COP23: Dünyanın akciğerleri okyanusları korumak hayati önem taşıyor

COP23: Dünyanın akciğerleri okyanusları korumak hayati önem taşıyor
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

“İklim değişikliğine karşı savaşta okyanusların korunması hayati önem taşıyor.

REKLAM

“İklim değişikliğine karşı savaşta okyanusların korunması hayati önem taşıyor.” Küçük ada devleti Fiji tarafından organize edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın verdiği en önemli mesajlardan biri buydu.

COP23, lojistik nedenlerle Almanya’nın Bonn kentinde düzenlendi ancak, organizatörü Okyanusya’da bulunan Fiji Cumhuriyeti, iklim değişikliğinin negatif etkilerini şimdiden hissediyor: Şiddeti ve sayısı her yıl artan kasırgalar, Fiji’yi şimdiden 12 köyü rakımı daha yüksek bölgelere taşımak zorunda bırakan yükselen su seviyesi.

Öte yandan, tüm dünyanın bir çöp kutusu olarak kullandığı okyanusların kirlilik oranı da önemli bir sorun. Ellen McArthur Vakfı’nın 2016’da yayınladığı bir araştırmaya göre, plastik çılgınlığına bir dur demezsek, 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik olacak.

Euronews muhabiri Sasha Vakulina Çevre, Denizcilik ve Balıkçılık’tan Sorumlu Avrupa Komiseri Karmenu Vella ile Bonn’da bir araya gelerek okyanusların öneminden ve korunmaları için alınabilecek önlemler hakkında konuştu.

Sasha Vakulina, Euronews: Sayın komiser, burada Bonn’da gerçekleştirilen yıllık İklim Değişikliği Konferansı’nda deniz savunucuları okyanusların korunmasının iklim değişikliği ile savaşta bir öncelik haline gelmesi için uğraşıyorlar.

Karmenu Vella, Çevre, Denizcilik ve Balıkçılık’tan Sorumlu Avrupa Komiseri: Okyanuslar iklimin temel regülatörlerinden biri. Gezegenin sıcaklığının %90’ını, atmosferdeki karbonsdioksidin %30’unu absorbe ediyor, ihtiyaç duyduğumuz oksijenin %50’sini üretiyorlar. Okyanuslar, bize ve dünyaya tüm bu yararları sağlıyor. Peki biz ona karşılığında ne veriyoruz? Malesef okyanusları plastik çöplerle dolduruyor, sudaki asit oranı yükseltiyor, azot ve fosfat oranlarını arttırarak ötrofikasyona yani su ekosistemindeki plankton ve alg varlığının aşırı şekilde çoğalmasına neden oluyoruz. Bu da okyanusların ısınmasına, su seviyesinin yükselmesine ve su baskınları ve kuraklık gibi iklim felaketlerinin yaşanmasına neden oluyor.

Sasha Vakulina, Euronews: Avrupa Birliği, iklim değişikliğine karşı savaşta ve okyanusların korunmasında diğer ülkelere liderlik etmek için nasıl bir yol haritası izliyor?

Karmenu Vella, Çevre, Denizcilik ve Balıkçılık’tan Sorumlu Avrupa Komiseri: İlk olarak, tek bir kurumun liderliğinin yeterli olmadığını düşünüyorum. Bu Avrupa Birliği de olsa, başka bir ülke veya ülkeler topluluğu da… Çünkü bu küresel bir sorun. Küresel çözümlere ve en önemlisi küresel eylemlere ihtiyacımız var. Hiçbir ülke veya kıta tek başına bu sorunla baş edemez. Yani evet, diğer ülkelerin üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyoruz, çünkü sorunun tahmin ettiğimizden çok daha hızlı bir şekilde büyüdüğünü görüyor, bir an önce müdahale etme ihtiyacı hissediyoruz. Bugün nasıl bir hareket planı, bir önlem planı geliştirirsek geliştirelim, bunun etkilerini hemen yarın görmeye başlamayacağız. Eğer bugün karbondioksit salınımını tamamen durdursak bile, Okyanuslar önümüzdeki on yıllarda şimdiye kadar salınan karbondioksiti absorbe etmeye devam edecek. Eğer bugün, okyanusa plastik atmayı bıraksak bile, on yıllardır attığımız plastikler girdaplarda toplanmaya devam edecek. Yani, bugün önlem almaya başlamak bir zorunluluk, ama okyanusların iyileşme süreci zaman alacak.

Sasha Vakulina, Euronews: Okyanusların korunmasında alınması gereken en acil önlemler neler?

Karmenu Vella, Çevre, Denizcilik ve Balıkçılık’tan Sorumlu Avrupa Komiseri: Benim için alınması gereken en acil önlem karbondioksit salınımını derhal azaltmak. İkincisi deniz ekosistemini restore etmek. Çünkü okyanuslar karbondioksidi su bitkileri sayesinde absorbe ediyor, yani ekosistemi restore etmek, daha fazla karbondioksidin absorbe edilmesini sağlar. Üçüncü olarak ise birlikte hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Çünkü dediğim gibi, herkesin kendi başına bir çözüm bulmaya çalışmasının kimseye bir getirisi olmaz. Bir an önce harekete geçmeliyiz, ama en önemlisi birlikte harekete geçmek.

Sasha Vakulina, Euronews: İnsanlar bazen sadece hükümetlerin ve büyük şirketlerin önlem alması gerek gibi hissediyor. Oysa ki, günlük hayatlarında yapacakları küçük değişiklikler iklim değişikliğiyle savaşta büyük önem taşıyabilir.

Karmenu Vella, Çevre, Denizcilik ve Balıkçılık’tan Sorumlu Avrupa Komiseri: Evet çok önemli bir noktaya parmak bastınız. Neden? Çünkü insanlar tüm bu konuların küresel düzlemde tartışıldığını görüyor. Küresel toplantılarda, G7, G20 zirvesinde bu konular üzerinde durulduğunu görüp, ilk anda “bu büyük bir sorun, benim yapabileceğim bir şey yok” diye düşünüyor. Ama hayır! Bu felaketten hepimiz sorumluyuz. Ve her birimiz çözümün bir parçası olmalıyız. İki örnek. Okyanuslardaki biyoçeşitliliğe büyük zarar veren, memelileri, balıkları öldüren, okyanusları kirleten plastik çöplerden bahsettik. Bu sorun en nihayetinde, kullandığınız plastiklerle ne yaptığınızla bağlantılı. Onları geri dönüşüme mi gönderiyorsunuz? Yoksa çöpe mi atıyorsunuz? İkinci olarak, sera etkisi yaparak küresel ısınmaya neden olan karbondioksit gazı salınımından bahsettik. Burada söz konusu olan nasıl bir araba kullandığınız. Yüksek gaz salınımı olan bir araba mı kullanıyorsunuz? Toplu taşıma araçlarını hangi sıklıkla tercih ediyorsunuz?

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Son üç yıl Dünya'nın en sıcak yılları

Alman polisi çevreci Son Nesil hareketine operasyon düzenledi

Dünya Günü nedir? 5 maddede 22 Nisan Dünya Günü