ABD'den gelen tüm baskıya rağmen İran Suriye'deki askeri varlığı konusunda yeni adımlar atıyor. Tahran ve Şam yönetimleri, Suriye ordusunun yeninden yapılandırılması ve askeri işbirliği konularında uzlaştı. İran, Suriye'deki "varlığının ve katılımının" devam edeceğini dünya
REKLAMAmerika Birleşik Devletleri'nden gelen tüm baskıya rağmen İran Suriye'deki askeri varlığı konusunda yeni adımlar atıyor.
Tahran ve Şam yönetimleri, Suriye ordusunun yeninden yapılandırılması ve askeri işbirliği konularında uzlaştı. İran, Suriye'deki "varlığının ve katılımının" devam edeceğini dünyaya duyurmuş oldu.
Anlaşmanın detayları açıklanmadı
Bu duyuru İran ve Suriye savunma bakanlarının Şam'da biraraya gelmesi sonrası yapıldı. İki ülke arasındaki askeri işbirliği ve Suriye ordusunu yeniden yapılandırmasında İran'ın oynayacağı rolün konuşulduğu toplantı sonunda İran Savunma Bakanı Emir Hatemi Beşar Esad ile askeri anlaşma imzalandığını açıkladı.
Detayları belirtilmeyen anlaşmanın Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve hükümranlık hakkı ve sahasına vurgu yaptığı ve imzalandığı gün yürürlülüğe sokulduğu biliniyor.
Devrim muhafızları iç savaşta önemli rol oynadı
İran yedi yıl süren iç savaş boyunca Esad'a yardımcı olmak adına Suriye'ye binlerce devrim muhafızı ve çok sayıda silah ve mühimmat gönderdiği biliniyor. Tahran yönetimi ise bu varlığın askeri danışmanlık ve eğitim ile sınırlı kaldığını ileri sürdü hep.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışması John Boltan geçtiğimtan geçtiğimiz hafta İran'a bölgedeki tüm askeri güçlerini çekmesi çağrısında bulunmuştu.
İran'a yeniden ağır ekonomik ambargo başlatan Washington yönetimi ambargonun nedenlerinden birinin de Tahran'ın Suriye'deki çatışmalardaki rolü olduğunu ifade ediyor. Çeşitli raporlar 2012'den bu yana aralarında yüksek rütbeli devrim muhafızlarının da olduğu binden fazla İranlı'nın iç savaşta öldüğünü belirtiyor.
Son yıllara kadar bu konudaki sükunetini koruyan İranlı muhafızlar eve dönen tabutların artmasıyla birlikte bu meseleye dahil olunmasının arkasında varoluşsal bir Sünni - Şii mücadelesi olduğunu dile getirmeye ve girişimlerinin meşruluğunu dillendirmeye başladı.