Deniz süngerlerini korumanın yolu onları tanımaktan geçiyor

Deniz süngerlerini korumanın yolu onları tanımaktan geçiyor
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Uluslararası bir araştırma grubu, “G.

Uluslararası bir araştırma grubu, “G.O.Sars” gemisiyle Norveç fiyortlarından kuzey kutup dairesine ve arktik okyanusuna keşif gezisinde.

Grup, kendi çok basit, okyanus ekosistemine katkısı bir o kadar karmaşık bir deniz canlısını araştırıyor: deniz süngerlerini.

“G.O.Sars”, dünya üzerindeki en ileri teknolojiyle donatılmış araştırma gemilerinden biri. Bu gemi 3 hafta boyunca derin deniz süngerleri üzerine bir araştırma projesi yürüten Avrupalı bilim insanlarına ev sahipliği yapacak.

“G.O.Sars” gemisinde bir gezintiye çıkmak ister misiniz? Muhabirimiz Denis Loctier’yi takip edin!
https://www.youtube.com/watch?v=x4PGflzqOUQ&feature=share

Su derinliğinin kilometrelerle ifade edildiği Arktik Okyanusu’nun tabanında yaşayan deniz süngerlerini araştıran ekip, deniz süngerlerini bulmak ve toplamak için sualtı robotları kullanıyor.

Araştırma grubundan proje kordinatörü Hans Tore Rapp projenin hedefinin derin sularda yaşayan süngerler hakkında bilgi toplamak olduğunu ifade ediyor.

Rapp, “Mercan resifi ekosistemi gibi sığ sularda yaşayan deniz süngerleriyle ilgili oldukça geniş bir bilgimiz var. Ama derin sularda yaşayan süngerler gizemini koruyor. Hangi bölgelerde yaşadıkları ve çeşitleriyle ilgili bir fikrimiz olsa da, hayatlarını nasıl sürdürükleri hakkında pek bilgimiz yok.” diyor.

Gemide araştırma çalışmaları aralıksız devam ediyor. Sualtı robotu keşif gezisinden döndükten sonra, bilim insanları hızla yeni bulunan türleri laboratuvarlarda incelemeye başlıyor.

Denizden çıkarılan organizmaların bir kısmı parçalanarak, daha sonra üzerlerinde testler yapılmak üzere saklanıyor. Deniz süngerleri, özellikle farmakoloji ve kozmetik dallarında kullanılabilecek değerli kimyasal bileşenler üretiyor.

Araştırma ekibinden deniz biyolojisti Vasiliki Koutsouveli, süngerlerin önemine dikkat çekiyor: “Birçok türün metabolizmalarının antibakteriyel, antifungal ve kanseri önleyen özelliklere sahip oldukları biliniyor. Ama buradaki türlerle ilgili henüz hiçbir şey bilmiyoruz. Bu araştırmayı da bu sebeple yürütüyoruz.”

Denizden çıkarılan süngerlerin bir kısmı ise beslenme sistemlerini incelemek üzere özel akvaryumlara yerleştiriliyor.

Gözenekleri aracılığıyla deniz suyunu filtreleyen bu ilkel hayvanlar, atıkları geri dönüştürerek diğer deniz canlıları için değerli besin maddeleri üretiyor. Akvaryum deneyi ile, farklı türlerin bakterileri ve diğer atık maddeleri filtre etme kapasiteleri ölçülüyor.

Deniz biyolojisti Martijn Bart’a göre ise Deniz süngerlerini korumanın en iyi yolu onları tanımaktan geçiyor. Bart, “Araştırma deniz süngerlerinin okyanuslar için ne kadar önemli olduğunu göstermeyi hedefliyor. Eğer, deniz süngerlerinin neleri temizlediğini gösterebilirsek, deniz süngerlerinin yok olması ve artık deniz suyunu filtrelenmemesi durumunda okyanuslarda nelerin birikeceğini de göstermiş oluruz. “ diyor.

Deniz süngerleri 500 bin yıldır okyanuslarda yaşıyor. Bu hassas canlıları korumak ve muhafaza etmek için onları daha yakından tanımamız gerek.

Araştırmanın ilk günlerinden itibaren yeni deniz süngeri türleri keşfedildi. Bugüne kadar, boyutları birkaç santimetreyle 1 metre uzunluğunda değişen yaklaşık 8000 deniz süngeri türü keşfedilmiş durumda. Ancak, bunun en az iki katı kadar türün daha var olduğu düşünülüyor.

Deniz ekosistemini dengede ve sağlıklı tutmada oynadıkları rol hakkında da çok az şey biliyoruz. Bu sebeple deniz süngerleri hakkındaki araştırmalar büyük öneme sahip.

Deniz süngerleriyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

http://www.deepseasponges.org

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ölümcül yılan zehrinden şifa bulmak mümkün mü?

Motorlu araçların hayatımızı tehdit eden partiküller salmasına engel olunabilir mi?

Omega 3 ihtiyacını karşılamada devrim yaratacak besin kaynağı: Mikroalgler