EventsOlaylar
Loader

Find Us

InstagramFlipboardLinkedinTelegram
Apple storeGoogle Play store
REKLAM

1,3 milyon genç ne eğitimde ne istihdamda: Rakamlar ne söylüyor?

1,3 milyon genç ne eğitimde ne istihdamda: Rakamlar ne söylüyor?
© AFP
© AFP
By Menekse Tokyay
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) tarafından açıklanan son rapora göre Türkiye’de ne eğitimde ne de istihdamda olan genç sayısı 1,3 milyona ulaşmış durumda.

REKLAM

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) tarafından açıklanan son rapora göre Türkiye’de ne eğitimde ne de istihdamda olan genç sayısı 1,3 milyona ulaşmış durumda.

15-19 yaş aralığındaki gençlerin 2012-2017 yılları arasındaki eğitim ve istihdam durumunu mercek altına alan rapor, genç kadın ve genç erkekler arasında aynı anda eğitim ve istihdam dışında kalanların oranının OECD ortalamasının çok üzerinde seyrettiğini kaydediyor.

Yüzde 11,9 olan OECD ortalamasına karşılık Türkiye’de 2017 yılında genç işsizliği yüzde 20,6 idi.

Buna göre, Türkiye’de 2017 yılı itibariyle 7 genç erkekten biri ve 4 genç kadından biri ne istihdamda ne de eğitimde. Bunların yaklaşık 720 bini ilköğretim mezunuyken, 560 bini ise lise mezunu olarak eğitimden uzaklaşmış.

Dünya ve Türkiye ekonomisinde aşağı yönlü bir kırılmanın yaşandığı 2017 yılında yarım milyon kadar genç, daha önce çalışmasına rağmen iş gücünden çıkmış. Dershane veya bir kursa devam eden ise yaklaşık 385.000 genç var.

Ekonomik krizin etkisi

Ekonomist Cüneyt Akman’a göre, ne istihdam ne eğitimde olan gençlere dair bu rakamlar üzerinde ekonomik krizin etkisi çok net gözüküyor.

“Genç işsizliği açısından bakarsak bölgeler-arası farklar da çok korkunç. Doğuda her iki gençten biri işsiz ve bunun sosyal, siyasal ve ekonomik sonuçları var. Bu, ülkenin geleceğini bozan bir şey. İşsizlik yapısal bir hale geliyor, çünkü gençler istihdamdan ve eğitimden kopuyorlar, bir daha da geri dönmüyorlar,” diye açıklıyor Dr. Akman.

Raporu hazırlayan Doç. Dr. Gökçe Uysal’a göre, ne istihdamda ne de eğitimde olan erkeklerin çoğu, beceri setlerinin iş ortamına uygun düşmediğini düşünüyor veya iş bulma ümidini yitirmiş. Kadınlar ise, çocuk bakım sorumluluklarının ve kreş hizmetlerinin maliyetinin yüksek olmasının etkisiyle iş aramıyor.

Kadınlar iş gücüne yeterince katıl(a)mıyor

BETAM raporuna göre; “ev işleriyle meşgul olmak veya ailedeki çocuklara veya bakıma muhtaç yetişkinlere bakmak” sebepleriyle iş aramadıklarını belirten genç kadınların oranı yüzde 58,2. Yani, hem eğitim sistemi içerisinde olmayan, hem de iş gücüne katılmayan her 10 kadından yaklaşık 6’sı ev işleri veya ailevi sorumluluklar nedeniyle iş gücü piyasasında yer almıyorlar.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) açıkladığı son rakamlara göre Türkiye 149 ülke arasında kadınların iş gücüne katılım oranı açısından 130. sırada olup, OECD ortalaması olan yüzde 63’e karşılık kadınların sadece yüzde 32’lik bir kısmı iş gücü piyasasında yer alıyor.

Uzmanlar, ne eğitimde ne de istihdamda yer alan kadınların toplumsal cinsiyet açısından sorumluluk paylaşımına dair bu durumunun kamu politikalarıyla üzerine gidilmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Euronews Türkçe’ye açıklama yapan Uysal, araştırmanın yapıldığı dönemden günümüze geçen süreçte Türkiye’de yaşanan resesyonun da bu verilere eklemlendiğine dikkat çekiyor.

