24 Haziran seçimleri: Muhafazakar Kürtler kime oy verecek?

24 Haziran seçimleri: Muhafazakar Kürtler kime oy verecek?
By Figen Güneş
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

"Laiklik ülkeyi bölüyor. Toplumu laik olan ve olmayan diye ikiye ayırıyor. Anayasada bu maddeye gerek yok; devlet bu madde üzerinden dine müdahale ediyor."

REKLAM

Diyarbakır - Hilafeti savunan Şeyh Sait'in asıldığı Diyarbakır Dağkapı meydanında yeni bir iftar telaşı yaşanıyor. Etrafı saran kebab kokuları meydana yakın Nebi Cami'nin avlusuna kadar sinmiş durumda.  

İftar sonrası cami avlusunda toplanan muhafazakar seçmenler seçimleri konuşuyor..

Diyarbakır'ın henüz seçim havasına girmediğini söyleyen 64 yaşındaki bir kadın seçmen, AK Parti ile Saadet Partisi arasında kaldığını, Saadet Partisi'nin köklü bir parti olması nedeniyle bu seçimde onlara "şans vermeyi" düşündüğünü ekliyor. 

Kentte çatışmaların yaşandığı Sur ilçesinde yer alan Nebi Camii ve Dağkapı Meydanı, 2015 Haziran seçimlerinin ardından silah sesleriyle sarsılmıştı. Haziran seçimlerinde bölgenin en çok oy alan siyasi partisi HDP ile hükümetteki AK Parti arasında çatışmasızlık dönemi olarak anılan çözüm süreci yürürlükteydi. Bu süreç her iki partinin de "barış vaadetmesi" nedeniyle oy tabanını genişletmesinde önemli rol oynamıştı.

AK Parti'nin Kürt seçmen nezdinde oy potansiyeli zayıf MHP ile ittifakının AK Parti'ye oy veren muhafazakar Kürtler arasında oy kaybına yol açacağı beklentisi hakim.

Saadet Partisi Diyarbakır Milletvekili adayı Fesih Bozan

Bölgenin en güçlü partisi HDP'nin adaylarını Türk solundan da seçmesi ve Kürt partileri yerine Türk soluyla işbirliği yapması, ayrıca Altan Tan ve eski AK Partili Dengir Mir Mehmet Fırat gibi muhafazakar Kürtler arasında kabul görmüş isimlerin HDP listelerinde yer almaması bölgenin muhafazakar partilerince, HDP'nin dindar seçmenini kazanmak için kullanılıyor.

HDP dışındaki partilerin seçim bürolarının halen faal olmadığı Diyarbakır'da, muhafazakar seçmenler ağırlıklı olarak ana akım Türkiye medyasını takip ediyor.

"Ulusal medya bize yer vermiyor" serzenişlerinde bulunan Saadet Partisi Diyarbakır milletvekili adayı Fesih Bozan "medya taraflı olduğundan, halkın gerçek iradesinin sandığa yansıması önünde bir engel oluşturuyor" diye ekliyor.

Fesih Bozan cumhurbaşkanlığı adaylığı için parti olarak ülkenin batısında imza kampanyalarını yürütebilirken, Diyarbakır'da stand açamadıklarını, OHAL koşullarının bölgede "daha katı" uygulandığı görüşünde.

İttifaklar muhafazakar partileri nasıl etkileyecek?

"Medya engeli" yaşadıklarını bu nedenle ulusal medyada kendilerini ifade edemediklerini belirten bölgenin İslamcı partisi Hüda Par'ın Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, AK Parti'ye oy vermeyecek olup alternatif arayışında olan seçmenlerin baraj kaygısı nedeniyle ittifak içinde yer alan partilerden yana tercihini kullanacağını belirtiyor ve ekliyor: "AKP yolsuzlukları, Kürt meselesindeki yanlış uygulamaları, hatta İslami noktadaki yanlış söylemleri, İslamda güncelleme olması lazım demesiyle yıpranmış bir parti. Baraj kaygısı olmasaydı, bir ittifak içinde olsaydık, kaçanlar buraya gelecekti...Saadet partisi ittifakta olduğundan barajı geçme durumundan bölgede bir canlılık olabilir, oyları artabilir."

