85 yaşındaki Akihito 30 yıldır oturduğu Krizantem Tahtı iki yüzyıldan uzun bir süredir kendi isteğiyle bırakan ilk imparator olma özelliğini taşıyor
REKLAMJapon İmparatoru Akihito tahtını oğlu Naruhito'ya devrediyor.
85 yaşındaki Akihito 30 yıldır oturduğu Krizantem Tahtı iki yüzyıldan uzun bir süredir kendi isteğiyle bırakan ilk imparator olma özelliğini taşıyor.
Hükümranlığı süresince ülkenin savaş sonrası modernizasyonuna şahit olan Akihito, 90'lardaki ekonomik kriz ve Fukuşima felaketi gibi zor günler de geçirdi.
Kraliyet hanedanını halka yakınlaştırmakla bilinen imparator, İkinci Dünya Savaşı'nın yaralarını sarma konusunda gösterdiği çabayla da herkesin saygısını kazandı. Ocak ayında yaptığı son yeni yıl konuşması için imparatorluk sarayına toplanan kalabalık da bu saygı ve sevginin bir göstergesi oldu.
Babasının başarılı performansının yanısıra ülke politikası ve bölgesel sorunlar nedeniyle her ne kadar sembolik de olsa 1 Mayıs'ta tahta oturacak Naruhito'yu ise oldukça zorlu bir görev bekliyor.
'Devrimci İmparator'
Akihito'dan önce tahttan kendi isteğiyle çekilen son İmparator 1817 yılında Kokaku olmuştu. O tarihten bu yana tüm imparatorlar ölümlerine kadar tahtta kaldı.
Üç yıl önce Akihito halka seslendiği bir konuşmada ilerleyen yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle bu isteğinin ilk sinyallerini vermişti.
İmparatorluk sistemiyle ilgili yazılar yazan gazeteci Makoto Inoue'ye göre Akihito 'devrimci bir imparator.'
İkinci Dünya Savaşı'na kadar Japon imparatorlara yarı tanrı gözüyle bakılırken savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nin etkisiyle hazırlanan anayasada imparatorun konumu sembolik bir konuma indirgenip yürütme yetkisi başbakanlığa verilmişti.
Inoue ise Anayasa imparatoru bir sembole indirgerken Akihito'nun bu sembolü bir insana dönüştürmeyi başardığını belirtiyor. Inoue bunu "robot gibi bir imparator olmama konusunda çok kararlıydı ve bunun yerine tahtı halka yakınlaştırdı," sözleriyle ifade ediyor.
Akihito ve yine geleneklere aykırı bir şekilde evlendiği halktan birisi olan eşi İmparatoriçe Mişiko ile birlikte 2011'deki deprem ve Fukuşima felaketi kurbanlarına yaptıkları ziyaret ve gösterdikleri mütevazı tavırlarla halkın gönlünü fethetmişti.
Öte yandan Akihito'nun ülkeye en büyük katkısı İkinci Dünya Savaşı'nda açılan yaraların sarılması noktasında oldu. Ülkeyi genişlemeci emperyalist politikalarla idare ettikten sonra İkinci Dünya Savaşı'na sürükleyen babası Hirohito'nun hiç bir zaman yapamadığı geçmişteki hatalarla yüzleşmeyi başaran Akihito, Japonya'nın işgal ettiği Çin ve Kore yarımadasını ziyaret ederek geçmişteki hatalardan duyduğu üzüntülerini iletti.
'Güzel Harmoni'
59 yaşındaki veliaht prens Naruhito'nun tahta çıkmasından üç gün sonra 55 yaşındaki eşi Masako ile birlikte İmparatorluk Sarayı'ndan halkı selamlaması bekleniyor.
Japon hükümeti yeni imparator ve imparatoriçenin ilk resmi konuklarının ülkeyi 25-28 Mayıs tarihlerinde ziyaret edecek olan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ve First Lady Melania Trump olacağını duyurdu.
Japonya'nın iki yakın komşusu Güney Kore ve Çin ile ilişkileri savaş tarihi ve kıta sahanlığı tartışmaları nedeniyle gerginliğini koruması nedeniyle ABD hala önemli bir müttefik olarak görülüyor. Başbakan Şinzo Abe de her ne kadar ticaret konusunda sürtüşmeler olsa da Trump'la ilişkileri genel anlamda iyi bir düzeyde tutmayı başardı.
Oxford eğitimli Naruhito geçen yıl yaptığı bir konuşmada diğer ülkelerle karşılıklı toleransı geliştirmenin önemine değinerek uluslararası iyi niyet elçisi olmaya ve kültürel etkileşime katkıda bulunmaya çaba harcayacağını vurgulamıştı.
Fakat uzmanlar geçmişin günahlarını daha fazla taşımak istemeyen yeni jenerasyon nedeniyle Naruhito'nun işinin hiç de kolay olmayacağını düşünüyor.
Japonya'nın geleneksel takvimine göre Akihito'nun hükümranlık dönemi Heisei (Barışın Sağlanması) olarak biliniyor. Naruhito'nun Krizantem Tahta çıkışıyla Reiwa, yani 'güzel harmoni' dönemi başlamış olacak.