriyor. Su yavaş yavaş toprak tarafından emiliyor. Irmaklara ve bölgedeki göl yataklarına karışıyor. Ardından da köy sakinlerinin kullandığı içme suyu kuyularına sızıyor.”

Filtrelerden çıkıp suya karıştığı anda atıklar Divkoviçe sınırındaki geniş çöplüğe kadar ulaşıyor.

Geçen sene bağımsız bir laboratuvar tarafından gerçekleştirilen analizler toprağın onlarca metre altında bile ağır metallere rastlandığını ortaya çıkardı.

Valerie Gauriat, euronews:
“Çok verimli ve zengin bir toprak gibi görünüyor. Ama aslında santralden gelen kömür tortusu. İçindeyse kadmiyum, merkür, arsenik ve krom var. Tüm bunlar köyün etrafındaki toprakları ve tabii ki suyu zehirlemiş durumda.”

Zehirli atıklar, tümörler ve şikayetler

Yağmursuz günlerde rüzgar zehirli is bulutunu evlere kadar taşıyor. Bronşit, astım ve akciğer hastalıklarını tüm köy sakinlerinde görmek mümkün.

Goran Stojak:
“Geçen gece eşimi ve 7 aylık çocuğumu akciğer yetmezliğinden hastaneye kaldırdım. Gece yatağımdayken akciğer kanserine yakalanmış komşumun acıdan çığlık attığını duyuyorum. Burada ölüm cezasına çarptırılmış durumdayız. Birkaç sene sonra köy boşalacak. Hayatta kimse kalmayacak.”

Tuzla santrali sakinleri Başkanı Goran bölge yetkililerini bıkmadan uyarmış. Fakat Mila’nın da aralarında bulunduğu Divkoviçe köyünün 70 kişilik nüfusu için hiçbir şey yapılmamış.

Mila, düşük bir emekli maaşı ile hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Yaşlı kadının diğer bir gelir kaynağı da kısa süre öncesine kadar bahçesindeki sebzelerdi:

“Hayvanlara verdiğim bu pancarların ağırlıkları eskiden 3 kiloya ulaşıyordu.”

Geçen sene yapılan analizler onu çok korkutmuş. Fakat buna rağmen bahçesini bırakmak istemiyor:

“Başka seçeneğimiz yok. Emekli maaşımız yetersiz. Bu yüzden de başka şeylerle hayatta kalmamız gerekli. Köyün dışından bir şeyler almak için paramız yok. Oğlum işsiz. Bu yüzden de yemek için bahçeyi kullanmak zorundayım. “

Valerie Gauriat, euronews:
“Tuzla Santrali’ne girmemize izin verilmedi. Santrali işleten elektrik şirketine tekrar tekrar yaptığımız başvurular bacaların dumanında kaybolup gitti.”

Ağır metaller, karbon gazları, azot oksit, kükürt dioksit ve ince partiküller kömürü fosil enerjilerin en zehirlisi kılıyor.

Bir çevre koruma derneğine göre evlerdeki kömür tüketimi ve araç egzost emisyonları da buna eklenince Tuzla Avrupa’nın havası en kirli ikinci şehri oluyor.

Dernek, santralin genişleme projesini şikayet etmiş. Başkana göre daha verimli enerji üretimine yatırım yapılmalı:

Dzemila Agic, Ekoloji ce Enerji Merkezi Başkanı:
“Termik enerji tüketimini basit önlemler alarak yüzde 42, karbondioksit salınımınıysa yüzde 40 düşürebildiğimizi hesapladık. Bunlar binaların ısı yalıtımı gibi basit önlemlerdi.

Bosna Hersek’teki 4 kömür santraline projeleri hala incelenen 7 santralin daha eklenmesi söz konusu.

Sivil toplum kuruluşlarına göre santral sayısının artması 1990’a oranla ülkenin sera gazı salınımında 2030’a kadar. A yüzde 18’lik bir artışa yol açacak.

Başkent Saraybosna’da Dış Ticaret Bakanlığı Enerji Departmanı’na konuk olduk. Ulusal bir planlamanın bulunmaması yeni inşaatların devlet kontrolünde olmasını engelliyor. Kontrol Bosna Hersek Federasyonu ve Republika Srpska’da.

Valérie Gauriat, euronews:
“Emisyon kısıtlama hedeflerine ulaşmak için tüm bu projelerden vazgeçilmesi gerektiğini kabul ediyor musunuz?”

Dış Ticaret Bakanlığı Enerji Sektörü Bakan Yardımcısı Admir Softic:
“Bu siyasi bir sorun. Bosna Hersek’i oluşturan iki toplumun hükümetleri bunu çözecek. Diğer yandan devlet, Avrupa Birliği’ne ve enerji gruplarına verdiği sözleri yerine getirmekte kararlı. 2020’ye kadar yenilenebilir enerji kaynaklarını belirlenen yüzde 40’lık hedefe ulaştıracağımıza inancımız tam.”

Republika Srpska yönetimindeki Uglevik kömür santralindeyiz.. Burada da yeni bir santral yapılması söz konusu.

Yönetim bize kapılarını açtı ama Çevre koruma derneklerinin şikayet ettiği genişleme projesi hakkında tek bir açıklama bile yapılmadı.

Bize tek anlatılan, santralde 3 sene içinde yapılacak ve Avrupa normlarının yakalanmasını sağlayacak modernleştirme çalışmaları:

Zlatko Malovic, Ugljevik Termal Yerleşkesi:
“Desülferizasyon yerleşkesinin tamamlanmasıyla sülfür dioksit oranını 80 kat düşürmeyi başararak 1 metre küpte 200 miligrama çekeceğiz. Bu da Avrupa’daki en katı standarda denk geliyor. Diğer yandan, yeni elektro filtreler sayesinde bacalardan çıkan ağır partikül miktarını 8 kat azaltmış olacağız.”

Santralin çevreye ve sağlığa zararlar ise görmezden geliniyor. Zira yerleşke bölge halkının tek istihdam kaynağı.

Radivoje santralde 20 yıldır çalışıyor. Ona göre bölge halkının kömürden vazgeçmesi mümkün değil. Çevreci enerjilerse buna paralel olarak kalkınmalı.

Radivoje Radic, operatör:
“Bu şekilde elektrik üretmenin yarattığı riskler çok önemli değil. Gençlerimizin başka şehirlere, ülkelere ve kıtalara göçmesini engellemek için bunu yapmak zorundayız. Ayrıca burada genç kalmazsa bu santralin çalışması ne işe yarar ki?”

Insiders: Dying for coal

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Nick Mabey: "Avrupa, küresel ısınma konusunda üzerine düşeni yapıyor"

İngiltere'de iklim değişikliği

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar