Gürsel: Türk ekonomisindeki temel sorun “güven” bunu da öncelikle Erdoğan'ın vermesi gerekiyor

Gürsel: Türk ekonomisindeki temel sorun “güven” bunu da öncelikle Erdoğan'ın vermesi gerekiyor
© 
By Rahmi Gunduz
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Türk ekonomisindeki temel sorunun “güven” olduğunu, bunu da öncelikle Cumhurbaşkanının vermesi gerektiğini söyledi

REKLAM

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, ekonomik aktörlerin, Türkiye’de açık piyasa ekonomisinin gerektirdiği politikaların uygulanacağına dair güvenlerinin acilen yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirterek, bu güveni bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğa’nın vermesi gerektiğini söyledi.

Türk ekonomisindeki son gelişmeleri ve Merkez Bankası’nın aldığı kararları Euronews muhabirine değerlendiren Prof. Dr. Gürsel, Merkez Bankası’nın kaçınılmaz hale gelen faiz artışını gerçekleştirmiş olmasının güven tesisi için yeterli olmadığını anlattı.

Piyasa aktörleri TCMB’den böyle bir cesaret beklemiyordu

Merkez Bankası’nın rutin Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 625 baz puan arttırarak piyasa beklentilerinin üzerinde bir artış gerçekleştirdiğini hatırlatan Prof Dr. Gürsel, şöyle devam etti:

“Teknik olarak TCMB fonlama faizini 2 yıllık tahvilin yıllık piyasa faizi olan yüzde 25 civarı bir düzeye yükseltmesi normaldi (yüzde 24’e yükseldi) ama TCMB’nin uzun süredir oluşan siyasal baskı altında gecikmeli ve yetersiz tepkiler verdiği gözönünde tutulduğunda piyasa aktörleri bu kadarına cesaret edemeyebilir diye düşünüyordu. Bu “cesur” adımın nasıl atılabildiği halen tartışmalı.”

PPK toplantı halinde iken Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamanın bir tahminde bulunmaya olanak sağladığı kanaatinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gürsel, Cumhurbaşkanının açıklamasında özetle ve mealen iki noktaya vurgu yaptığını söyledi. Cumhurbaşkanının açıklamasında birinci olarak “Merkez Bankası enflasyonu düşürmekte aciz, sürekli faiz arttırıyor ama koyduğu hedefleri bile tutturamıyor’’, ikinci olarak da “Sabrediyorum ama sabrımın sınırı var.” dediğini anlatan Prof. Dr. Gürsel, şunları söyledi:

“Bu iki vurgu ve öncesi düşünüldüğünde benim tahminim PPK öncesinde Ekonomi Bakanı ile Cumhurbaşkanı arasında kritik görüşme şöyle ceryan etti: Bakan döviz kurunun tutulamadığını işlerin daha da sarpa saracağını münasip bir lisanla anlattıktan sonra çok kısa dönemde başka çare olmadığını ve TCMB’nin zorunlu gördüğü ölçüde bir faiz artışını yapabilmesi için onay istedi. Cumhurbaşkanı da ben bu gidişatı tasvip etmiyorum ama size son bir şans veriyorum ne yapacaksanız yapın ama artık sonuç istiyorum demiş olmalı. Bence 13 Eylül sabahı yaptığı vurgular çok samimiydi ve 2 saat sonra açıklanacak yüksek faiz artışının hangi koşullarda mümkün olduğunun dolaylı bir açıklamasıydı.”

Kurdaki gerilemenin kısa sürmesi düş kırıklığı yarattı

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, ancak faiz artışı sonucu döviz kurunda sınırlı da olsa gerçekleşen gerilemenin çok kısa sürdüğünü belirterek, bunun büyük bir düş kırıklığı olduğunu ifade etti.

Bu durumu açıklamanın kolay olmadığını söyleyen Prof. Gürsel, burada vurgulanması gereken noktaları şöyle sıraladı:

“Temeldeki sorun ekonomik aktörlerin, yerli ve yabancı, açık piyasa ekonomisinin gerektirdiği politikaların uygulanacağına dair güvenleri kalmamış durumda. Bu güvenin acilen yeniden tesis edilmesi gerekiyor. TCMB’nin kaçınılmaz hale gelen faiz artışını gerçekleştirmiş olması güven tesisi için yeterli değil. İkinci olarak güveni bizzat Cumhurbaşkanı’nın vermesi gerekiyor. Ekonomi ile söylemleri bu yönde olmalı.

Üçüncüsü bu da yetmez, yakında açıklanacak Orta Vadeli Programda (OVP) derin dengesizlikleri yeniden tesis edecek bir istikrar stratejisinin benimsendiği açıkça görülmeli. Örneğin 2019 GSYH artış oranı dengeleme ile uyumlu mu? Diğer ifadeyle nispeten düşük dolayısıyla halen artmakta olan işsizliği bir süre daha artıracak bir büyüme oranı göze alınabildi mi?

Dördüncüsü bu da tam yeterli olmaz. Söz verilen istikrar politikaları adım adım uygulanacak mı? “

Prof. Gürsel, bütün bunlar olmadan kaybolan güvenin yeniden kazanılmasının zor göründüğünü kaydetti.

Kestirme çözüm IMF’e gitmek

Öte yandan, daha kestirme bir çözüm olduğunu belirten Prof Gürsel, bu çözümün IMF’den yardım istemek olduğunu bildirdi.

Prof Gürsel sözlerini, “ancak bu konu öylesine siyasallaştırıldı ve tabu haline getirildi ki, görünür bir gelecekte olanaksız görünüyor” diye tamamladı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Putin'den gerilimi düşüren açıklama: Uçağın vurulması tesadüfi olaylar zinciri

AİHM eski Başkanı: Türkiye'de OHAL şartları devam ediyor, ihlaller AİHM'den döner

ABD'nin 200 milyar dolarlık hamlesine Çin'den 60 milyar dolarlık yanıt

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Türk ekonomisindeki büyümeyi kim, ne kadar hissediyor?

Dünya Bankası, Türkiye'ye ilave 18 milyar dolar finansman sağlayacak

Tüketici ve ticari kredilerin faiz oranları AK Parti döneminin zirvesine çıktı