İspanya'da Müslüman bir mültecinin 'domuz başkenti' Zamora'daki hayatı

İspanya'da Müslüman bir mültecinin 'domuz başkenti' Zamora'daki hayatı
© Yaiza Martín-Fradejas
© Yaiza Martín-Fradejas
By Yaiza Martín-FradejasZehra Yildiz
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İspanya'da Müslüman bir mülteci olan Majad, 'domuz başkenti' olarak bilinen Zamora'da inançlarına uygun nasıl yaşayabiliyor?

REKLAM

Majad El Din, İspanya'da 'domuz başkenti' olarak bilinen Zamora kentinde yaşayan bir mülteci. Suriye'deki savaş nedeniyle ülkesini terk etmiş ve yaklaşık üç yıldır Kastilya-Leon bölgesinde yaşıyor.

Zamora'da 'Kutsal Hafta' boyunca yapılan festivalin her yerinde domuz etinin bulunduğu geleneksel yemekler sunuluyor. Bu kentteki gıda ürünlerinin ve yemeklerin satıldığı pazarda domuz eti ve jambon parçalarının içinde sunulduğu geleneksel sarımsak çorbası satılıyor.

Bölgede üç yıldır yaşamasına rağmen dini inancı gereği bu çorbayı, domuz etinin bulunduğu salam ve sosisleri hiç denemediğini anlatıyor Majad: “Kur’an’ın domuz etini yasaklaması ve dini nedenlerin yanı sıra sağlık açısından da domuz eti tüketmiyorum. Domuzlar genellikle salgın hastalıklara yakalanıyorlar ve hijyenik hayvan değiller.”

Sözlerini bitirir bitirmez kahkaha atıyor ve neşesinden bir şey kaybetmeden Santa Clara sokaklarından inerken tanıdıklarına selam veriyor Majad.

Bölgedeki yerel yemeklerin çoğunun içinde domuz eti bulunması nedeniyle bu yemekleri yiyemeyen Majad sözlerine şöyle devam ediyor: “İş arkadaşlarımla çıktığımızda bazen benimle alay ediyorlar, çünkü bütün tapaslarda domuz eti bulunuyor. Şaka bir yana, birlikte dışarı çıktığımızda benim için özel yemek siparişi veriyorlar ve dini inancıma saygılılar.”

Peki ‘domuz başkenti’nde helal et bulma sorunu var mı?

Zamora’daki domuz eti tüketimi bir gelenek olarak halkın açlıkla mücadele ettiği yıllardan geliyor. O dönemdeki bölge halkı, domuz etinden chorizo yapıyor, domuzun bacakları, burnu, kulakları ve domuz kanından yapılan kuru sucuk ile karınlarını doyurabiliyor.

Majad’a göre insanların açlıkla savaştığı bir dönemde hayatta kalabilmek için domuz etini tüketmek anlaşılır bir şey: “Suriye’de savaş zamanında ben ve ailem açlıkla mücadele ediyorduk ve et bulup yeme imkanımız yoktu. İnanın o zaman bir domuz bulsaydım tereddüt etmeden onu öldürür etini yerdim. [Çünkü] İslam insan yaşamını tehlikeye atmaya izin vermez.”

27 yaşındaki evli ve üç çocuk sahibi Majad, euronews’a anlatmaya devam ediyor: “Bir hayvanı keserken besmele çekilmeli ve hayvan inançlı bir kişi tarafından kesilmeli. İlla Müslüman olmasına gerek yok, bir Hristiyan da bunu yapabilir. Ama bir ateist kesmemeli...”

İspanya’da helal et kesimi yapılan bir mezbahada çalışan Majad, ‘domuz başkenti’ Zamora'da yaşamasına rağmen helal et bulmakta sorun yaşamadığını söylüyor.

Garajda bir cami

Evinde İslam dinine dair birçok kitabı bulunan Majad, Zamora’daki tek cami olan bir garajda cuma namazlarını kılıyor: “Katoliklerin çoğunlukta olduğu bu kentte en az üç tane Romanesk kilise var. Burada İspanya’nın diğer bölgelerine nazaran Müslüman nüfusu çok az. Endülüs Gözlemevi’ne göre bin 100 Müslüman sayısıyla İspanya’nın en küçük Müslüman topluluğu burada yaşıyor. Küçük bir grup her cuma camide görüşüyor.”

Garajdaki camide namaz kılan Nabiba 30 yıldır Zamora’da yaşıyor: “Çok az kadın bu camiye geliyor. Ben de zaman buldukça gelmeye çalışıyorum.”

Yaiza Martín-Fradejas
Garaj camide namaz kılan kadınlarYaiza Martín-Fradejas

Camide namaz kılan kadınlardan Fas kökenli Raşida; “Genellikle iyi insanlarla karşılaşıyoruz, bize saygı duyuyorlar. Fakat bugün hala başörtüsü taktığım için bana kötü bakan dar görüşlü insanlar da var.” diye konuşuyor.

“Özümüzde hepimiz aynıyız”

Namaz bittiğinde herkes birbiriyle selamlaşıyor ve birbirine hal hatır soruyor. Majad’a doğru yaklaşan bir adam şu sözleri sarf ediyor: “Meryem Ana da başörtüsü takıyordu, İsa’nın da sakalları vardı, doğru mu? Özümüzde hepimiz aynıyız. İnanç kalpte yaşanan bir şey.”

Majad ise kendi inancının gerektirdiği şekilde hayatını sürdürebildiğini anlatıyor: “Öyle olmasa bu zamana kadar çoktan terk ederdim burayı...”

Majad Zamora’yı kendine yeni bir vatan olarak görüyor ve diğer inançlara saygıda kusuru eksik etmediğini anlatıyor: “Bu farklı bir kültür ve ben diğer kültürleri, gelenekleri keşfetmeyi seviyorum. Burada yaşadığım için diğer dinlere ve inançlara saygılı olmak zorundayım.”

Zamora’da yaşayan üç Suriyeli aileden biri olan Majad’ın en küçük kızı Sarah ve iki oğlu burada doğmuş. Çocuklarının iki kültürlü, iki dilli ve iki dinli büyüdüğünü söylüyor Majad: “Çocuklarımdan biri Hristiyanlığı seçerse bu beni rahatsız eder ama buna saygı duyarım. Çünkü Hristiyan bir yerde ve kültürde büyüyorlar. İlerde Müslüman mı, Hristiyan mı ya da ateist mi olacaklar, onlar karar verecek. Ben kendi inançlarını kendilerinin bulmasında onları tamamen özgür bırakıyorum.”

Bir gün Suriye’ye geri dönebilmeyi hayal eden Majad, Semurah olarak da bilinen Zamora’yı kendisine ve ailesine yuva olarak görüyor ve yaşamına burada devam ediyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İranlı Kürt mülteci ve yazar Boochani'ye Avusturalya'dan bir ödül daha

İngiltere 'İslamofobi'ye yasal bir tanım getirmeyi tartışıyor

Kaçak göçmenleri kurtaran gemiye İspanya kapılarını açtı