Euroviews. İşsizlik, sanayi üretimi, perakende satış hacmi: Ekonomik veriler sorunların büyüdüğünü gösteriyor

İşsizlik, sanayi üretimi, perakende satış hacmi: Ekonomik veriler sorunların büyüdüğünü gösteriyor
By Prof. Dr. Yalçın Karatepe
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, euronews'in editoryal görüşünü yansıtmaz.

Geçtiğimiz hafta Türkiye ekonomisine ilişkin pek çok veri açıklandı ve bunların tamamı ekonomide işlerin iyiye gitmediğini gösteriyor

REKLAM

Geçtiğimiz hafta Türkiye ekonomisine ilişkin pek çok veri açıklandı ve bunların tamamı ekonomide işlerin iyiye gitmediğini gösteriyor.

TÜİK önce sanayi üretim endeksi verilerini açıkladı. Buna göre Aralık ayında Türkiye’nin toplam sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %9,8 oranında azaldı. Eylül ayından beri azalma trendine giren sanayi üretimindeki yavaşlamanın giderek arttığı ve Aralık ayında en düşük seviyeye indiği görülüyor. Özellikle endeksi oluşturan alt gruplara baktığımız zaman sorunların daha büyük olduğu anlaşılıyor. Ara malı üretimi Aralık ayında %14,9 oranında azalmış. Ara malı önemlidir. Çünkü ara malı olarak üretilen ürünler gelecek dönemde yapılacak üretimin girdisi olacaktır. Burada yaşanan sert düşüş gelecek dönem üretiminin de azalmaya devam edeceğine işaret ediyor. Girdi olmadan üretemezsiniz. Benzer şekilde sermaye malı üretimi de %8,6 oranında azalmıştır. Sermaye malı dediğimiz şey üretim yapmakta kullanılan malları temsil eder. Bu mallarının üretiminin azalmış olması üretim yapanların gelecek dönemlere ilişkin beklentilerinin kötü olduğu ve üretimi artırmalarını gerektirecek piyasa koşulları olmadığı düşüncesiyle yatırımlarını kıstıklarını gösterir. Üretim yapacak ve girdi olarak kullanılacak malların üretilmemesi önümüzdeki dönemlerde Türkiye ekonomisinin büyümesinin ciddi şekilde eksiye döneceğini gösteriyor.

İç talepte yaşanan daralmayı gören hükümet dayanıklı ürünlere olan talebi artırmak üzere vergi indirimlerine gitmişti. Bu kapsamda beyaz eşyada uygulanan ÖTV sıfırlandı, mobilyada KDV, otomotivde ÖTV oranları indirildi. Bütün bu vergi indirimlerine rağmen dayanıklı tüketim malı üretimi %8,9 oranında azaldı. Demek ki iç talebin canlanması için vergi indirimleri yeterli olmuyor. Aynı zamanda gelirlerin de artması gerekiyor.

Perakende satış hacmi daraldı

Perakende satış hacmi endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %9,2 oranında azalmıştır. Bu veri sanayi üretim endeksindeki gerileme ile paraleldir. Dolayısıyla talep olmayınca üretim de düşüyor. Düşen üretim ve azalan harcamaların etkisini de işsizlik rakamlarında görüyoruz; Kasım ayında işsizlik oranı %12,3 olarak gerçekleşti. Sanayi üretiminin Aralıkta daha hızlı azaldığını da dikkate aldığımızda işsizlik oranının artmaya devam edeceğini net bir şekilde görebiliyoruz.

Hızla daralmış olan iç talebin ihracatla bertaraf edilmesi de pek kolay görünmüyor. İhracatın artış oranı Aralık ayında ciddi şekilde yavaşlayarak %0,5’e gerilemiştir. Yurt dışı piyasalarda yaşanan gelişmeler, özellikle Avrupa birliği bölgesinde ortaya çıkan sorunlar, örneğin İtalya’da yaşananlar, Alman ekonomisine ilişkin endişe verici beklentiler, İngiltere’nin Brexit süreci, Türkiye’nin ihracatını artırarak sanayinin çarklarının yeniden hızlandırması olasılığının pek olmadığını gösteriyor.

