Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cemal Kaşıkçı planlı şekilde öldürüldü, 18 kişiyi bize verin

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cemal Kaşıkçı planlı şekilde öldürüldü, 18 kişiyi bize verin
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Grup Toplantısında dünya kamuoyunda gündem olan Cemal Kaşıkçı cinayeti hakkında konuştu. Erdoğan, Riyad'a seslenerek, cinayette adı geçen 18 şüphelinin Türkiye'de yargılanmasını istedi.

REKLAM

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında dünya kamuoyunda gündem olan Cemal Kaşıkçı cinayeti hakkında konuştu. Erdoğan, Suudi gazetecinin planlı bir şekilde vahşice öldürüldüğünü söyledi.

Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı'nın konsoloslukta yumruk kavgasında öldüğünü açıklamasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 kişi buraya niye geldi? Bunlar tüm detaylarıyla açıklanmalıdır. Bunları salı günü çok daha farklı bir şekilde grup konuşmamda anlatacağım. Orada bunların detayına gireceğim." ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan'ın açıklamalarından önemli başlıklar

Konuşmasına Balkanlara düzenlediği ziyaretin ayrıntılarını anlatarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Balkan ülkeleriyle ilişkilerimizi asırlar sonra olması gereken noktaya taşıyoruz." dedi.

Erdoğan, Azerbaycan'ın Türkiye'de petrol rafineri yatırımı yapma kararı aldığını ve bunun Türkiye'nin cari açığını 1,5 milyar dolar kadar azaltacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı konuşmasında, daha önce de belirttiği gibi Kaşıkçı cinayetine geniş yer verdi. Kral Salman'ın samimiyetine inandığını belirten Erdoğan konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

"Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürüldüğü kesinleşen gazeteci Kaşıkçı ile ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmak istiyorum. Öncelikle Kaşıkçı'ya ve ailesine Allah'tan rahmet diliyorum."

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi planlı"

"Kaşıkçı'nın bu ziyaretinin cinayeti planlayan ekibe haber verildiği anlaşılıyor. Yani bir yol haritası işlemeye başlıyor. 1 Ekim tarihinde saat 16:30'da, operasyondan bir gün önce 3 kişilik bir ekip tarifeli seferle istanbul'a gelip önce otele sonra konsolosluğa gidiyor. Bu arada bir başka ekip de Belgrad Ormanı ve Yalova'da keşif çalışmaları yapıyor.

2 Ekim'de yine bir grup uçakla İstanbul'a geliyor. Aralarında generallerin olduğu 9 kişilik ekip de yine İstanbul'a gelip otele yerleşiyor. Toplam 15 kişiden oluşan bu ekip sabah saatlerinde konsoloslukta buluşuyor. Önce konsolosluğun kamera sistemindeki hard disk sökülüyor. Kaşıkçı 11:50'de aranıp randevu teyit ediliyor.

Aynı saatte Londra'dan İstanbul'a dönen Kaşıkçı konsolosluk binasına yaya olarak giriyor. Bu saatten sonra kendisinden haber alınamıyor. Akşam 17:50'de ülkemiz resmi makamlarına nişanlısı tarafından Kaşıkçı'nın başına bir şey geldiği şeklinde bir başvuru yapılıyor. Yetkililer hemen takibat başlatıyor. Güvenlik kameralarının incelenmesi sonrası Kaşıkçı'nın binadan çıkmadığı kesinlik kazanıyor.

Viyana Sözleşmesi gereği diplomatik dokunulmazlıkları olduğu için, büyük ihtimalle bu anlaşma da masaya yatırılacak, konsolosluk yetkilileri hakkında ilk etapta bir soruşturma yapılamıyor.

Soruşturma derinleştikçe çok ilgin bilgiler çıkıyor, cinayetin olduğu günün arifesinden başlayarak çeşitli uçaklarla 15 Suudi güvenlikçi ve tıpçının ülkemize geldikleri görülüyor. Aynı gün ülkemizden ayrıldıkları görülüyor. Kaşıkçı'ya benzetilmeye çalışılan kişinin de tarifeli uçakla Riyad'a gittiği görülüyor.

Suudi yönetimi ise 4 Ekim'de yaptığı açıklamayla Kaşıkçı'nın öldürüldüğü iddialarını tamamen reddediyor. Başkonsolos 6 Ekim'de gazetecileri davet ederek elektrik panoların kapaklarını açarak lakayt bir davranış sergiliyor."

"Yetkililerimiz sürekli yeni belgeler ortaya çıkarmaya çalışıyor"

"Başkonsolosluk binasına giren ekiplerimiz incelemeler yaptı. Daha önce buna izin vermeyen başkonsolosun kifayetsizliği ile ilgili Kral Salman'a bir şeyler söyledim. Sonra görevinden alındı.

Suudi yönetimi cinayetten 17 gün sonra Kaşıkçı'nın binada öldürüldüğünü resmen kabul etti. Kaşıkçı'nın bir arbede sırasında öldüğü söylendi. Aynı gün geç saatlerde Kral Salman ile bir görüşme daha yaptık. Cinayetin ardından olaya karıştığı bildirilen 18 kişinin tutuklandığını söyledi.

21 Ekim'de ABD Başkanı Trump'la da olayın aydınlatılması konusunda mutabık kaldık."

"Biz bu meseleyi ülkemiz mevzuatına göre yürüttük"

"Bu cinayet Suudi toprağı olan konsolosluk içinde işlenmiş olabilir ancak unutulmamalıdır ki bu Türkiye toprakları içinde gerçekleşti. Viyana Anlaşması da böyle vahşice bir olayın işlenmesine izin vermez. Biz bunu tüm boyutlarıyla soruşturup gereğini yerine getireceğiz.

