Kılıçdaroğlu: "Size Mayıs'ta bildirmişler neden 15 Temmuz beklendi?"

Kılıçdaroğlu: "Size Mayıs'ta bildirmişler neden 15 Temmuz beklendi?"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 15 Temmuz’da düzenlenen darbe girişiminin yıl dönümün dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TMBB) düzenlenen özel oturumda konuştu.

Konuşmasında “Size Mayıs’ta bildirmişler. FETÖ‘ye operasyon için neden 15 Temmuz beklendi?” diye soran Kılıçdaroğlu, “250 şehidin, 2 bin 193 gazinin anısı, aziz hatıraları için 15 Temmuz darbe girişiminin tüm ayrıntılarının ortaya çıkması gerekirdi. Hiçbir şehidimizin kanının yerde kalmaması lazım ama öyle görünüyor ki bu ayrıntıların ortaya çıkması engelleniyor.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Darbe girişiminde bulunanların, darbecileri destekleyenlerin ve darbecileri devletin en hassas noktalarına yerleştirenlerin hesap vermesi sağlanmadan darbe ile gerçek anlamda mücadele yapılamaz.” dedi.

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulunda bir konuşma yaptı.

Konuşmasına, darbenin başarısızlığa uğramasında en önemli rolü üstlenen tüm şehitleri rahmetle anarak ve gazilere saygılarını sunarak başlayan Kılıçdaroğlu, darbe girişimine halkla birlikte direnen Gazi Meclisin üyelerine şükran duygularını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, Gazi Meclis ve halk kadar, peygamber ocağı olarak kabul edilen ordunun parlamenter demokrasiye sahip çıkarak, terör örgütüne karşı direnmesinin de kendilerine onur verdiğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, dünyanın en kanlı ve sinsi terör örgütlerinden biri olan FETÖ‘nün ülke demokrasisine yönelik darbe girişiminin başarısız kılınmasının, halkın topyekun olarak parlementer demokrasiye sahip çıkmasıyla sağlandığını vurguladı.

“İki temel koşul”

Türkiye’nin bir daha darbe girişimleriyle karşı karşıya kalmaması için iki temel koşulun yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bunlardan ilkinin demokrasinin geliştirilmesi, derinleştirilmesi olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, “Yani hukuk sistemimizin darbe hukukundan arındırılmasıdır. Bunu 16 Temmuz 2016 günü toplanan TBMM Genel Kurulunda da ifade ettim. İkincisi ise darbe girişiminin bütün boyutlarıyla masaya yatırılması ve tüm karanlık noktaların aydınlatılarak, gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmasını sağlamaktır.” diye konuştu.

“Parlamento maalesef özgür iradesini kullanamamıştır”

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi Meclis çatısı altında gösterilen kararlılığın, Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunun çalışmalarına yansıtılmadığını savundu.

Darbe girişiminin hemen hemen bütün ayrıntılarına vakıf Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Komisyona bilgi vermesinin sağlanamadığını anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu iki değerli bürokratın Komisyona gelerek, milli iradenin siz değerli temsilcilerinin sorularına yanıt vermek yerine, komisyona yazılı bilgi vermeyi tercih etmeleri kabul edilir değildir. Temel soru şudur: Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’nın hangi gerekçe, telkin ve talimatla TBMM’de kurulan Komisyona gelmesi engellenmiştir? Bu tablo, parlamentonun saygınlığı açısından hepimizin üzerinde durması gereken temel konudur. Bu konuda parlamento maalesef özgür iradesini kullanamamış, pek çok karanlık noktanın aydınlanmasına ortam hazırlamamıştır.”

“MİT’in verdiği bilgiler bizi tatmin etmedi”

Kılıçdaroğlu, MİT Müsteşarlığının 22 Mayıs 2017’de gönderdiği yazıda, daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda cemaatin darbe girişiminde bulunabileceğini bildirdiğini ancak “TSK bünyesinde istihbarat toplanamadığından, darbe girişiminin tarihi konusunda net bir istihbarata daha önceden ulaşılamamıştır.” ifadesine yer verildiğini belirtti.

MİT’in orduda da istihbarat yaptığının ve bilgi verdiğinin ortaya çıktığını dile getiren Kılıçdaroğlu, ancak bu konuya şimdilik girmeyeceğini söyledi. Bu açıklamanın, pek çok noktadan sorunlu olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Birincisi şu, 2012’den itibaren Adil Öksüz’ün Hava Kuvvetleri imamı olduğu devletin arşivlerinde kayıtlı, herkes biliyor. Adil Öksüz asker değildir. İkincisi sadece Öksüz değil darbe toplantıları yapan Kemal Batmaz, Hasan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş de asker değil. Üç, darbe toplantılarının büyük kısmı TSK dışında, yani özel evlerde yapılmıştır. Dört, Adil Öksüz iki cep telefonu ve GPS cihazıyla serbest bırakılmıştır. GPS cihazının özelliği şudur: Dünya üzerinde 4 veya daha fazla uydu ile her türlü hava koşulunda, yer ve zaman bilgileri sağlayan, uzay tabanlı bir haberleşme sistemi. Bu sistem ve iki telefonla serbest bırakıldı. Hadi diyelim serbest bırakıldı, MİT Adil Öksüz’ü neden izlemedi? Altı, darbe yapılmış, ortalık toz duman, ama bir kişi, Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca, Öksüz’ü karakolda, gözaltına alındığı yerde ziyaret ediyor. Dolayısıyla MİT’in verdiği bilgiler bizi tatmin etmedi. İnanıyorum ki bu Genel Kurulu da tatmin etmedi.

