Reza Zarrab'ın mal varlığına el konuldu

REKLAM

New York'ta görülen, İran'a yönelik yaptırımların delinmesine ilişkin davanın üçüncü duruşması tamamlandı.

Davanın bir numaralı sanığı iken, itirafçı olup tanık sandalyesine geçen Reza Zarrab'ın Türkiye'deki mal varlığına 'casusluk' suçundan el konuldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Hasan Yılmaz, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda, "Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiği' gerekçesiyle, Zarrab ve ailesinin mal varlıklarına el koyma kararı verildiği bildirildi. Listede Zarrab'ın yakını olan 23 kişinin adının geçtiği öğrenildi.

Türkiye'de halk, davayı yakın takip ediyor.

İstanbul sakini Mehmet Bozkurt, dava ile ilgili görüşlerini şöyle ifade ediyor: "ABD'nin müdahalelerinin yasal zeminde olduğunu düşünmüyorum. Ekonomik yaptırım, Türkiye'yi kıskaca alma... bu gibi şeylerle ekonomiyi çökertmenin peşindeler. Türkiye'nin ileri gitmesini istemiyorlar."

Diğer bir İstanbullu Cafer Damsa ise davanın ABD'nin komplosu olduğunu düşünenlerden: "Amerika'nın bir oyunu, komplosu olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin zararına (Zarrab'ın) yaptığı. Onu ajan olarak biliyorum, ABD'nin ajanı."

Davanın üçüncü günü

New York'taki davanın son duruşmasında Zarrrab, kağıt üzerinden nasıl gıda ticareti yaptıklarına dair tanıklık etti.

Cuma günkü duruşmada, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in fotoğrafları, delil olarak dava dosyasına eklendi.

Aynı duruşmada Zarrab'ın, Halk Bankası'nın eski genel müdürü Süleyman Arslan ile ilgili "Ne zaman aradıysam borçlu çıktım. Ona bir daha rüşvet vermemek için imzasını taklit ettirdim" dediği kaydedildi.

Zarrab şu ana kadar ne söyledi?

İranlı iş adamı bir önceki duruşmada, eski Hazine Bakanı Ali Babacan'ın, o dönemde başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte, VakıfBank ve Ziraat Bankası'na kendisi ile ilgili işlemlerde yardımcı olunması için talimat verdiğini, bu bilgiyi Zafer Çağlayan'dan aldığını öne sürmüştü.

Dosyada adı geçen kurumlarsa haklarındaki iddiaları reddediyor.

Zarrab mahkemede ayrıca Halk Bankası ile iş yapmasına yardımcı olması karşılığında Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a yaklaşık 50 milyon Euro rüşvet verdiğini, Aktif Bank'ta hesap açmak konusunda dönemin AB Bakanı Egemen Bağış'ın kendisine yardımcı olduğunu, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu ile Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Arslan'a da rüşvet verdiğini söylemişti.

İktidarın tepkisi

İran'a uygulanan ambargoyu delmediklerini belirten Erdoğan. "Davadan ne çıkarsa çıksın doğruyu yaptık. İran'la enerji ve ticari işbirliğimiz var. Biz Amerika'ya böyle bir taahhütte bulunmadık' açıklamasını yaptı.

Başbakan Binali Yıldırım ise, "Bu dava hukuki olmaktan çıkmış, tamamen siyasi bir şekle dönüşmüştür. Amaç Türkiye'yi sıkıştırmaktır. Türk ekonomisini sıkıştırmaktır. Türk ekonomisini zora sokmaktır. İnşallah (Zarrab) içinde bulunduğu bu yanlıştan döner." yorumunda bulundu.

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal da Zarrab'ın ABD'de rehin olduğunu söyledi: "Bu bizim bir tiyatro oyunu olarak gördüğümüz bir oyundur. Biz bu oyunun bir aktörü olmayacağız. Türkiye'yi sanık sandalyesine oturtmak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz."

Jüri üyesi uyuduğu için ihraç edildi

Bu arada bir jüri üyesi duruşmada uyuduğu için hakim Berman tarafından ihraç edildi. Söz konusu jüri üyesi bundan sonraki duruşmalara katılamayacak. Yerine ise yedek jüri üyelerinden biri atanacak.

Bir savcının, uyuyan jüri üyesiyle ilgili, "Eğer bu duruşmada uyuyabiliyorsan, her yerde uyuyabilirsin." dediği aktarıldı.