Çin'in yeni nesil savaş uçağı artık göklerde

Çin'in yeni nesil savaş uçağı artık göklerde
© 
By EuronewsReuters AA
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Silahlanma yarışının hız kazandığı şimdilerde Çin'in kendi üretimi olan 4'üncü nesil savaş uçağı J-20'ler artık savaşa hazır.

REKLAM

Silahlanma yarışının hız kazandığı şimdilerde Çin'in kendi üretimi olan 4'üncü nesil savaş uçağı J-20'ler artık savaşa hazır.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetleri'nin envanterine giren orta ve uzun menzilli savaş uçağının lansmanı 2016'da yapılmıştı.

J-20'ler Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde uçuş gerçekleştirmişti.

J-20 projesi

J-20’nin prototiplerinin internette yayılan fotoğraflarında en dikkat çeken özellikleri, kanat ve kuyruk tasarımları ile dikkat çekici derecede büyük ve uzun gövde yapısıydı. 

Çift motora sahip J-20’nin tasarımında, hava alığı formu ve gövde içindeki silah bölmesi gibi radar izini azaltmak için bazı tedbirlerin uygulanmış olduğu görülüyordu. 

Her ne kadar savaş uçaklarının nesil bazında sınıflandırılmasında farklı metodolojiler ve yaklaşımlar olsa da J-20’nin yaygın kabul gören radar ve kızılötesi iz azaltıcı tasarım, farklı sensör sistemlerinden toplanan bilgilerin birleştirilmesi ve dost unsurlarla paylaşılması, sesüstü hızlarda seyir yapabilme gibi kabiliyet ve özelliklere sahip olduğu değerlendirilmekte.

ABD Savunma Bakanlığı tarafından 2016 yılında yayımlanan bir raporda J-20’nin, Çin’in bölgesel güç aktarım kabiliyetini geliştirmede önemli bir aşamayı temsil ettiği tespitine yer verilmişti. 

Çok daha küçük gövdeli ve tek motorlu J-10’un aksine J-20, çift motora, oldukça geniş bir kanat alanına ve geniş bir gövdeye sahip bir uçak. 

Bu özellikleri itibarıyla havada yakıt ikmali yapmaksızın uzun menzile erişebildiği, görev yarıçapının muadillerine oranla oldukça fazla olduğu değerlendirilebilir. 

Bir kıyaslama yapmak gerekirse, dünyadaki en modern ve yüksek performanslı savaş uçaklarından olan Amerikan F-22 Raptor’un dahili depolarında taşıyabileceği azami yakıt, üretici Lockheed Martin’in verilerine göre toplam 8.2 ton; J-20’nin dahili yakıt kapasitesi IHS Jane’s verilerine göre 12 ton. Kanat altı yakıt depoları ile birlikte toplam kapasite F-22 için 11.2 ton iken J-20 için bu değer 25 ton.

F-22 ve J-20 için azami kalkış ağırlığı değerleri aşağı yukarı aynı iken (37-38 ton), J-20’nin bu kadar fazla yakıt taşıyor olmasının iki anlamı bulunuyor: Uzun havada kalış süresi ve geniş bir görev yarıçapı, yani uçağın muharebe yükü ile görev icra edebileceği azami mesafe. Birinci faktör düşman hava unsurlarının önlenmesi ve hava devriyesi görevleri için önemli. Yalnızca düşman savaş uçakları değil, AWACS havadan erken ihbar ve komuta kontrol uçakları, elektronik istihbarat ve harp uçakları ile tanker uçakları, Çin Hava Kuvvetleri için öncelikli hedefler. Bu tip kritik hedeflerin uzun mesafelerden vurulması için PL-12 ve PL-21 gibi orta ve uzun menzilli havadan havaya füzeler geliştiriliyor. Özellikle kara ve deniz hedeflerine karşı hassas güdümlü silah sistemleri ile icra edilebilecek taarruz görevleri için ise görev yarıçapının uzun olması bir avantaj. Çin’in bu tip görevler için FT ve LS serisi hassas güdümlü bombalar ile YJ serisi seyir ve gemisavar füze aileleri bulunuyor.

Bu noktada, J-20’nin nasıl bir görev için tasarlandığı sorusu öne çıkıyor. Bu konuda savunma çevrelerinde farklı görüşler hâkim. J-20’de radar ve kızılötesi iz azaltıcı tedbirlerin özellikle uçağın ön kısmında uygulanmış olmasından hareketle, uçağın düşmanla karşı karşıya gelinecek av-önleme görevlerine yönelik tasarlandığı şeklinde değerlendirmeler mevcut. Öte yandan geniş görev yarıçapı ve yüksek silah taşıma kapasitesi ile birlikte, deniz hedeflerine, bilhassa bölgede görev yapacak ABD uçak gemisi görev güçlerine karşı taarruzun öncelikli görev olduğunu savunanlar bulunuyor. Açık kaynak analizlerine göre J-20’nin görev yarıçapı bin 200 ila bin 700km arası olarak geçiyor. Bu da J-20’nin Çin’in taarruzi eriminin anakaradan bir hayli uzağa taşınması anlamına geliyor. Daha açık bir ifadeyle Çin, anakaradan bin 200-bin 700 km arası mesafelerde hava devriyesi, önleme ve taarruz gerçekleştirebilecek; kendi unsurlarına hava koruma şemsiyesi sağlayabilecek bir imkân ve kabiliyete erişiyor.

