ICAN: Nükleer silahlar tüm nesilleri tehdit ediyor

ICAN: Nükleer silahlar tüm nesilleri tehdit ediyor
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Nobel Barış Ödülü sahibi ICAN'in İcra Direktörü Beatrice Fihn Euronews'te nükleer tehditleri değerlendirdi

Nobel Barış Ödülü sahibi Nükleer Silahlara Karşı Uluslararası Kampanya (ICAN) organizasyonunun İcra Direktörü Beatrice Fihn, Euronews’te Global Conversation programında konuğumuz.

Nükleer silahlardan kurtulmak mümkün mü? Yoksa sadece saf bir fantezi mi? Nükleer savaş korkuları diğer yıllara göre son on yılda en yüksek seviyeye ulaştı. Nükleer silahlara karşı savunucular bu yıl Norveç Nobel Komitesi tarafından ödüle layık görüldü. Nobel Barış Ödülü’nü Nükleer Silahların kaldırılmasına yönelik uluslararası kampanyalar düzenleyen ICAN aldı.

Kampanyanın İcra Direktörü Beatrice Fihn ile bugün Cenevre’deyiz.

Teşekkürler bize katıldığınız için.

Peki, nükleer savaş konusu her zamankinden daha çok gündemde. ABD Devlet Başkan’ı Donald Trump’ın, Kim Jong-Un’la İran nükleer anlaşması ve Kuzey Kore’deki nükleer gelişmelere karşı sert bir duruş sergilediğini yakın zamanda gördük. Nükleer caydırıcılık konusunda yıllarca çalışmış biri olarak bugünkü risklerin ne kadar olduğunu söyleyebilir misiniz?

Beatrice Fihn:

Sanırım riskler çok gerçekçi. Her gün, nükleer silahlı denizaltılar denizlerimizin etrafında geziyorlar. Nükleer füzeleri belirgin hedeflere çevrilmiş üsler var. Bence son yıllarda bu durumu unutmayı başardık. Bence Kuzey Kore’deki gelişmeler ve Donald Trump’ın seçilmiş olması, dünyayı felakete sürükleyebilecek güçte bireyler olduğu gerçeğini vurgular.

Euronews:

Twitter’da Donald Trump’a ve buna paralel olarak Rex Tillerson’a moron olarak seslendiniz. Yani bu moronların 21. yüzyılda nükleer caydırıcılıkla ilgilenmediklerini mi söylemek istiyorsunuz ?

Beatrice Fihn:

Yüz binlerce insan katledilme tehdidi altındayken kendi kendimizi korumak artık gerçekten çok zor ve saçma bir fikir. Biz nükleer savaşı kazanamayız.. Bütün bir ülkeyi tamamen yok etme, nükleer cephanelik geliştirme ve nükleer silah sayısının artırılmasını istemek çok büyük bir tehdit, evet, bu ahlaka gerçekten aykırı.

Euronews:

Çok az sayıda nükleer devlet var. Peki “diğer” nükleer devletler ne olacak ve bu nükleer devletler hakkında ne düşünüyorsunuz? Nükleer silahları kabul edilmiş veya reddedilmiş olmasına rağmen Fransa, Birleşik Krallık, Rusya,Çin, Hindistan, Pakistan, İsrail’in nükleer silahları vardı. İyi ve kötü nükleer devletler mi var?

Beatrice Fihn:

Güzel, işte sorun bu, sanıyorum yok. Bence bütün ülkeler kendilerini korumak için kitle imha silahlarına güveniyor. Bu tehdit çok acı sonuçlar doğurabilir. Birinci olarak nükleer silahlar son derece acı veren ölümler ve imha sonuçlarına yol açıyor. Anlatılmaz acılar, nükleer silahlar… Bütün bunlar hukuka, insan haklarına, demokrasiye inanmakta olan ülkeler tarafından insanlığa tehdit olarak kullanılamaz.

Euronews:

Nükleer silahların yayılmasını önleme antlaşması, nükleer silah devletlerinin son yıllarda nükleer silahlara ciddi şekilde yatırım yapmasını engellemedi, bugün dünyada yaklaşık 15.000 savaş başlığı var. Bir fikriniz varsa bunlardan sadece bir tanesinin ne kadar ölümcül olabileceğini bize söyleyebilir misiniz?

Beatrice Fihn:

Açıkçası pek çok farklı nükleer silah türü olduğunu düşünüyorum, bu biraz bölgenin nerede ve ne kadar nüfusa sahip olduğuna bağlı. Fakat uzun vadede her şeyi mahvedebilecek büyük bir nükleer patlama var. Hiroşima ve Nagasaki’yi gördük, insanlar hala sonuçlarından dolayı acı çekiyorlar.Çevre zehirlendi.

