Kazanın kaçınılmaz olduğu durumlarda sürücüsüz araçlar kimi kurtarmayı seçecek? MIT ve British Columbia Üniversitesi'nin ortak çalışması, sürüsüz araçların kaza anında yapacakları tercihlere toplumu dahil etmeyi amaçlıyor
Kazanın kaçınılmaz olduğu durumlarda sürücüsüz araçlar nasıl karar verecek? Bilim insanları sürücüsüz araçların farklı senaryolarda nasıl davranması gerektiğini internette yayınlanan bir test ile araştırıyor. Amaç, insan hayatının söz konusu olduğu kritik kararların sadece mühendislere ve etik uzmanlarına bırakılmayarak toplumun sürece katılmasını sağlamak.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ve British Columbia Üniversitesi bilim insalarının ortak çalışmasıyla düzenlenen ankette kullanıcılara 13 farklı kaza senaryosu sunuluyor. Her bir senaryoda katılımcılardan olası kazanın kaçınılmaz olduğu durumlar sunularak söz konusu durumlarda kimi feda edeceği soruluyor. Senaryolarda "genç-yaşlı", "insan-hayvan" ve "kırmızı ışıkta geçen-yeşil ışıkta geçen" gibi karşılaştırmalar bulunıyor.
Projenin sonuçlarını Nature bilim dergisine özetleyen MIT Medya Laboratuarı doktor öğrencisi Edmond Awad, şu ana kadar 233 ülkeden 2 milyonu aşkın kişinin katıldığı anket sonuçlarını “Bu çalışma temel olarak, sürücüsüz araçların başvurmak zorunda kalabileceği etik kararları anlamaya çalışıyor. Bunu nasıl yapmaları gerektiğini henüz bilmiyoruz.”
Küresel tercihler: Gençler yaşlılara, insanlar hayvanlara tercih ediliyor
Ancak Awad, ankette karşılaşılan en net tercihlerin insan hayatının diğer hayvanların yaşamlarının tercih edilmesi ve yaşlı insanların yerine gençlerin hayatlarını koruması olduğunu belirtiyor.
Bilim adamları, ankete katılanların demografik özelliklere dayanarak etik tercihlerde belirgin farklılıklara rastlanmadığını ifade ediyor.
Ancak kültürel ve coğrafi ilişkilere dayanan ahlaki tercihlerin daha geniş “kümelenmeler” yarattığı sonucuna ulaşmışlar.
Buna göre bilim insanları ülkeleri “batı”, “doğu”, "kuzey" ve “güney” kümeleri şeklinde tanımladılar ve bu ayrım sayesinde yönelimlerde daha kayda değer farklılıklara ulaşmışlar.
Örneğin "güney" ülkelerinden katılımcılar, özellikle doğu kümesi ile karşılaştırıldığında, yaşlılardan ziyade, gençlerin korunmasını destekleme konusunda nispeten daha güçlü bir eğilimi gösteriyor.
Temelini, 1967 yılında düşünür Philippa Foot tarafından geliştirilip, 1985’te Jarvis Thomson tarafından uyarlanmış ve "Tramvay ikilemi" olarak bilinen klasik düşünce deneyinden alan araştırma, gelecekte daha da yaygınlaşması beklenen sürücüsüz araçların daha katılımcı bir ortamda toplum hayatına dahil olmasını hedefliyor.
İnsansız araçların karıştığı kazaların sorumluluğu ise insanlığın çözüm getirmesi gereken sorular arasında yerini koruyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Araştırma: Uber ve Lyft trafik ölümlerini arttırıyor
Veganlık tartışması büyüyor: bir hastalık mı yoksa sağlık mı?
İskoçya, avlanma fotoğrafına gelen tepkilerin ardından kanunda değişikliğe gidecek