Adnan Oktar ve grubuna düzenlenen operasyon ne anlama geliyor? Takipçilerinin dediği gibi 'İngiliz derin devletinin bir oyunu' mu? Adnan Hoca grubu, Türkiye’nin din sosyolojisinde nerede duruyor? Sosyal Antropolog Tayfun Atay ile cevap aradık...
REKLAMTürkiye'de din konusunda çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Tayfun Atay, Adnan Oktar ve grubuyla ilgili, “Adnan Hoca çevresi denilen oluşumun kullanım süresi 2002’den bu yana Türkiye Cumhuriyeti üzerinde hakimiyet kurmuş AK Parti iktidarı açısından dolmuştur” dedi.
Atay, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek"ten yargılamasına başlanan Adnan Oktar ve grubunu Euronews'e değerlendirdi. İslam'ın artık Türkiye'de sistemin dinamosu haline geldiğini belirterek bir zamanlar işlevsel olarak görülen Oktar grubu türündeki yapıların kullanım süresinin dolduğunu belirtti.
Tayfun Atay, Batılı bazı örneklere de benzettiği Adnan Hoca grubunu şöyle anlatıyor: "1980'lerin başından itibaren karşımıza çıkan bir grup. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de İslami hareketlilik, özellikle İran Devrimi sonrasında, etkin bir şekilde pek çok farklı oluşumla karşımıza çıkıyor. Adnan Hoca grubu bunlar arasında daha çok Türkiye'de modern, seküler, laik kesimlerin içerisinden kendilerine eleman devşirmeye çalışan bir grup olarak karşımıza çıkmıştır."
Adnan Hoca, genellikle zengin muhitlerde ve işte Batılı etki altında kendisini yalnızlaşmış hisseden kesimlere hitap eden bir sesle çağrıda bulundu. Bu çağrının içerisinde İslami motifler hayli hakimdir. Mehdi nosyonu ki bu Mesih beklentisiyle de birleştirerek karşımıza çıkar. Bir anti-Semit yan vardır, bir Yahudi karşıtlığı, Masonik oluşumlara karşıttır. Adnan Hoca hareketini bizim ülkemizde alabildiğine istisnaileştiren en önemli dinamiklerden birisi onun Amerika'da Evangelik Hristiyanlığın evrim karşıtı, Darvin'in Evrim Kuramı'na karşı şekillenen Hristiyan, Protestan, fundamentalist karşı çıkışın bir tür Türkiye'de İslami karşılığı olmasıdır.
Adnan Hoca çevresi, elbette Adnan Oktar en baştan Türkiye'de geleneksel İslami cemaatleri temsil eden çevreler tarafından da tabiri caiz ise 'tü kaka' edilmiş, ötelenmiş bir grup olarak da değerlendirilmiştir. Buna bağlı olarak geleneksel İslami çevreler tarafından reddedilmesi; yapıp ettiklerinin İslam'a ters olduğunun, dine ters olduğunun, 'küfür' olduğunun vurgulanması söz konusu olmuştur. Buna bağlı olarak da daha önce geçmişte de bir takım suçlamaların, bir takım yargılama süreçlerinin söz konusu olduğunu biliyoruz.
"Adnan Oktar ve grubunun kullanım süresi doldu"
Artık Türkiye'de dini grup, cemaat, oluşum, tarikat; adına ne dersek diyelim, bunların bir yönü, mihrabı, pusulası olarak karşımızda bir cumhurbaşkanı var. Dolayısıyla denilebilir ki; artık Adnan Hocacılar, diğer pek çok tarikat çevresini düşünelim, işte Cübbeli Ahmet Hoca, İsmail Ağa çevresi, Menzilciler; artık bunların hepsinin belki içerisinde toplanabileceği, içerisinde eriyebileceği bir başka tek cemaatin dini anlamda karşılığı olarak bir 'Tayyip Erdoğan cemaati'nden söz edebileceğimiz bir dönemin de işaretlerini aldığımız düşünülebilir.
Şu soru akla geliyor: Çok uzun yıllardır Adnan Hoca çevresi Türkiye'de AKP'nin uzun iktidar dönemi içerisinde faaliyetlerini sürdürdü, herhangi bir kovuşturmaya uğramadı... Ama iktidar hiçbir şey yapmadı, neden bugün yapıyor? Belki en kestirme cevap, tabi tartışmalı olduğunu da kabul etmem gerekir ama, 'kullanım süresi doldu' demek olabilir.
Bugün artık 'yeni Türkiye' dediğimiz bu oluşum içerisinde, ben böylesi merkez kaç nitelikli ve biraz da konvansiyonel olandan, yani ne diyelim? Orta yol olandan farklı, tırnak içinde 'sapkın' diyebileceğimiz İslami oluşumların da yavaş yavaş tasfiyesi sürecine gidileceğini, bugünden sonra onlara artık ihtiyaç kalmadığı için, bu yeni yapı içerisinde onların da üzerine gidileceğini ve elimine edileceklerini düşünüyorum.
Oktar operasyonu: Mal varlıklarına el konuldu, ajanlıkla suçlanıyor