Halkbank: Hatalı kurda sorun içeride mi dışarıda mı?

Halkbank: Hatalı kurda sorun içeride mi dışarıda mı?
By Faruk Can
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Bankanın kullandığı Bloomberg sistemi üzerinden Türkiye’ye yapılan operasyonların bir parçası olduğunu ileri sürülürken, kimi ise bankanın içinin boşaltıldığını ve birilerinin haksız kazanç elde etmesinin sağlandığını savundu

REKLAM

Türkiye özellikle son iki aydır döviz kurlarındaki artışa bağlı olarak ortaya çıkan tabloyu konuşuyor. Son iki ayda Türk Lirası, Dolar karşısında %40’ın üzerinde değer kaybetti. Özellikle Ağustos ayında günlük dalgalanmalar %10’ları buldu. Avrupa ve ABD’deki birçok kaynak Türkiye’de yaşanan bu durumu ekonomik kriz olarak nitelendirmekten çekinmiyor. Türkiye’de ise her zaman olduğu gibi bu yaşananlar iki farklı bakış açısı ile değerlendiriliyor. Hükümet yanlıları yaşananların Rahip Brunson’ın iadesi üzerinden ABD’nin Türkiye’ye uluslararası bir operasyon yürüttüğünü dile getirmekte iken, hükümet karşıtları ve birçok ekonomistin düşüncesi ise Türkiye ekonomisindeki bir takım yapısal problemlerin konjonktürün de etkisi ile gün yüzüne çıktığı ve sorumluların ekonomi yönetimi olduğu yönünde. İşte bu iki farklı bakış açısı yaşanan her yeni gelişmede kendini gösteriyor.

Halk Bankası ve Ucuz Dolar Satışı

Rıza Sarraf ve ABD ambargolarının delinmesi iddiaları ile gündemde olan Halk Bankası yeni bir tartışmaya konu oldu. Cuma akşamı gerçekleşen bir hadise tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Serbest piyasada USD/TRY paritesi 6,56 iken Banka’nın internet şubesinde döviz kurları 3,58 olarak görünmekteydi. Bu fahiş fark 39 dakika sürdü. Bundan sonra da her zamanki gibi ayrışma sosyal medya üzerinden başladı. Kimileri bunun bankanın kullandığı Bloomberg sistemi üzerinden Türkiye’ye yapılan operasyonların bir parçası olduğunu ileri sürerken, kimi ise Bankanın içinin boşaltıldığını ve birilerinin haksız kazanç elde etmesinin sağlandığını ileri sürdü.

'Kotasyonu Bloomberg'ten aldık, hata dış yazılım kaynaklı'

Bu tartışmalardan sonra konunun birinci muhatabı Halk Bankası ilk yayınladığı bilgi notunda döviz kotasyonlarını Bloomberg’ten aldıklarını, bu kotasyonların oluşmasında Türkiye’de faal başka bir bankanın hatalı veri (swap point) girmesi nedeniyle internet şubesindeki döviz kurları ile piyasa kurları arasında fark oluştuğunu belirtti. Daha sonrasında ise banka internet sitesinden döviz kurlarının sisteme aktarılmasında kullanılan 3. parti bir yazılımdan kaynaklanan hatalı döviz kurları ile gerçekleştirilen müşteri döviz alım-satım işlemlerinin herhangi bir geçerliliği bulunmadığı şeklinde açıklama geldi.

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ise ucuz döviz satışı skandalı ile ilgili yaptığı açıklamada, hatanın 10-15 dakikada fark edildiğini ve toplamda yaklaşık yarım saat sürdüğünü, 1763 müşterinin 4,6 milyon dolarlık işlem gerçekleştirdiğini belirtti.

Her ne kadar Halk Bankası, ilgili işlemlerin iptal edildiğini ve bankanın herhangi bir zarara uğramadığını belirtse de işlemleri yapanların kimler olduğu ve bu işlemlerin büyüklüklülerinin neler olduğu hala bilinmiyor. Tabi söz konusu banka, ABD Hazinesi tarafından ABD’nin İran ambargolarını delme konusunda kullanıldığı iddia edilen ve hakkında yüksek tutarlarda ceza beklenen bir banka olunca yapılan açıklamalar kamuoyunu yeterince tatmin etmedi.

Dış kaynaklı bir operasyon mu banka yönetiminin yetersizliği mi?

