Avrupa Komisyonu, İsviçre'nin gelecekte Avrupa Birliği ile ilişkilerini belirleyecek düzenlemeleri yapması için 6 aylık ek süre verdi.
REKLAMAvrupa Komisyonu, İsviçre'nin gelecekte Avrupa Birliği ile ilişkilerini belirleyecek düzenlemeleri yapması için 6 aylık ek süre verdi.
Bu hafta Brüksel'de AB liderleri zirvesinde görüşüldükten sonra resmileştirilmesi öngörülen karar, İsviçre borsalarının haziran sonuna kadar "eşdeğerlik" uygulaması çerçevesinde geçici olarak Avrupalı müşterilerine verdiği hizmetleri sürdürmesini sağlayacak.
Söz konusu uygulama, yabancı finans kuruluşlarının 28 üyeli AB içerisinde faaliyet göstermesine olanak tanıyor. Bir diğer deyişle, AB menşeli olmayan mali operatörler, yabancı ülke piyasası kurallarının AB mevzuatıyla uyumlu olduğunu kabul eden bir "eşdeğer rejim" düzenlemesi altında blok genelinde faaliyet gösterebiliyor.
Uygulamanın 6 ay süreyle uzatılması kararı, Brüksel'in daha önce benimsediği sert ve tartışmacı duruştan geri adım olarak yorumlandı. Çünkü AB geçtiğimiz hafta, Bern'in Birlik ile İsviçre arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyecek düzenlemeleri gerçekleştirmemesi halinde, AB merkezli bankaların 2019 başından itibaren İsviçre borsalarında işlem yapmasını engellemekle tehdit etmişti.
Ancak Avrupa Komisyonu'nun baskısı ve finansal risklere rağmen İsviçre hükümeti, Brüksel'in vermiş olduğu süreyi görmezden gelmiş, konuyu 2019'un bahar aylarında tartışacağını bildirmişti.
Bu arada Brüksel'in eşdeğerlik uygulamasını 6 aylık geçici süre ile uzatması ve daha yumuşak bir üslup kullanması, yakında AB ile yollarını ayıracak İngiltere'de konuşlu finans kuruluşlarının geleceği için de olumlu bir adım olarak algılanıyor.
Taraflar, AB ile İsviçre arasındaki ilişkileri düzenleyen ve 120'den fazla sektörel sözleşmenin yerini alacak yeni anlaşma üzerinde dört yılı aşkın süredir müzakereleri devam ettiriyor.
Diğer yandan taslak metin her ne kadar AB ve İsviçreli müzakere heyetleri tarafından kabul edilmiş olsa da Bern hükümeti tarafından onaylanmış değil.
Söz konusu anlaşma metni, AB üyesi olmayan İsviçre'nin Avrupa Birliği kurallarına uyum için yeni bir mekanizma oluşturmasını hukuki anlamda nihai sözü Avrupa Adalet Divanı'nın vermesini şart koşuyor.
Ayrıca Avrupa Birliği ile siyasi ve mali konularda çok yakın duruşa sahip İsviçre'nin yeni anlaşmayı kabul etmesi halinde, Birlik bütçesine katkıda bulunması ve AB'nin daha yoksul bölgelerine fon sağlaması gerekecek.
Ancak hem AB yanlısı sol hem de Avrupa Birliği karşıtı aşırı sağ partiler, Brüksel ile varılan taslak anlaşmanın İsviçre'nin egemenliğine gölge düşürdüğünü belirtiyor.