J-20’nin halen en yumuşak karnı, motorları. Uçağın prototiplerinde ve ilk seri üretim modellerinde Rusya’dan ithal edilen Salyut üretimi AL-31FN turbofan motorlar kullanıldı. Bu motorun Çin yapımı muadili WS-10 da kullanıldıysa da performans ve güvenilirlik sorunları olduğu biliniyor. Yeni nesil, daha fazla güç üreten ve daha düşük yakıt sarfiyatına sahip WS-15 adlı motorun geliştirme ve test çalışmaları devam ediyor.

FC-31 projesi

J-20, Çin’in beşinci nesle mensup tek savaş uçağı projesi değil. Shenyang firması tarafından geliştirilen FC-31 adlı bir savaş uçağının da testleri halen devam ediyor.

İlk kez 2011 Eylül ayında yer testlerinde görüntülenen FC-31 prototipi ilk uçuşunu 2012 Ekim ayında gerçekleştirdi. J-20 gibi çift motora sahip FC-31’in görsel olarak ABD tarafından geliştirilen F-35 Joint Strike Fighter’a (JSF) benzerliği, Çin’in siber casusluk yolu ile JSF projesine ait bilgileri çaldığı iddiaları ile birleşince uluslararası havacılık camiasında büyük tartışma yaratmıştı.

Azami kalkış ağırlığı 28 ton olan FC-31, J-20’den daha küçük bir uçak. Av-önleme ve taarruz görevlerine uygun silahlarla donatılabilen, başka bir ifadeyle J-20 gibi çok rollü bir savaş uçağı olan FC-31’in önemli bir özelliği, Çin tarafından ihraç pazarı için de sunuluyor olması. 2016 yılından bu yana FC-31, Çin’in katıldığı pek çok uluslararası savunma ve havacılık fuarında boy gösteriyor. Shenyang’ın özkaynakları ile yürüttüğü geliştirme süreci tamamlandığında uçağın Çin Hava Kuvvetleri hizmetine girip girmeyeceği konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, deniz kuvvetleri hizmetine gireceği yönünde değerlendirmeler mevcut. Öte yandan J-20’nin ihracatının yapılmayacağı Çinli makamlar tarafından beyan edilmişti.

REKLAM

FC-31 de aynı J-20 gibi Rus yapımı motorlara sahip. Uçağın prototiplerinde Rus Klimov üretimi RD-93 turbofan motorları bulunuyor. RD-93, meşhur Rus MiG-29 (NATO kodu “Fulcrum”) av-bombardıman uçağında kullanılan RD-33 motorunun bir türevi. FC-31’in seri üretim modellerinde kullanılmak üzere, Pakistan ile ortak üretilen JF-17 uçağında kullanılan WS-13 motorunun geliştirilmiş bir türevi üzerinde çalışılıyor.

Bölgesel güçten küresel güce dönüşüm

Çin’in özellikle son 20 yılda hızla gelişen ekonomik ve teknolojik kapasitesi, ülkenin bölgesel bir güçten küresel bir güce dönüşme çabalarının itici gücü oldu. 

Bu dönüşüm sürecinde askeri kapasitenin artırılması için muazzam kaynaklar ayrılmakta. Çin’in yürüttüğü askeri modernizasyon projeleri incelendiğinde, bu çabaların belli alanlarda yoğunlaştığı görülüyor. 

Bunlar hava ve deniz sistemleri, elektronik ve siber harp ile roket ve füze teknolojileri olarak sayılabilir.

REKLAM

Çin’in ekonomik çıkarları, enerji kaynaklarına erişimi ile deniz ticaret hatlarının güvenliği, bölgesindeki ülkelerle yaşadığı egemenlik ve sınır sorunları ile ABD ile yaşanan rekabet, ülkenin silahlanma stratejisinde belirleyici rol oynamakta. 

Askeri gücünün etki yarıçapının anakaradan olabildiğince uzağa erişmesi, bu bağlamda Çin için hayati önem taşıyor. Dolayısıyla ABD ile baş edebilecek nicelik ve nitelikte donanma ve hava gücü inşası için Çin büyük yatırımlar yapmakta.

Çin’in hava kuvvetlerine yaptığı yatırımların meyvelerini son 5-10 yıllık süreçte almaya başlandığını iddia etmek mümkün. Özellikle J-20 gibi yeni nesil bir platformun hizmete girmeye başlaması, ABD ve bölgedeki müttefikleri açısından son derece olumsuz bir gelişme. Zira J-20, geleneksel olarak hava ve kara platformlarında sayısal üstünlüğe önem veren bir anlayıştan, niteliksel (performans ve kabiliyet) üstünlüğü öne çıkaran bir anlayışa geçişin temsilcisi. J-20 ile birlikte Y-20 stratejik nakliye uçağı ve KJ-200 havadan erken ihbar ve komuta kontrol uçağı projeleri, Çin Hava Kuvvetleri’nin bu yeni döneminin diğer ana unsurları.

Çin’in elektronik harp ve sensör alanlarında kaydettiği gelişmelerle birlikte ele alınırsa, J-20 başta olmak üzere hava kuvvetleri projelerinin, ülkenin etkisi anakaranın yakın çevresiyle sınırlı bir bölgesel güçten, uzun erime sahip küresel bir güce geçişteki en önemli araçlardan biri olacağı iddia edilebilir.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İspanyol savaş uçağı Estonya üzerinde yanlışlıkla füze fırlattı

Almanya'da, Çin'e teknoloji sağladığından şüphelenilen üç kişi gözaltına alındı

Maldivler'de Çin yanlısı Muhammed Muizzu seçimleri kazandı