Columbus Modülü'nden uzayda önemli buluşlar

 Columbus Modülü'nden uzayda önemli buluşlar
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Avrupa Uzay Ajansı'nın Columbus Modülü uzayda bir çok buluşa imza attı

REKLAM

Space'in bu bölümünda Almanya'nın Köln şehrindeki Avrupa Astronot Merkezindeyiz.

Programımızda Avrupa'nın Uluslararası Uzay İstasyonu üzerinde kullandığı araştırma merkezi Columbus Modülü'nü sizlere tanıtacağız.

Astronotlar 10 yıldır bu modülde bitki yetiştirmeden, yeni materyaller geliştirmeye bir çok deneyler yapıyor.

​Columbus, bundan tam 10 yıl önce uzaya fırlatıldı ve Avrupa'nın uzaydaki yeni laboratuvarı Uluslararası Uzay İstasyonuna başarılı şekilde kenetlendi.

Modülde görev alan Astronot Paolo Nespoli bunun büyük bir sorumluluk olduğunu belirtti:

"Burası sanki bir ev gibi. Tanım olarak, bir Avrupalı astronot, uzaya gittiğinde laboratuvardan, yani Columbus'tan sorumludur. Bu da onu korumak ve her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak anlamına gelir."

2008'de 10 tonluk modülün kurulumunu gerçekleştiren ​Avrupa Uzay Ajansı astronotu Leopold Eyharts yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Bu görevi üstlendiğim ve Columbus'a girip ışıkları ilk açan Avrupalı ​​astronot olduğum için şanslıydım. Uluslararası Uzay İstasyonunun gerçek yeri gibi. Dolayısıyla içerdeki modül çok iyi düzenlenmişti. Bilimsel bir laboratuvar olarak tasarlandığı için çok sayıda deney araçlarımız var. Burada kalıcı bir mikro yerçekimi ortamı var. Bilimde süreklilik ilkesinden dolayı yerçekimsiz ortamda uzun süren deneyler yapıyoruz."

​Sürekli tekrar tekrar yapılan deneyler, bitkilerin ağırlıksız ortamda nasıl yetiştiği üzerine yapılan araştırmalarda olduğu gibi çığır açıcı sonuçlar doğurdu.

Uzayda bitki yetiştirmenin ana hedefi, uzun süreli görevlerde astronotlara gıda sağlayacak sistemler geliştirmek olduğunu Araştırmacı Ann-Iren Kittang Jost açıkladı:

"Aslında, yer çekimsiz veya ağırlıksız ortamda bitkiler yetiştirebiliriz. Bitkiler bu ortama uyum sağlayabilir. Tohumdan çimlenebilir. Yaşam döngüsü oluşturabilir ve yeni tohumlar üretebilirler. Bitkilerin bu koşullara oldukça iyi adapte olabildiklerini görmek çok etkileyici."

Columbus'taki bir başka deney dizisi, Dünya'dan getirilen yaşam formlarının uzay ortamında hayatta kalıp kalmayacağı ile ilgili olanlar.

Astrobiyolojist Elke Rabbow canlıların uzaya direncini test etmek için, uzay boşluğunda bir buçuk yıl boyunca, bazılarının Güneş ışınları altında, bazılarının ise gölgede bırakıldığını söyledi:

"Tablalar uzay istasyonuna Expose-E misyonu çerçevesinde gönderildi. İçlerinde bakterilerden likenlere ve bazı larvalara kadar farklı mikroorganizmalar vardı. Dünyaya geri döndüklerinde, bu organizmaların birçoğu hala hayattaydı."

Uluslararası Uzay İstasyonu, 1998 yılında Rusya'nın Zarya modülüyle başladı ve şu anda Japonya, Rusya ve ABD'den ve Avrupa'nın Columbus'u dahil birçok deney laboratuvarları istasyona kenetlendi.

Astronot Thomas Pesquet uzay gemisinde bulunan astronotların, birçoğu kendi vücutlarında olmak üzere yoğun bir deney programını takip ettiğine dikkat çekti:

Uzayda kaslarının, kemiklerinin, kan dolaşımlarının ve beyinlerinin nasıl tepki verdiğini test ediyorlar.

Bir sürpriz bulgu olarak astronotların beyinlerindeki elektriksel aktivitenin ve performansın uzayda düştüğü gözlendi. Bunun nedeni henüz bilinmiyor.

REKLAM

Astronotların en büyük tehlikelerinden biri olan radyasyonu incelediklerini belirten merkezdeki Biyofizik araştırma ekibinin şefi Thomas Berger, Dosis3D adlı bir deneyde, radyasyonun Columbus modülünün etrafında nasıl değiştiğini ve diğer faktörlerin de ne gibi farklar yarattığını anlattı:

"Dosis3D, çok uzun süreli bir deney oldu. Uzay istasyonu 70 kilometre yüksekliğe çıktığında radyasyon ortamında değişiklik oldu. Sonra Güneş'in çok aktif olup olmamasına bağlı olarak, güneş döngüsünden dolayı radyasyondaki farklı varyasyonları keşfettik."

Materyal Uzmanı Thomas Volkman ağırlıksız ortamda yapılan deneylerin benzersiz ve Columbus'un bilim adamlarının yeni metal alaşımlarının yerçekimi etkisi olmadan nasıl katılaştığını inceleyebildiği tek yer olduğunu vurguladı. Volkman; 'bazı enstrümanlar yerden kontrol ediliyor olsa da asıl iş astronotlara düşüyor' dedi.

"Astronotlar bizim için önemli. Tesisi kurarlar, kamera sistemlerini değiştirirler. Bu nedenle farklı deneyler için farklı yüksek mekansal çözünürlüğe ve yüksek kare hızına sahip kameralara ihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla bu kamera değişikliği astronotlar tarafından yapılmak zorunda."

Yörüngedeki astronotlar ile bilim adamları arasındaki bu işbirliği, Uluslararası Uzay İstasyonu aktif kaldığı müddetçe devam edecek.

REKLAM

Astronot Leopold Eyharts, araştırmalar sayesinde Ay ve daha sonra Mars hakkında daha fazla bilginin ortaya çıkacağı düşünüyor:

"Uluslararası Uzay İstasyonu aynı zamanda gelecekteki keşiflere hazırlanmak için çok iyi bir araç. İnsan vücudu, bitkiler ve teknolojik ekipmanlar üzerinde deneyler yapılıyor. Gelecek için çok önemli."

Paolo Nespoli, ESA astronotlarının yörüngedeki küçük bir laboratuvardan büyük bilimsel buluşlar çıkardığını söyledi:

"İnanılmaz olan nispeten küçük bir alanda bu kadar büyük işlerin yapılması. Çünkü sonuçta küçük bir oda gibi olan bu modülde uzay bilimi ile alâkalı istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz."

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Fransız fizikçi, 'James Webb Teleskobu'ndan görüntü' diye 'sucuk' paylaştı

Elon Musk, uydu internet sistemi Starlink'i Ukrayna'da kullanıma açtı

Avrupa'da fiber roket fırlatıcıları nasıl üretiliyor? Vega C