Türkiye bu meselenin takipçisidir. Şu ana kadar ortaya çıkan deliller Kaşıkçı'nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini gösteriyor. Bu tüm insanlığın vicdanını yaralayacaktır. Aynı hassasiyeti Suudi Arabistan'dan da bekliyoruz.

Suudi Arabistan cinayeti kabul ederek önemli bir adım atmıştır. Bundan sonra meselenin tüm sorumlularını açık yüreklilikle ortaya çıkarmalarını bekliyoruz. Cinayetin planlı olduğu yönünde elimizde güçlü emareler bulunuyor. Bu sorular herkesin kafasını kurcalamaya devam ediyor.

REKLAM

Bu 15 kişi cinayet günü niçin İstanbul'da toplanmıştır. Bu kişiler kimden emir alarak oraya gelmişlerdir? Başkonsolosluk niçin hemen değil de günler sonra incelemeye açılmıştır? Cinayet açıkça ortada iken onca tutarsız açıklama niçin yapıldı? Bu kişinin cesedi niçin hala ortada yok? Cesedin yerli iş birlikçiye verildiği doğruysa bu yerli iş birlikçi kimdir?

Bu yerli iş birlikçiyi açıklamaya mecbursun. Kimse bu meselenin kapatılacağını aklından dahi geçirmesin. Güvenlik birimlerinin elindeki bilgiler bunun planlı olduğunu gösteriyor. Bu meseleyi bir kaç istihbaratçının üzerine yıkmak vicdana sığmaz.

Şahsen Kral Salman'ın samimiyetinden şüphe duymuyorum. Bununla birlikte bu soruşturmanın adil ve bağımsız bir birim tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Uluslararası hukukun da İslam hukukunun da Suudi Arabistan hukukunun gereği budur."

"18 kişi İstanbul'da yargılansın"

"Buradan bir çağrı yapıyorum Kral Salman'a; olayın cereyan ettiği yer İstanbul'dur. Dolayısıyla bunun, bu 15 artı 3 kişinin yargılanması İstanbul'da yapılsın. Bu benim talebimdir."

Af konusu

Erdoğan konuşmasında zaman zaman gündeme gelen genel af konusuna da değindi.

REKLAM

Cumhurbaşkanı afla ilgili şunları söyledi:

"Devlet sadece kendisine karşı işlenen suçları af yetkisine sahiptir. Şunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Eğer adalet mülkün esası ise o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz. Kalkıp da uyuşturucu baronlarıyla, onlara torbacılık yapanları bir araya getirmek mümkün değil. Biz devlet olarak uyuşturucu baronlarıyla da torbacılarla da ve onu içenlerle de mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz."

Danıştayın 'Öğrenci Andı' kararı: İstiklal Marşı dışında bir ant tanımıyoruz

"Biz 2013 yılında bu işi çözmüştük. Hukukçularımızın dediği gibi Danıştay yetki aşımı yaparak bu düzenlemeyi iptal etmiş ve Türkiye'yi tartışmaların içine sürüklemiştir. Tek parti CHP'si döneminde başlatılan bir uygulamayı bugünün Türkiyesinde uygulama devam etmek yanlış bir iştir. Bu şiiri Reşit Galip yazmıştır, bu kişi aynı zamanda Türkçe ezan projesinin de mimarıdır. Milletimizin en büyük andı İstiklal Marşı'mızdır. İstiklal Marşı dışında bir ant tanımıyoruz. Ben Türküm ama Türkçü değilim. İkisi farklı. Bu dinimizde yasaklanmıştır. Her etnik unsur kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir."

Bekir Bozdağ savunması

Erdoğan, öğrenci andı tartışmalarına dahil olan Bozdağ'ı şu ifadelerle savundu: "Bu bakanımızın ne kadar ülkesine hizmet ettiğini biliyorsunuz. Bu bakanımıza yönelik tehdit ve hakareti kabul etmemiz mümkün değil."

Bozdağ, Danıştayın öğrenci andı kararını eleştirmiş, MHP lideri Bahçeli de Bozdağ'a sert tepki göstererek, "Okumayan işine baksın. Sayın Bozdağ Kürdüm, özgürüm diyebilir. Dilini tutan yoktur. Sus otur yerine diyen de yoktur. Buyursun, mizaç ve meşrebine müzahir değerlendirmesini yapsın." demişti.

REKLAM

MHP'nin ittifak açıklamasına cevap

Erdoğan, Bahçeli'nin "MHP'nin yerel seçimlerde ittifak beklentisi artık kalmamıştır" açıklamasına cevap verdi. Cumhurbaşkanı, "MHP çok farklı bir tercih yapmıştır, madem ki 'biz yolumuza' diyorlar o zaman herkes kendi yoluna gitsin diyoruz. Önümüzde ülkemiz, milletimiz ve partimiz açısından hayati gelişmelere sahne olacak bir dönem var. Ekonomide bir süredir yaşadığımız sıkıntıları geride bıraktık." dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde bilmek istediğiniz her şey

CIA Direktörü Haspel Türkiye'ye gidiyor

Cemal Kaşıkçı cinayetinde son durum, Kim ne dedi?

REKLAM
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı için İstanbul'da gıyabi cenaze namazı

S. Arabistan: Kaşıkçı cinayetini hukuka uygun soruşturuyoruz

Suudi Arabistan Kralı: Kaşıkçı cinayetine karışan herkes hesap verecek