Baraj engeli olsa dahi kentte Hüda Par'a oy vermede kararlı bir kitle de var. Üç çocuk babası 36 yaşındaki Diyarbakır Liceli esnaf Muttalip, Hüda Par'ın barajı geçip geçmemesinin önemli olmadığını, "İslamcı programını uygulamaya devam ettiği sürece" oyunu vereceğini, çevresinde ki seçmenlerin "AK Parti'nin muhafazakar çizgiden uzaklaştığını" düşündüğünü söylüyor. Liceli esnaf, çevresinde KHK ile işten çıkarılan AK Partili seçmenlerin, Hüda Par'a kayacağı görüşünde.

Milli görüş çizgisinde yer alan, 50 yılı aşkın bir geçmişi olan Saadet'in bölgede ve ülke genelinde AK Parti'den vazgeçen seçmenin oyunu almada önemli bir konumda olduğunu belirten sosyolog Cuma Çiçek'e göreyse "AK Parti'nin yaşadığı kriz Saadet'e kan sağlıyor." ve sözlerine devam ediyor: "AK Parti sokakta karşılığı olan adalet, hak, hukuk, Kürt meselesinin çözümü gibi konuları gündemine alıyordu ama son dört beş yıldır sokağa bir gelecek vaadetme kapasitesini yitirmiş durumda."

AK Parti'nin yaşadığı "bu krizin", Saadet'e alan açtığını ifade eden Çiçek, Saadet'in İslami normlar üzerinden konuşmasının, ana dilde eğitimi savunmasının ve Kürt meselesi bağlamında reform, barış ile siyasi çözüme yönelik bir profil çizmesinin Türkiye ölçeğinde ona oy kazandıracağını söylüyor.

Diğer yandan Saadet'in bölgedeki adaylarından Fesih Bozan, darbe yasası olan yüzde 10 barajının halen yürürlükte olmasını eleştirip, seçimlerde kendi listelerini oluşturduklarını "ittifaktan ziyade bir seçim işbirliğinde" olduklarını ifade ediyor ve "Bize oy verecek kesimler neden seküler bir parti ile ittifakta olduğumuzu, baraj sıkıntısını biliyor" diyor.

Hüda Par ilk seçimlerine nasıl hazırlanıyor?

Hüda Par Haziran 2015 seçimlerine sadece dokuz ilde bağımsız olarak katılmış ve oyları yüz binin altında kalmıştı. En çok oy aldığı Diyarbakır ve Batman'da bağımsız adayları toplamda 37,000 civarında oy almıştı.

Güneydoğu'da aktif olarak örgütlenen ve ilk kez 79 ilde parti üzerinden, Diyarbakır ile Batman'da ise bağımsız adaylarla seçime girme kararı alan Hüda Par, genel seçimler için kurulan ittifaklar içinde yer almıyor.

AK Parti'ye referandumda destek veren Hüda Par'ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun, seçimlere partisinin en çok oy aldığı kentlerden Diyarbakır'da bağımsız aday olarak girmesinin muhafazakar Kürtler arasında oyların bölünmesine yol açması bekleniyor.

Hüda Par neden ittifak kuramadı?

Vatan Partisi, İYİ Parti, Saadet, BBP ve AK Parti ile ittifak toplantıları yapan Hüda Par genel seçimlerde ittifakların dışında yer alıyor. Sosyolog Cuma Çiçek, Hüda-Par'ın ittifak arayışlarının sonuçsuz kalmasının partinin, 'bir siyasi partiden çok, küçük ölçekli bir kadro hareketi gibi örgütlenmiş, diğer İslami hareketlerle iş yapma becerisi kısıtlı' yapısından kaynaklandığı görüşünde.

