Kenar mahallelerden gelen göçmen çocukları Fransa'yı gururlandırdı

REKLAM

Sao Paulo ve Rio’nun varoşlarından çıkan Brezilyalı çocuklar uzun yıllar dünya futboluna damga vurdu. Bugün ise Fransa Milli Takımı'nın banliyölü gençleri gündemde. Fransa'yı futbolun zirvesine çıkaran kilit oyuncular, göçmen nüfusun yoğunlukla yaşadığı Fransa banliyölerinden geliyor

Rusya 2018 Dünya Kupası için Fransa Teknik Direktörü Didier Deschamps tarafından takıma çağrılan 23 oyuncuda sekizi, ilk defa Paris ve Lyon’un kenar mahallelerinde futbolla tanıştı.

2018 Dünya Kupası’nın en iyi genç oyuncusu seçilen Kylian Mbappe bunlardan sadece biri.

Fransa takımının adeta ikonu haline gelen 19 yaşındaki Mbappe, 2005’te Fransa'da çıkan "banliyö isyanı"nda adından çokca bahsettiren Bondy’den geliyor.

Daha önce haklarındaki olumsuz haberlerle gündeme gelen Bondililer, bugün evlatları gibi gördüğü Mbappe’nin ülkeye Dünya Kupası sevinci yaşattığı için gurur duyuyor.

Takımın liderliğini üstlenen Paul Pogba ise yine bir Paris banliyösünde, Lagny-sur-Marne’da dünyaya geldi. Pogba, son yıllarda Fransızların en çok beklentisi olan oyuncularda biri.

Fransa onu daha çok 2014 Dünya Kupası’nda tanımıştı ve o dönemde Juventus’ta sergilediği üstün performansıla beklentileri yükselmişti. Ancak Pogba Milli Takım'da bir türlü istediği seviyeyi yakalayamamıştı.

Pogba, Rusya’ya uçmadan önce, "Artık olgunlaştım, takımın patronu olmaktan kaçınmayacağım." diyerek iddialı olduğunu turnuva başında gösterdi. Pogba, görmeye alışık olduğumuz hucuma yönelik bir oyun sergilemese de turnuvanın en istikrarlı isimlerden biri olmayı başardı. Finalde de takımının 3’ncü golünü atarak Lagny-sur-Marne’daki yakınlarını sevince boğdu.

N'golo Kante. Saha dışında çekingenliğiyle bilinen Kante, Fransa takımının orta sahadaki tartışmasız en iyi oyuncusu. Bu konuda herkes hemfikir, Fransa Kante’siz bu başarıyı elde edemezdi. Mali kökenli Kante, yine Paris yakınlarındaki Suresnes’de büyüdü. Profesyonel futbolcu olmak için zor bir dönem geçirse de Kante ismini dünyanın en iyileri arasına yazdırmayı başardı.

Paris banliyösünün Fransız futboluna bir diğer katkısı da takımın en deneyimli oyuncularından Blaise Matuidi. Kongo kökenli Matuidi futbola Fontenay-sous-Bois’da başladı. 31 yaşındaki Matuidi’nin deneyimi özellikle son maçlarda Fransa takımına büyük katkı sağladı.

Cezayir asıllı Nabil Fekir ise Lyon’nun semti Villeurbanne’da doğdu. Olimpik Lyon takımının lider oyunsu için beklentiler büyüktü, ancak kendisine yeterince süre tanınmayan Fekir, kalitesini yeterince sahaya yansıtamadı. Henüz 24 yaşındaki Fekir gelecek yıllarda Fransa’nın hucum hattındaki en önemli oyunculardan biri olacağı düşünülüyor.

Final karşılaşmasında ikinci yarıda oyuna giren ve Hırvatların hücumlarını kesmede etkili olan Steven Nzonzi ise Paris yakınlarındaki Colombes kentinde dünyaya geldi. İspanya'da Sevilla'da oynayan Nzonzi, turnuvaya katılan sürpriz isimlerden biriydi. Nzonzi Deschamps güvenini haksız çıkarmadı.

Manchester City'nin sol bek oyuncusu Benjamin Mendy, bu sezon yaşadığı sakatlıklardan dolayı Dünya Kupası'nda yeterince forma şansı bulamadı. Paris banliyölerinden Longjumeau'dan gelen Mendy, saha dışında takım arkadaşlarına yaptığı şakalarla, ekibin neşe kaynağı oldu.

Fransa 20 yıl sonra ikinci kez Dünya Kupası'nı kazanmayı başardı. 98'de olduğu gibi bu zafer de Fransa'da toplumsal kenetlenmeyi sağladı. Bugün Fransa'da futbolda yakalanan başarıdan dolayı, banliyöler gururla anılıyor, fakat sosyal adaletsizliğin ve işsizliğin pençesindeki semtlerde bu coşkunun ne kadar süreceği belirsiz. Ayrıca ilerde yaşanacak olası bir başarısızlığın faturasının da ilk önce göçmen çocuklarına kesileceği kanaati hakim.

Nitekim 2010'da Güney Afrika'da oynanan Dünya Kupası'ndaki başarısız sonuçların ardından, dönemin Spor Bakanı Roselyne Bachelot banliyölerden gelen oyuncuları 'serseri' olarak tanımlamıştı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Türkiye'de işsizlik oranı yeniden tek haneye geriledi

Paris'te şampiyonluk kutlamaları çatışmalara dönüştü

REKLAM

Gazze'de ateşkese rağmen durum gergin