Japonya’da halk parlementonun üst kanadı için sandık başında. İktidardaki koalisyonun üst kanatta çoğunluğu korumasına kesin gözle bakılırken gözler burada anayasa değişikliğini sağlayacak koltuk sayısına ulaşıp ulaşamayacaklarına çevrilmiş durumda.
REKLAMJaponya’da halk parlementonun üst kanadı için sandık başında. İktidardaki koalisyonun üst kanatta çoğunluğu koruması beklenirken gözler burada anayasa değişikliğini sağlayacak koltuk sayısına ulaşıp ulaşamayacaklarına çevrilmiş durumda. Başbakan Şinzo Abe’nin hayali üçte iki mutlak çoğunluğu sağlayarak anayasada reform yapmak. Barışçıl olarak nitelendirilen Japonya Anayasası ülkenin ordu kurmasına izin vermiyor.
Parlementonun üst kanadında 245 sandalye bulunuyor. Bunların yarısı her üç yılda yapılan seçimlerde yenileniyor. Bugünkü seçimlerde üst kanadın 124 yeni üyesi seçilecek. Başbakan Abe’nin büyük ortak olduğu koalisyonun anayasal değişiklik için bu 124 koltuktan en az 85’ini kazanması gerekiyor. Ancak anketler bunun hiç de kolay olmadığını gösteriyor. Abe’nin Liberal Demokratik Parti’si (LDP) ve küçük ortağının 124 sandalyeden yarıdan fazlasını kazanması bekleniyor ancak bunun 85’i bulup bulmayacağı büyük merak konusu.
Başbakan Abe liderliğindeki koalisyonun mutlak çoğunluğu kazanması durumunda anayasanın 9. maddesini değiştirmek için süreci başlatma fırsatı olacak. Ancak bu da oldukça tartışmalı bir konu olduğundan koalisyonun nasıl hareket edeceği tam olarak bilinmiyor. Anketler halkın bu konuda ikiye bölündüğünü gösteriyor. Bazıları bu değişikliğinin Japonya’yı ABD’nin yaşadığı ihtilaf ve çatışmalara bulaştırmasından endişe ediyor.
9. maddeye göre Japon ulusunun egemenlik hakkı çerçevesinde sayılan devletin savaş açma yetkisini bulunmuyor. Yine buna göre Japonya tehdit ve güç kullanılarak, uluslararası sorunların çözümlenmesi girişiminde bulunamıyor. Anayasaya göre Japonya, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri veya başka savaş araçları bulundurmayacağını taahhüt etmiş durumda. Anayasanın bu hükmü sonradan yeniden yorumlanarak iç düzeni sağlamak amacıyla belli bir silahlı kuvvetlerin oluşturulabileceği kabul edildi. Adı ise silahlı kuvvetler değil, ‘Kendini Savunma Güçleri’ şeklinde tanımlandı.