REKLAM

Çiçek bölgede Saadet Partisi'nin tabanının muhafazakar Kürtler arasında daha geniş olduğunu savunuyor, Hüda Par'ın ise "açık bir hareket" olmadığından "bir kitle hareketine dönüşmesinin zor" olduğunu belirtiyor: "Hüda Par'ın negatif bir geçmişi var. Hizbullah kimliğiyle özdeşleşen bir hareket. Hüda Par'ın siyasi İslam okuması sokağa çok uyan bir okuma değil; Kürt'lerde İslamı daha kültürel bir okuma var, bu kadar siyasi değil. Hüda Par'ın İslam okuması daha fundamental bir okuma."

Partinin Kurucu Genel Başkanı Mehmet Hüseyin Yılmaz cumhurbaşkanlığı seçiminde "gönül rahatlığıyla kefiliz diyebileceğimiz kimse yok" demişti. Ardından gelen günlerdeyse partisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğini duyurmuştu.

Hüda Par neye muhalefet ediyor?

Hüda Par kendisini hükümet veya siyasi partilerin muhalifi olarak tanımlamaktan ziyade "sistem muhalifi" olarak konumlandırıyor. Partinin aynı zamanda Başkan Yardımcısı olan Mehmet Hüseyin Yılmaz bunu şöyle açıklıyor: "Laiklik ülkeyi bölüyor diyoruz. Toplumu laik olan ve olmayan diye ikiye ayırıyor. Anayasada bu maddeye gerek yok; devlet bu madde üzerinden dine müdahale ediyor."

Hüda Par Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz

Bölgedeki muhafazakar Kürt seçmenlerin yüzde 30'unun "sistemle devletle barışık" olduğunu söyleyen Yılmaz: "Bundan dolayı güçlü olan iktidar partisi kimse bu yüzde 30'luk kitle onun yanında yer almayı tercih ediyor."

Zina, faiz gibi "İslamda haram olarak görülenleri" iktidar olmaları halinde yasaklayacaklarını dile getiren Yılmaz, AK Parti'nin "dindarları laik sistemle barıştırdığını" iddia ediyor. Bunu "İslamı bazı konularda yozlaştırarak" yaptığını, bu hükümet döneminde "tesettürün başörtüsüne indirgendiğini" belirtip eleştiriyor.

REKLAM

Hüda Par'ın diğer bir talebi Kürtlerin Türklerle eşit kurucu unsur olduğunun anayasal güvenceye bağlanması.

AK Parti muhafazakar Kürtlerin oyunu alır mı?

AK Parti'nin sadece MHP ile ittifakı değil, çözüm sürecinden bu yana sürdürdüğü güvenlik eksenli politikaları AK partiye oy veren Kürtler arasındaki imajına zarar verdi. AK Parti İslami kimliğiyle 2011 yılına kadar Kürt meselesini çözecek parti olarak görülüyordu.

Türkiye Kürtleri daha önce hiç şehir merkezinde çatışma görmemişlerdi. Kent çatışmalarında PKK, sivillerin yaşadığı yerlerde çatışmalara girdi. Çatışmalar sivil kayıplarını da beraberinde getirdi.

Bölgede AK Parti'nin oy kaybına uğrayacağını düşünen sosyolog Cuma Çiçek, bu "HDP'nin büyümesi anlamına gelmeyecek" diyor: "AK Parti'nin İslami değerleri topluma sunabilme becerisini kaybetmiş olması, hem maddi hem siyasi bir çıkar hareketine dönüşmesi, son iki üç yıldır Kürt meselesi bağlamında daha geleneksel devletçi çizgiye kayması reform barış diyen bir hareketin, bu kadar sertleşmesi asıl krizi oluşturuyor."

AK Parti'nin İslami değerlerinin "İslamı doğru anlamayan bir kuşak" yetiştirdiğini "kapitalist sistemi korumak" adına "faizi sürdürdüğünü diğer yandan asgari ücretin açlık sınırında tutulduğunu, gerçek İslamda varolan paylaşmanın yokluğuna" dikkat çekiyor Saadet Partili Fesih Bozan.

REKLAM

Hüda Par adaylarını nasıl seçti?

Türkiye genelinde 7 bin kadar üyesi olan Hüda Par yönetimi daha önce başka partilerde siyaset yürütmemiş, ismi "ihaleci, rantçıya çıkmamış adayları" seçtiğini belirtiyor. 

