Danimarka'nın benzersiz güneş enerjisi çözümü, güneşsiz diğer ülkelere de bir şablon olabilir mi?

Danimarka'nın benzersiz güneş enerjisi çözümü, güneşsiz diğer ülkelere de bir şablon olabilir mi?
By Akif Altundas
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Güneş Danimarka’da yılda ortalama 1.

REKLAM

Güneş Danimarka’da yılda ortalama 1.540 saat, yani 365 günün sadece beşte birinde parlıyor. Oysa Güney Avrupa’da Lizbon, Madrid ve Marsilya gibi kentler, yılda 2.700 ile 2.900 saat arasında güneşli günler geçiriyor.

5.6 milyon insanın bulunduğu bu Kuzey ülkesinde, güneş enerjisi oldukça az olmasına karşın, ülke aynı enerji santralinden aynı anda ısı ve elektrik üretiminde hepsi bir arada dünya lideri haline geldi.

Danimarka’da ilkbahar, daha parlak güneşli günler anlamına gelmiyor. Sıcaklıklar hala 10 ºC’nin altında seyrettiği için ülke soğuk. Kuzey Avrupa, sürdürülebilir enerji üretimi ile büyük bir ısınma talebinin karşılanması zorluğunun üstesinden gelmeye çalışan ülkelerden oluşuyor.

Kuzey doğudaki Nordjylland eyaletinde yer alan Brønderslev kasabası ve kasabada yaşayan 36.000 insan, benzersiz bir enerji deneyimi yaşıyor. Kasaba, 2016 yılı sonundan bu yana, üç futbol sahası büyüklüğünde yaklaşık 27.000 metrekare panelden oluşan bir güneş enerjisi tesisi tarafından ısıtılıyor. Yani 1500 hane temiz enerji ile ısıtılıyor.

Bu teknolojiye “Konsantre Güneş Enerjisi” (CSP) adı veriliyor. Fotovoltaik paneller yerine mercekler ve aynalar kullanılıyor. Brønderslev’deki güneş enerjisi tesisi, 125 metre U şeklinde aynaların bulunduğu 40 sıraya sahip. Bu aynalar güneş ışınlarını topluyor, bunları yağ dolu borulara yansıtarak 300 °C’nin üzerinde sıcaklığa eriştiriyor.

Bu sistem Danimarkalı enerji şirketi Aalborg CSP tarafından geliştirildi. Projenin henüz ilk aşamasında olunduğu için tesislerde şimdilik 16.6 MW enerji tedarik edilmekte. İnşaat aşamasında olan elektrik türbini önümüzdeki baharda faaliyete geçtiğinde, tesisin elektrik üretimine katkıda bulunacak.

Buna ek olarak, şirkete göre bu güneş sistemi yıl içinde bir biyokütle tesisinden de destek alacak. Enerji Bakanlığı’nın açıklamasına göre Danimarka’daki tüm enerjinin yaklaşık % 15’i, birleşik ısı ve enerji santralleri ile birlikte biyokütleden (saman ve biyolojik olarak çözünebilir atıklar) üretiliyor. Danimarka yaşam bölgelerinin % 80’den fazlasının ısınma enerjisi, elektrikle birlikte üretilmekte. Ülkenin her yerine dağılmış bu türden 670 tesis bulunuyor.

Temiz enerjinin geleceği

Şirketin CEO’su Svante Bundgaard, CSP güneş enerjisi teknolojisini kullanarak ısı ve enerji üretimi kombinasyonunun gelecekteki temiz enerji üretiminin temelini oluşturacağına inanıyor. Bu güneş-artı-biyokütle ve ısıtma-artı-elektrik karışımı çözüm, entegre bir enerji sisteminin daha az güneş ışığı alan bölgelerde bile nasıl ısı ve güç üreteceğini ispatlamayı amaçlayan dünyadaki ilk tecrübe.

Bundgaard Euronews’e yaptığı açıklamada: “Asıl değerli olan, hem elektrik hem de ısı üretmek için güneş radyasyonunu kullanabilmenizdir. Yatırım maliyetini düşürüyorsunuz ve üstüne hem elektrik hem de ısı üretiyorsunuz.” dedi.

CSP teknolojisi geleneksel olarak İspanya, ABD, Güney Afrika ve Fas gibi daha fazla güneş alan yerlere yerleştirilmiş. Bundgaard için, bu karma sistem Almanya, Polonya, Finlandiya, İskandinavya ve İngiltere gibi diğer Avrupa ülkeleri için bir model olabilir. Bütün bu ülkeler kış boyunca hane halkları için yüksek ısınma gereksinimlerini karşılamak zorunda kalıyor. Oysa Bundgaard, “Avrupa’nın kuzey kesiminde ilk kez hem ısınma hem de elektrik enerjisi gereksinimlerini karşılamak için güneş ışınlarına dayalı bir projeyi hayata geçirebilirsiniz” dedi.

Svante Bundgaard düşüncelerini, “CSP tesisinin güç ve ısıyı birleştiren versiyonu, şehirlerin boyutlarına tam uyan özel hale getirilmiş bir sisteme sahip olmak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Isı ve elektriğin bileşimi için bu ölçeklenebilir güneş çözümü ile, aslında Kuzey Avrupa’da rekabetçi güneş enerjisi bile üretebilirsiniz. Projeyi benzersiz kılan şey bu.” şeklinde açıkladı.

CSP teknolojisinin bir diğer avantajı, Güneş‘ten toplanan enerjinin gece depolanıp üretilebilmesi. Bundgaard durumun, devlet sübvansiyonları olmaksızın daha çekici ve rekabetçi bir hal aldığını belirtiyor ve ekliyor: _“Güneşin, önümüzdeki yıllar içinde küresel enerji pazarımız için baskın bir ana kaynak haline gelmesi insanlığa ilginç bir gelecek vaat ediyor.”

Makale Fabíola Ortiz’in katkılarıyla hazırlandı

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Bosna'da kritik mineraller: Çevre ve ekonomi arasında denge arayışı

BM: Doğal kaynakların tüketimindeki artış hızı iklim hedefleri ve ekonomik refahı tehdit ediyor

Parisliler pazar günü SUV araçların park ücretlerini üç katına çıkaran teklifi oylayacak