Tarım ürünlerinin fiyatları “açgözlü” pazarcı esnafı yüzünden artmamış

Artan meyve ve sebze fiyatlarına hükümetin “çözüm” olarak bulduğu yöntem “tanzim satış” noktalarında bu ürünleri satmak olmuştur. Buna gerekçe olarak da bu ürünleri satan pazarcılar, manavlar ve zincir marketlerin fiyatlarını “aşırı” yükselttikleri gösterilmiştir. Tanzim satış üzerinden vatandaşa bu ürünleri daha düşük fiyattan satarak sebze ve meyveyi fiyatlarını kontrol etmek istediler.

Ancak TÜİK tarafından açıklanan Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi verileri durumun böyle olmadığını gösteriyor. Bu verilere göre üretici düzeyinde sebze fiyatları ocak ayı içerisinde %31,83 oranında artmıştır. Pazarcı esnafının sebze meyvenin vatandaşa ulaştırılması sürecinde fiyatların çok artmış olmasında bir rollerinin olmadığı ortaya çıkmıştır.

Bütçe rakamlarını nasıl okumalı?

Ocak ayı bütçe gerçekleşmeleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklandı. Buna göre bütçe ocak ayında 5 milyar lira “fazla” verdi. Faiz dışı fazla ise 12,4 milyar lira olarak açıklandı. Bakan Berat Albayrak bu verileri “bütçe disiplinin sıkı bir biçimde uygulandığının” bir göstergesi olarak açıkladı. Ancak gerçek durum detaylarda gizli. 2019 yılı ocak ayı verilerini bir önceki yıl ile karşılaştırdığımızda faiz hariç kamu harcamalarının % 67,5 oranında arttığını görüyoruz. Fakat sadece buna bakarsanız yanıltıcı olur. Devletin asıl gelir kaynağı olan vergi gelirlerindeki artış oranın sadece %7,1 arttığı görülüyor. Rakamlar nominal değerler olduğu için ekonomik aktivite aynı seviyede kalmış olsaydı bile vergi gelirlerinin en az enflasyon oranı kadar (%20,3) artması gerekirdi. Vergilerin bu kadar düşük oranda artmış olması ekonominin ciddi şekilde daraldığının da bir göstergesidir.

Çok ilginç bir şekilde devletin gelirlerindeki en önemli artış “teşebbüs ve mülkiyet gelirleri” olarak tanımlanan kalemde gerçekleşmiş. Bu kalemin adına bakıp devletin girişimcilik sonucu yüksek bir kazanç elde ettiği sonucu çıkarılmasın. Burada yaşanan %3279,5 oranındaki artışın nedeni Ocak ayında Merkez Bankasının olağan üstü genel kurula gitmesi ve normalde Mayıs ayında Hazineye yapacağı ödemeyi ocak ayına çekmiş olmasıdır.

Dolayısıyla bütçe rakamlarını bir önceki yıl ile karşılaştırırken bu ödemeyi de dikkate almamız gerekiyor. Merkez Bankasından aktarılan 33 milyar liralık ödemeyi çıkardığımız zaman aslında bütçenin yaklaşık 28 milyar lira açık verdiği bunu da bir önceki yıl verilen 1,7 fazla ile karşılaştırdığımızda aslında bütçe açığının ocak ayı içerisinde bir önceki yıla göre %1547 oranında artmış olduğunu görürüz. Verileri bu şekilde incelediğimizde bir “bütçe disiplininden” söz etmemiz mümkün olmaz. Aksine kamu harcamalarının çok yüksek oranda artmış olduğunu görürüz.

Sonuç olarak Türkiye ekonomisinin sorunları artarak devam ediyor.

Yazar: Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi

WhatsApp'ta ücretsiz bültenimize abone olun, Türkiye ve dünya gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Krizin maliyeti artan oranda vatandaşa fatura ediliyor

Sanayi üretim verileri küçülmenin devam edeceğinin habercisi

İşsizlik Fonu giderinin yüzde 19’u işçiye, yüzde 67’si patrona: İşverenlere destek daha da artacak