"Alkoliklerden tefecilerden kaçındıklarını" çevresinde "iyi bilinen müslümanları" aldıklarını belirten Yılmaz, Hüda Parlıların üyelerine yönelik soruşturma kaygısı taşıdıklarından, onları sistemin mağduru konumuna getirmemek adına üye sayısını sınırlı tutuklarını söylüyor.

HDP'nin sol ile ittifakında muhafazakar İslamcılar bir nevi "vitrin" mi?

Türk solu ile işbirliği yaparak adaylarını belirleyen HDP, İzmir gibi Türkiye'nin en seküler kentlerinden birinde ilahiyatçı Nurettin Turgay'ı aday gösterirken, Şanlıurfa'da müftü Nimetullah Erdoğmuş'u gösterdi.

Hüda Par'dan Yılmaz'a göre HDP dindarları kendisine oy vermeye "meyletmek için" ilahiyatçı ve müftü adayları "dolgu malzemesi" olarak kullanıyor, bu nedenle her seçimde sınırlı da olsa bir "dindar aday vitrini" oluşturuyor.

Fakat hemfikir olmayanlar var. Sosyolog Çiçek'e göre "HDP etnik ve dini anlamda çoğulcu kimlik politikasına sahip" olduğundan bu temsiliyete de yansıyor ve bu seçimlerde de "muhafazakar adayları gösterme anlamında bir geri çekilme yok.

REKLAM

Bunu sosyo-politik anlamda bölgede "iki Kürtlük" olmasına bağlıyor Çiçek ve iki büyük dönüşüme değiniyor: "İlki 2003 Irak Kürdistan bölgesinin kurulması ve orda Barzani gibi daha İslami muhafazakar kimliğiyle bilinen bir liderin öncülüğünde bir Kürt egemenliğinin kurulması. İkinci dalga dönüşümü ise Suriye'nin kuzeyinde Kürtçe Rojava (batı) olarak anılan bölgedeki Kürtlerin öncülüğündeki dönüşümler geliştirdi."

2005'e kadar Kürt meselesinin çözümünde AB hukuku içerisinde dinsel, etnik ve kültürel çoğulculuğun sağlanması yönünde yoğun çabalar varken, Irak Kürdistanındaki gelişmeler bu dinamikleri değiştirdi.

Irak'ın özerk Kürt bölgesinde Kürtlük ve İslamın beraber yaşayabileceği konusunda bir referans oluştuğunu düşünen Çiçek: "Bu buradaki tüm Kürtlerde bir dönüşüm yarattı. AKP'nin reformist söylemi Kürtçeye kısmi de olsa alan açması, TRT Şeş kanalı, İslam ve Kürtlüğü sınırlı da olsa biraraya getirdiler."

HDP'nin 2015 Haziran seçimlerindeki rekor oyunu bu muhafazakar kesimin oylarını toplamasına bağlayan Çiçek : "1991 ile 2004 arası HDP öncesindeki Kürt partileri yüzde dört ile maksimum yedi arasında alıyordu ama sonra 11-13 bandına oturan bir HDP var. Bu yüzde beşlik dilimde daha önce HDP'ye oy vermemiş, AK Parti, ANAP, Refah Partisi gibi partilere oy vermiş tabanın olduğu görülüyor. Zaten HDP'yi de genişleten bu ikinci Kürtlüğün genişlemesi oldu. Muhafazakar Kürtlerde Kurdi bir kimlik hassasiyet oluştu." diyor.

© euronews Türkçe

REKLAM

ÖNERDİĞİMİZ HABERLER

Sosyolog Mesut Yeğen: HDP'siz bir ittifak karşısında Kürtler kendisini dışlanmış hisseder

Naci Bostancı: OHAL AK Parti'nin tercihi değil

HDP Avrupa Temsilcisi Doru: Türkiye'yi bölmek istemiyoruz

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Diyarbakır'da inanç turizmi ile kalkınma planı

24 Haziran: Google'a göre hangi aday kaç milyon oy alacak?

Ağırdır: Dindar nesil projesi çalışmıyor, Z kuşağı gençleri Ayasofya kararı ile ilgilenmiyor