Avrupa Komisyonunun hazırladığı Türkiye İlerleme Raporu'nda, OHAL'in kaldırılması için çağrı yapıldı
REKLAMAvrupa Komisyonunun hazırladığı Türkiye 2018 İlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine giden yoldan hızla uzaklaştığı vurgulandı.
Bugüne kadarki en sert raporda, Türkiye'nin, insan hakları, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi Avrupa Birliği değerlerini kaybettiği, cumhurbaşkanının yetkilerinin artmasıyla yerel demokrasinin zayıfladığı uyarısında bulunuldu.
Avrupa Komisyonu üyesi Johannes Hahn, raporla ilgili yaptığı açıklamada Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne özeliikle de hukukun üstünlüğü ve temel haklara sırtını dönderek büyük adımlarla uzaklaştığını ima etti.
Hahn, "Komisyonun bu olumsuz gidişattan ivedilikle dönülmesi için Türkiye'ye çok kez çağrı yapıldığını ve bu raporda da bu çağrının açık ve net bir şekilde ifade edildiğini belirtti.
Raporda ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yeni yasa çıkarırken meclis engelini kaldıran ve özgürlük ve hakları askıya alan olağanüstün halin kaldırılması için çağrıda bulunuldu.
OHAL'in başlamasından bu yana 150 bin kişinin gözaltına alındığı, 78 bin kişinin tutuklandığı ve 110 bin kamu görevlisinin ihraç edildiği raporda yer verilenler arasında. Türk makamların rakamlarına göre gödevine geri dönenlerin sayısı 40 bin.
Avrupa Birliği'nin darbe girişimini kınadığının vurgulandığı rapordu şu ifadelere yer verildi: "Darbe girişimini ivedilikle ve şiddetle kınayan AB, ülkenin tüm demokratik kurumlarına desteğini sunmuş ve Türkiye'nin bu ciddi tehdit karşısında orantılı bir şekilde harekete geçmesini haklı bulmuştur. Ancak, darbe girişiminin ardından, geniş çaplı ihraçlar, tutuklamalar ve gözlatılar gibi alınan önlemlerin boyutu ve orantısızlığı ciddi endişe yaratmaya devam ediyor."
Raporda, OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ların meclis tarafından dikkatlice ve etraflıca değerlendirilmediğinin, yargı makamlarınca incelemeye alınmadığının ve Anayasa Mahkemesi'nin onayına sunulmadığının altı çizildi. KHK'ların ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme özgürlüklerini içeren sivil ve politik hakları kısıtladığını hatırlatan raporda, bu kararnamelerin olağanüstü hal kalksa bile, sonrasında etkili olacak yasal düzenlemeler içerdiği belirtildi.
Komisyonun mülteci anlaşmasından dolayı Türkiye'ye tavır almaktan kaçındığını savunan Avrupa Parlamentosu üyeleri ise daha sert bir tutum sergilenmesini istiyor.
Bu vekillerden Marietje Schaake, "Avrupa Komisyonunun durumu eleştirmesini memnuniyetle karşıladım. Fakat, bir sonuca varma konusunda yetersizler. Biz Avrupa Parlamentosu olarak daha net bir tutum sergiledik. Komisyon, birlik üyeleri ve Erdoğan iktidarı arasında çıkar ilişkilerine dayalı bir sonuca varmak, dış politikaya, bire bir ilişkilere ve ticarete pragmatik yaklaşım olur. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını bu ilişkinin merkezine ve geleceğine odaklamaz." diyor.
Raporda Türkiye'nin göçmen ve mülteci politikasında ilerleme kaydettiği ve anlaşmaya uyduğu belirtilirken, karşılığında şart koşulan vize serbestisi ile ilgili somut bir açıklama yer almadı.