Dünyanın dört bir yanındaki nükleer test yerlerini gördük. Buralarda kadınlar doğum yapmakta güçlük çekiyor ve kanser olma derecesi çok daha yüksek. Zaman içerisinde kontrol altında alınamayan silahlar bunlar, tüm nesilleri etkileyebiliyor. Ve hava. Radyasyon tüm havaya yayılıyor. Uzak alanlar bu radyasyondan etkilenmiyor. Örneğin Kuzey Kore’de bir nükleer savaş olursa, bu, Çin, Japonya ve Güney Kore’yi radyasyonla etkiler. Şu an Amerika Birleşik Devletleri ve diğer tüm nükleer silahlı devletler de bu tehlikeye sahip. Bu nedenle nükleer bir denizaltısı olan Amerika Birleşik Devletleri’ni örnek olarak alıyorum. Nükleer denizaltı İkinci Dünya savaşında kullanılan patlayıcılardan yedi kat daha fazla güce sahip. İkinci Dünya savaşında altmış milyon kişi öldü. Şimdi sürekli dünyayı devriye gezen bu denizaltılardan 10 tane var. Dolayısıyla, yetmiş kere ikinci Dünya Savaşı patlayıcı gücünde devriye geziyor.

Euronews:

ICAN’ın çalışmaları, geçen Temmuz ayında Birleşmiş Milletler’de Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması’nın kabul edilmesine yol açan müzakerelerin merkezinde yer aldı. Bu anlaşma sadece anlaşmayı imzalayan ülkeleri bağlıyor sorun şu ki anlaşmayı imzalamayanları bağlamıyor. Nükleer silahlara sahip olan İngiltere, Fransa ve ABD hali hazırda bir şey yapmayacaklarını ilan etti. NATO buna karşı. Nasıl idare edeceksiniz ?

Beatrice Fihn:

Kimyasal ve biyolojik silahların, mayınların, misket bombalarının ve benzeri türden öteki patlayıcıların yasaklanmalarından sonra büyük bir itibar kaybına uğradığına tanık oluyoruz, bütün devletler yasağa uymasa dahi anlaşma, bu konuda faydalı olmayı hedefliyor. Ayrıca bu, bizim nükleer silah üretime yatırım yapmaktan, nükleer silah üreticilerden hisse senedi almaktan vazgeçmeye teşvik eden uluslararası kampanyamız içinde çok yararlı bir araç. Bu anlaşma nükleer silahların geliştirilmesine yardım etmeyi de yasaklıyor. Bu yüzden mesela bankalara gidip diyebiliriz ki, ‘‘siz bu anlaşmayı imzalamış bir ülkede çalışıyorsanız, nükleer silah üretimine yatırım yapmamanız gerekiyor’‘ Bence bu da çok güçlü bir argüman olabilir. Nükleer silahlar müthiş pahalı. Ve İngiltere, Fransa gibi hükumetler bir karar vermek zorunda: Bütün bu harcamaları sivilleri öldürmekten başka bir işe yaramayan ve dahası kullanılamayan silahlara mı yatıracaklar?Yoksa terörizm, iklim değişimi, organize suçlar ya da benzeri 21.yüzyılın tehditlerine karşı bizi koruyacak yatırımlara yönelecekler.

Euronews:

Maalesef devletler, şirketler ve bankalar için sonunda önemli olan savaşın çok lüks bir yatırım olması. 2013 ile 2016 yılları arasında nükleer silahlara 500 milyar dolar yatırıldı. Hal böyleyken, nükleer silahsızlanmaya nereden kaynak bulacaksınız cidden?

Beatrice Fihn:

Sanırım bu, bütün silahlar konusunda önemli bir zorluk. Ama bu konuda yararlanabileceğimiz fırsatlar da olduğunu düşünüyorum. Örneğin, misket bombalarının kullanımını yasaklayan anlaşmanın uygulanmaya konulmasından bir kaç yıl sonra, ABD’nin halen görüşmelere katılmadığını ve anlaşmayı imzalamadığını görüyoruz. Ancak son misket bombası imal eden Amerikan şirketi de üretimini durdurdu artık. Gerekçe olarak da uluslararası itibarının daha da kötüleşmesi karşısında yatırımı durdurma isteklerini gösterdiler. Bankalar da bu şirkete verdiği kredileri askıya almışlardı. Bence şirketlerin bu tür gelişmelere kayıtsız kalmıyor olmaları çok ilginç. Bu işler için yatırılan para biz vergi ödeyenlerin parası. Dolayısıyla paramızın başka şeylere harcanmasını talep etmek zorundayız. Umuyorum bu Nobel Ödülü insanları harekete geçirecek bir ilham kaynağı olur. Günün sonunda ben demokrasiye inanırım. İnanıyorum ki insanlar isterlerse mevcut durumu değiştirebilirler.

Euronews:

Beatrice Finn Konuğumuz olduğunuz için çok teşekkür ediyorum.

Beatrice Fihn:

Ben teşekkür ederim.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Pekin'deki kritik nükleer konferansı ne anlama geliyor?

Çin'den nükleer devletlere: 'İlk kullanım yasağı' için anlaşma müzakere edilsin

Rusya, Kuzey Kore'ye yaptırımları izleyen panelin yenilenmesini veto etti