İran diplomasi gündeminin yine ilk sırasında

REKLAM

İran'ın nükleer enerji programı, bir kez daha uluslararası ilişkiler gündeminin ilk sırasına oturdu.

Stratejik ilişkiler konusunda uzman Pierre Conesa, İsrail'in ortaya attığı kanıtlar konusunda şüphelerini şu şekilde dile getirdi: "Benjamin Netanyahu benim güvenebileceğim bir isim değil. Parlamento üyesiyken İran'ı bomba üretmekle suçladığını hatırlatmak isterim. O ilk iddiayı 1988 yılında ortaya attı ve 6 ay içinde İran'ın bomba sahibi olacağını ileri sürdü. Onun gerçekci tahminler yaptığını söyleyemeyiz. Burada bilinmesi gereken, bu yeni bir bilgi mi ? Yoksa Netenyahu tarafından saldırgan bir şekide ortaya atılan arka plan dosyası mı?"

2015'de müzakere edilen anlaşma, İran'ın nükleer silaha sahip olmasının önüne geçilmesini öngörüyor.

Pierre Conesa'ya göre anlaşma oldukça mantıklıydı: "Ortada bir nükleer program vardı. Bu açık, işte bu yüzden 2015'teki anlaşma zorlukla müzakere edilerek sonuçlandırıldı. Bu anlaşmada bence de mantıklı görülen, İran'ı bir eşik ülke, yani teknoloji ve kapasiteye erişim veya uyulamaya geçemeyecek bir ülke olarak tanınması sonucuna varılmasıydı."

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron son olarak, İran'ın balistik füzelerinin Ortadoğu için tehdit olduğu görüşünü dile getirdi.

Pierre Conesa, Macron ve Trump'a tepkisini şu şekilde dile getirdi: "Macron ve Trump'ın İran'ı Ortadoğu'nun istikrarını bozan bir ülke olarak tanımlamaları beni şaşırttı. Paris sokaklarında 240 kişi ölüp, 900 kişi yaralandığında bunun sorumlusu İran değil, radikal dincileri destekleyen Suudi Arabistan. Terörü konuşurken artık İran'ı şeytanlaştırmayı bırakmamız gerekiyor."

Peki Donald Trump, 2015'teki anlaşmaşadan geri çekilirse ne olacak ?

Pierre Conesa'nın bu soruya yanıtı ise şu şekilde: "Eğer anlaşma bozulursa, ilk tepki büyük bir ihtimalle nükleer programlarını tekrar başlatarak İran'dan gelir, Macron'un ABD ziyaretinden sonra da Trump ne İran ne de Paris iklim anlaşması konusunda bir santim geri adım atmadı."