Bankanın ilk açıklamalarından anlaşıldı ki hatanın asıl kaynağı Türkiye’de faal bir başka bankanın Bloomberg ekranına yanlış veri girmesinden kaynaklanıyor. Yani olayın kaynağı yurt dışı değil yurt içi. Bu durumu Halkbank genel müdürü katıldığı bir TV kanalındaki programda teyit etti. Arslan "Kur bilgisi hatalı girilmiş değildir ama ülkeler arası faiz makasının bir düzeltme faktörü olarak kura olan etkisinden kaynaklanan bir yanlış giriş vardır. İlk defa böyle bir hata ile karşılaştık." şeklinde konuştu. İfadesinde yer alan yanlış giriş biraz önce bahsettiğimiz Türkiye’deki bir başka bankadan kaynaklanıyor.

Bu işin doğası gereği elbette bankalar bir takım risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Literatürde bankaların karşı karşıya kaldığı üç temel riskten birisi de “Operasyonel Risk”tir. Bankaların maruz kaldığı operasyonel risklere karşı da bünyelerinde sermaye tutma zorunlulukları da bulunmaktadır.

Arslan’ın açıklamalarındaki “İlk defa böyle bir hata ile karşılaştık." ifadesi dikkat çekici. Bir durumla ilk defa karşılaşmak gerekli önlemlerin alınmamasını olağan hale getirebilir mi? Hele bahsettiğimiz binlerce müşterisi olan kamu sermayeli ve Türkiye’nin en büyük bankalarından biri olursa bu soru daha önemli hale geliyor.

Bankalar günde milyonlarca işlem yapıyor ve bu işlemlerin bir kısmı manuel bir kısmı ise otomatik olarak banka kayıtlarına yansıyıp bir sonuç doğuruyor. Bankaların işlem hacminin yüksek oluşu kontrol sistemlerinin varlığını ve bunların sağlıklı olmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda bankaların gerek bilgi teknolojileri sistemlerine gerekse iç kontrol sistemlerine ilişkin altyapılarını herhangi bir kötü tecrübe yaşanmasına izin vermeyecek ve riski minimize edecek şekilde dizayn etmesi gerekiyor. Her iş kolunda profesyonel ve kurumsal bakış açısına sahip olmak zorunda olan bankaların “Operasyonel Risk” yönetimi yine kusursuza yakın olmak zorundadır. Bu konudaki dikkatsizliklerin büyük zararlara yol açacağı ise çok açıktır.

İşte Halk Bankası genel müdürünün ilk defa böyle bir durum ile karşılaştık açıklaması yetersizdir. Tamamen profesyonel bir bakış açısı ile çalışan bankalar için ilk defa diye bir bahane söz konusu olamaz. Güncel olayda bankanın dışarıdan temin ettiği her veriyi mutlak surette sistemsel kontrol mekanizmalarından geçirmesi gerekiyordu. Anlaşılan piyasa kapanış fiyatlarından belirli bir oranın üzerinde farklılaşmış döviz kuru değerlerinin bankanın internet şubesine konulmaması ile ilgili kontrol noktası ve bu kontrol noktasının basit bir programla takip edilmesi düşünülmemiş veya düşünülememiş. Bu tip önlemler başta alınmayınca ortaya çıkan negatif durumlar bankanın itibarını ciddi şekilde zedeleyebilmektedir. Maddi kayıpların yanında özellikle bankaların güven müessesesi olarak çalışmaları olayın ciddiyetini daha da artırmaktadır.

Her ne kadar belirli kesimler bu ciddi kontrol eksikliğini uluslararası operasyonun bir parçası olarak adlandırsalar da yönetim zaafiyetinin üstünün örtülmesi zor gibi görünüyor. Halk Bankası son açıklamaları ile gerekli tedbirlerin alındığını kamuoyuna duyursa da zedelenen itibarın yeniden tesisi o kadar da kolay olmayacak.

Dahası bankanın iptal ettiğini açıkladığı döviz alım/satımı işlemlerinin karşı tarafında yer alan banka müşterilerinin hukuki çerçevedeki tepkileri ve bu tepkilerin sonuçları da merak konusu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Fitch: Türkiye ekonomisiyle ilgili büyüme tahminlerini düşürdü

Suriye'de muhalefetin son kalesi İdlib neden önemli?

Mercedes yüzde 100 elektrikli modeli EQC'yi görücüye çıkarıyor

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Halkbank'ın ardından Vakıf Katılım'dan da düşük kurdan satış

Covid aşısı satışları düşen ve kârı azalan BioNTech, kanser ilacı üretimine odaklanıyor

Japonya, 17 yıl sonra ilk kez faiz artırarak negatif faizleri sonlandırdı