Onur Yürüyüşü birçok ilde valilik izin vermediği için yapılamadı: "Bu bir özgürlük mücadelesidir"

Onur Yürüyüşü birçok ilde valilik izin vermediği için yapılamadı: "Bu bir özgürlük mücadelesidir"
© Reuters
© Reuters
By Büşra Taşkıran
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Türkiye'de gerçekleştirilen LGBTİQ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, İnterseksüel, Queer +) Onur Haftası başladı. Her sene yapılan çağrıyla gönüllülerin hazırladığı etkinlikler, birçok ilde valilik izin vermediği için yapılamadı

REKLAM

Türkiye'nin LGBTİQ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, İnterseksüel, Queer +) Onur Haftası başladı. Her sene yapılan çağrıyla gönüllülerin hazırladığı etkinlikler, birçok ilde valilik izin vermediği için yapılamadı.

LGBTİ+ bireylerin haklarına dikkat çekmek için yapılan etkinlikler Ankara Barosu'nda kurumsal bir kimlik kazandı. Türkiye'de sadece Ankara ve İzmir barolarında kurulan LGBTİ+ Hakları Merkezleri, bireylerin özgürlükleri için mücadele ediyor.

Ankara Barosu LGBTİQ+ Hakları Merkezi Başkanı ve kurucusu Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu eski üyesi avukat Doçent Dr. Öykü Didem Aydın euronews Türkçe'ye konuştu.

LGBTİQ+ özneleri hakları mücadelesinin günümüze gelene kadar çok önemli tarihsel aşamalardan geçtiğini ifade eden Aydın, "Bu bir özgürlük mücadelesi, ayrımcılık yasağını hayata geçirme mücadelesi, eşitlik hakkı mücadelesi, heteronormatif ve cisseksist düzene karşı bir başkaldırış." dedi.

Barolar kanalıyla desteğin örgütlenmesi lazım

LGBTİQ+ öznelerine karşı işlenen eylemlerin, nefretin ve ayrımcılığın aynı zamanda suç veya haksız fiil teşkil ettiği bilinciyle yola çıktığını anlatan Aydın, "Barolar kanalıyla desteğin örgütlenmesi gerekli ve Ankara Barosu LGBTİQ+ Hakları Merkezi'nin kurulması Türkiye açısından da önemli bir tarihsel aşama oldu." ifadesini kullandı.

2013 yılından beri yapılan Onur Yürüyüşü'ne belli bir süredir yetkililerce izin verilmediğine ve bu yıl İzmir ve Antalya'da planlanan Onur Yürüyüşü'nün yasaklandığına değinen Aydın, "17 Mayıs uluslararası homofobi, bifobi ve transfobi karşıtı günde, Ankara Barosu'nun merkezi olarak bir basın açıklaması yapmak istediğimizde, valiliğe 15 gün önce yaptığımız bildirimi, son dakika yasak koyarak engellemeye çalıştı. Devletin her hak öznesini koruması gerekirken bu özneler ve destekçileri söz konusu olduğunda yasaklar koyması oldukça üzücü." şeklinde konuştu.

LGBTİQ+ hakları insan hakkı

LGBTİQ+ öznelerinin uğradığı hak ihlallerine değinen ve nefret söyleminin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarınca da düşünce özgürlüğü çerçevesinde korunan bir gerçeklik olduğunun altını çizen Aydın, "İş yerinde ayrımcılık, ailelerden dışlanma ve aile çatısından dışlanıp sokağa bırakılma, yönelimine ve kimliğine karşı bir düşmanlığa dayanan fiziksel saldırılar, eşcinsel ve diğer kesimleri hedef alacak özellikle trans seks işçilerini hedef alan yağma ve en önemli olanı nefret cinayetleri, toplantı ve gösteri yürüyüş haklarının ihlali ya da cezaevlerinde farklı muameleler gibi ihlaller yaygın ve çeşitlendirilebilir." diyerek bu hak ihlallerini örneklendirdi.

Ankara Barosunda LGBTQ+ öznelerin hakları merkezinin de eğitimlerinden bahseden Aydın, "Baroda ve genel olarak özne ve destekçilerine ve dilerlerse kamu otoritelerine dahi LGBTQ+ hakları temel kavramlar, sahip olunan haklar, mücadeleleri ve kazanımları konusunda temel eğitim ve seminerler veriyoruz." dedi.

"Biz dört duvar arasına sığmayacağız"

LGBTİQ+ özneleri aktivisti olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi olan Özgür Gür bu hakkın öznesi ve destekçisi olan üniversitelilerin yaşadıklarını euronews Türkçe'ye anlattı.

LGBTİQ+ hakları adına farkındalık oluşturmaya çalıştığını dile getiren Gür, "LGBT+ hakları aktivistlerinin yaptığı şey önce kendi çevresinden başlayarak bir şeyleri değiştirmek. İnsanların düşüncelerini ve önyargılarını kırmak ve bu konuda bir şeyler yapması için teşvik etmek." şeklinde konuştu.

Bütün sistemin ikili cinsiyete dayandığını vurgulayan Gür, "Bir yere gittiğinizde tuvaletlerde ya da okulda ders formları, anketlerin ne kadar trans dışlayıcı olduğunu görmek çok zor değil." diyor.

Trans öğrencilerin üniversite yurtlarında kalmasının çok zor olduğunu belirten Gür, "Devlet Kredi Yurtları Kurumu yurtlarında kalan LGBTİQ+ haklara sahip olanlar kimlikleri öğrenildiği anda yurttan atıyorlar." diyerek üniversite öğrencilerinin yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çekti.

Görüntü editörü • Mert Can Yilmaz

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

LGBTİ+ bireyler için alternatif olimpiyatlar Heybeliada'da başladı

Avrupa başkentlerinde 'onur haftası' etkinlikleri

Hamas lideri Haniye, İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek