Gezegenin hayvan dışkısı sorunu: Çevre ve sağlığımız tehlikede

Gezegenin hayvan dışkısı sorunu: Çevre ve sağlığımız tehlikede
© 
By Sertaç Aktan
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Hayvancılık nedeniyle dünyada her yıl milyarlarca ton dışkı üretiliyor ve bunun çok büyük bir bölümü doğayı ve canlıları zehirliyor. Biliminsanları aynı zamanda kürsel ısınma ve iklim değişikliğini hızlandıran bu durumun sürdürülebilir olmadığını söylüyor

REKLAM

İnsanoğlunun et, süt ve deri talebini karşılayabilmek adına gezegende 70 milyardan fazla çiftlik hayvanı sürekli hazır bulunduruluyor. Bu durum hayvancılık sektörünün her yıl milyarlarca ton dışkı üretmesine neden oluyor. Bu hayvan dışkılarının çok küçük bir bölümü gübreleme için kullanılabiliyor. Geri kalanı toprak, su, hava ve tüm doğal hayatı zehirlerken insan sağlığına da ciddi bir tehlike oluşturuyor.

Son yapılan araştırmalara göre 2030 yılı itibarı ile gezegende her yıl 5 milyar ton dışkı oluşacak ve bunda aslan payı hayvancılığa ait olacak. Öngörülere göre 2003-2030 arasında geçen zaman diliminde yıllık üretilen hayvansal dışkısı da yüzde 40 artmış olacak.

Çin'de, çoğu nehirlere dökülen hayvan dışkılarının önüne geçmek için katı önlemler alındı ancak kırsal kesimlerde bunu kontrol etmek neredeyse imkansız. Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinde dahi gübre yapmak için konulan yasal sınırın çok üzerinde hayvan dışkısı oluşuyor. Örneğin Hollanda'da hayvan çiftliklerinin yüzde 80'i bu durumda.

Son derece katı çevre yönetmelikleri olan İngiltere'deki inek, tavuk ve domuz çiftliklerinin 2010 ila 2016 yılları arasında doğaya dışkı salınımı nedeniyle toplam 424 ciddi çevre kirliliğine neden olduğu belirtiliyor. Sadece İngiltere bile tek başına yılda 36 milyon ton dışkı üretilmesine neden oluyor.

Solunum hastalıkları ve ölüme neden oluyor

Önlem alınmadığı ve hızlı şekilde işlemden geçirilerek ortadan kaldırılmadığı süre içerisinde hayvansal dışkılar soluduğumuz havaya amonyak, azot oksit ve hidrojen sülfid karışmasına neden oluyor ve havayı da kirletiyor. Yapılan araştırmalar hayvancılığın endüstriyel düzeyde yapıldığı tüm bölgelerde bu gazlardan havada yüksek miktarda tespit edildiğini kaydediyor.

Uzun süre solunduğu takdirde kronik astım, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve hatta ölümle sonuçlanabilecek sağlık sorunları ortaya çıkaran bu meseleye Dünya Sağlık Örgütü de bir süredir dikkat çekmeye çalışıyor.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğini hızlandırıyor

Bekleyen dışkı en güçlü sera gazlarından biri olan metan gazı salınımına neden oluyor ve bu da küresel ısınmayı hızlandırıyor. Isıyı atmosferde hapsetmek konusunda karbondioksitten 80 kez daha etkili olan metan gazı havaya bir kez karıştığında etkisinin azalması 20 yılı buluyor.

Ekonomiye yük getiriyor

Bilim insanları bu hızda ve oranda toprağa suya karışan dışkının hem çevre hem de sağlık açısından sürdürülebilir olmadığını söylüyor. Hayvansal dışkılar çevreye ve sağlığa olumsuz etkilerinin yanı sıra maddi açıdan da ekonomiye ciddi bir yük getiriyor. Toksik atıkların güvenli şekilde toplanması, taşınması ve işlemden geçirilmesi tüketiciye ve vergilere yansıyan son derece maliyetli bir durum.

Suların, nehirlerin ve denizlerin kirlenmesine neden oluyor

Hayvansal dışkının en çabuk görülebilir olumsuz etkisi nehirler, göller ve denizler üzerinde. Çoğu zaman yasal olmayan yollarla bu zehirli atıktan kurtulmak isteyen üreticiler çareyi en yakın dereye gitmekte buluyor.

Bu sular daha sonra denize karıştığında birçok yerde 'ölü bölge' denilen içinde oksijen kalmamış 'hipoksik' alanlar oluşuyor ve buradaki deniz hayatı tamamen sona eriyor. Bu bölgelerde oluşan patojenler zararlı mikro alglerin büyümesine, doğaya ölümcül nörotoksinlerin karışmasına sebep oluyor. Neticede bu nörotoksinler besin zincirine karışarak yeniden insanların sofrasına geliyor.

Dışkı nedeniyle Meksika'da oluşan hipoksik bir ölü bölge

Yine araştırmaya göre 2030'da toplam üretilen dışkı 100 milyon ton fosfor, 30 milyon ton potasyum ve 18 milyon ton kalsiyum içeriyor olacak. Bunlar geri dönüştürülebildiği takdirde tarım için son derece değerli mineraller. Metan gazı oluşturan bioatıklar aynı zamanda elektrik üretimi, ısınma ve ulaşım için de kullanılabiliyor.

Ne var ki, oluşan biogazları muhafaza etmek için kurulan tanklar ve sistemler de yine ciddi bir bakım ve masraf gerektiriyor. Eğer muhafaza işlemleri doğru şekilde ve dayanıklı malzemeler ile yapılmazsa sızıntı ve patlama gibi ciddi tehlikeler oluşması söz konusu.

Yüksek antibiyotik kullanımı

Özellikle endüstriyel seviyede yapılan hayvancılıkta çok sayıda hayvanın küçük kapalı alanlara hapsedilmesi neticesinde yaşamlarını kendi dışkıları içerisinde geçirmesine neden oluyor. Bu durum hayvanları virüslerin ve bakterilerin kolayca hasta etmesini sağlıyor. Örneğin tavuklar en çok salmonella ve hepatit A gibi virüsleri taşıyor.

Küresel düzeyde üretilen antibiyotik miktarının yüzde 67'si çiftlik hayvanlarına veriliyor. Bazı ülkelerde bu oran yüzde 80'e varıyor ve Dünya Sağlık Örgütü antibiyotik dirençli bakterilerin artmaması için bu kullanım oranlarının azaltılması gerektiğini kaydediyor. Antibiyotikli hayvanları ve onların ürünlerini tüketmeyen bir kişi de hayvanların dışkıları nedeniyle toprağa, suya ve oradan balıklara ve bitkilere geçen bu antibiyotikleri vücuduna dolaylı şekilde almış oluyor.

WhatsApp'ta ücretsiz bültenimize abone olun, Türkiye ve dünya gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın

Ek kaynaklar • The Guardian

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Veganlık: Bir hastalık mı yoksa sağlık mı?

İstanbul İtfaiyesi bir buçuk yılda 21 bin 582 hayvanı kurtardı

Dünya Günü nedir? 5 maddede 22 Nisan Dünya Günü