Zira, 2018’in son çeyreğinde resesyona girdiği kaydedilen ekonomi, 2019 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine oranla yüzde 2,6 daralma yaşadı.

“Dolayısıyla önümüzdeki dönemde işsizlik oranları hızlı artacak. Gençlerin kıdemi düşük olduğu için ve kıdem tazminatı işverene yüklü miktarda maliyet getirdiği için bu tür dönemlerde ilk başta gençler işten çıkarılıyor,” diyor Uysal.

Beceri setlerinin geliştirilmesi

Uzmanlar, ekonomik krizlerin yaşandığı benzeri dönemlerde gençlerin eğitim sisteminde bir süre daha devam edip beceri setlerini geliştirmelerini tavsiye ediyor.

“Makro-ekonomik konjonktür kötüyken iş gücü piyasasının yapısal sorunlarıyla kimse ilgilenmez. Devletin kısa vadede büyüme yaratmaya, iş olanakları geliştirmeye ve gençleri örgün ya da yaygın eğitim sistemine geri çekmeye yönelik politikalar üretmesi önceliklidir,” diyor Uysal.

Ekonomist Akman’a göre, Türkiye’nin en ciddi sorunlarından biri, toplam emek gücü stokunu yeterli miktarda eğitime ve istihdama katamayışı:

“İnsanları eğitemezseniz bir süre sonra toplumdaki iş gücünüzün en verimli olması gereken kısmı üretime sokamamış olursunuz. Siyasal ve sosyal olarak da kadın ve erkek rollerine dair bakışın değiştirilmesi gerekiyor; çünkü kadınlar yeterli teşvik olmadığı için iş gücüne katılamıyor."

REKLAM

Ekonominin aşağı yönlü hareketi

Euronews Türkçe’ye konuşan Kare Portföy Genel Müdürü ekonomist Ümit Kumcuoğlu, ekonomik dalgalanma açısından bakıldığında ekonominin 2015 yılından beri aşağı yönlü gitmesinin bu rakamlar üzerinde doğrudan etkili olduğuna dikkat çekiyor.

“İstihdam yaratma kapasitesi azaldığında, iş yapma ortamı kötüleştiğinde, bundan öncelikle iş gücüne yeni giren gençler dezavantajlı olarak çıkarlar,” diyen Kumcuoğlu, bunda kadının istihdama katılımının düşük olmasının yanı sıra, köyden kente göçün devam etme sürecinde ekonomik altyapının da bunu hazmetmesinin zaman aldığını kaydediyor.

Öte yandan, Kumcuoğlu’na göre, son birkaç senedir insanların eğitimden ümit kesme durumu söz konusu ve bu Türkiye açısından yeni bir eğilim:

“Özel okulların kontenjanı son birkaç yıldır boş kalıyor; açık liseye devam oranı artıyor. İnsanlar fayda-maliyet analizi yaparak, eğitimin bu yatırıma değmeyeceğini düşünmeye başlıyorlar ve eğitimin getirisi hakkındaki görüş olumsuza döndükçe eğitime olan yatırım zaman içinde azalıyor, eğitim sisteminden çıkıyorlar.”

Suriyelilerin etkisi ne olacak?

BETAM uzmanı Uysal, iş gücü piyasasında ve eğitim sisteminde yer alan Suriyeli sığınmacıların durumunun da toplumun genç kesimini nasıl etkilediğine dair açıklanan resmi bir istatistiğin henüz bulunmadığına dikkat çekiyor.

REKLAM

“Geçim kaynaklarına erişim onlar açısından da çok önemli. Suriyelilerin eğitim ve istihdama katılım meselesi de önümüzdeki dönemde büyüyen bir sorun olarak karşımıza çıkacak,” diyor Uysal.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nü son verilerine göre, Türkiye’de yaşayan 3 milyon 608 bin kadar Suriyelinin 1 milyon 665 bin 151’i 18 yaş altında, yani eğitim çağındaki genç ve çocuklardan oluşuyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa’da kadın-erkek istihdam oranı arasındaki fark açık ara en fazla Türkiye'de

AB genelinde genç işsizlik oranı düştü; Brüksel'e güven arttı

Araştırma: Türkiye'de mutluluk oranının en düşük olduğu grup üniversite mezunları