15 Temmuz günü darbeden bilgi var mıydı, yok muydu, bu da çok tartışılıyor. Bu konu medyada gündeme geldiğinde Genelkurmaydan bir yetkili, Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yılmaz’ı arar, “MİT bize bilgi verdi ama darbe bilgisi vermedi’ der. Ancak daha sonra O.K’nın savcılık bilgisine başvurulur. O.K. davet edilir, O.K. ‘Bana ne olabileceğini sordular. Ben de büyük bir faaliyet hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim.’ Savcı, ‘Darbe olacağını söylediniz mi?’ diye sorar. O.K, ‘Darbe olabilir kelimesini kullandığımı çok iyi hatırlıyorum.’ der. Bunlar üzerinde durulması gereken konular. Bir daha Türkiye darbe girişimiyle karşı karşıya kalmasın diye bütün ayrıntıların ortaya çıkması gereken konular. Savcı ikinci kez O.K’nın ifadesine başvurmak ister ama O.K. MİT kadrosuna alınır ve savcı bilgisine başvuramaz.”

REKLAM

“Savcılar kimin bilgisine başvurmak istedi”

Kılıçdaroğlu, FETÖ ana iddianamesinin hazırlandığını, ancak bir grup savcının iddianame bitmeden görevlerinden alındığını söyledi. Kılıçdaroğlu, bu savcıların kimin bilgisine başvurmak istediği için görevlerinden alındığını sorarak, bu sorunun Adalet Bakanı, bütün bakanlar ve Cumhurbaşkanı’na sorulmasını istedi.

Öksüz olayını gündeme getirdiğinde MİT’in bir açıklama yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, açıklamada, “Bylock’a ilişkin tespitler, Mayıs 2016’dan itibaren çalışmaya konu ham verilerle birlikte, adli makamlar, güvenlik birimleri ve diğer ilgili makamlarla bu ilgili makam ben, sizler değilsiniz, arkada oturuyor, birisi de sarayda oturuyor eşzamanlı olarak paylaşılmıştır.” ifadesine yer verildiğini belirti.

“Üç konuda yapılması gerekenler”

Darbe girişiminden hemen sonra üç önemli noktaya dikkat çektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, hukuk içinde hesaplaşma yapılması, hızla ülkenin normalleşme sürecine sokulması, çok önemli bir fırsat olarak güçlü bir demokrasi yaratılması gerektiğini söylediklerini kaydetti.

REKLAM

Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin bütün iz ve etkilerini ortadan kaldırmanın, darbelerle kesin mücadelenin yol haritasının bu üç aşamadan geçtiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, aradan geçen bir yıl içinde üç konuda yapılması gerekenlerin yapılmadığını, yapılmaması gereken ne varsa tamamen yapıldığını öne sürdü.

Hesaplaşmanın hukuk dışına taştığını, soruşturmaların uzanacağı noktaların yargıya müdahalelerle engellendiğini, adaletin yok edildiğini, Meclis Araştırma Komisyonunun darbeyi araştırma yerine sorumluluğu savuşturma çabasına girdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, hızla normalleşme yerine kalıcı olağanüstü hal rejimi kurulduğunu, darbeye karşı bombalar altında direnen Gazi Meclisin, devre dışı bırakıldığını, yetkilerinin elinden alındığını savundu.

“Bu zehrin panzehiri…”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“15 Temmuz ruhunun yarattığı uzlaşma kültüründe ortaya çıkan yaşananlardan ders alarak, güçlü bir demokrasi yaratma fırsatı maalesef heder edilmiştir. Darbe ile mücadelede başarı ve kalıcılığın en önemli şartı, darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasıdır. Ancak siyasi ayağı ortaya çıkarmaya dönük çabaların önü bilinçli olarak kapatılmaktadır. Darbe girişiminde bulunanların, darbecileri destekleyenlerin ve darbecileri devletin en hassas noktalarına yerleştirenlerin hesap vermesi sağlanmadan darbe ile gerçek anlamda mücadele yapılamaz.

REKLAM

Darbenin merkez örgütü olan FETÖ, bu güce bir günde erişmedi. TSK’nın yurtsever, namuslu, Cumhuriyetçi kadroları tasfiye edilip, FETÖ‘cülerin önü açılırken, bu örgüte destek verenler ortaya çıkarılmalıdır. Yargı, emniyet, bürokraside bu çeteyi hakim güç haline getiren ittifaklar teşhir edilmelidir. 15 Temmuzların bir daha yaşanmaması için bu ibret verici olaydan ders alıp, devleti başka tehlikeli ittifakların tuzağından uzak tutmak şarttır. Bu zehrin panzehiri, ortak değerlerimize, demokratik, laik Cumhuriyet’e ve sosyal hukuk devletine sıkı sıkı sarılmaktır. “

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

15 Temmuz gazileri AK Parti önünde eylem yaptı, 2 gazi yaralandı

114 ülke, 65 yıllık araştırma: Diktatörlüklerde başarısız darbe girişimleri iktidarı şahsileştiriyor

Myanmar'da cunta, kimlik dahi vermediği Müslümanları zorla orduya alıp savaştırıyor