İhraç istemiyle disipline sevk edildiği Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AK Parti) geçtiğimiz Cuma günü istifa eden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun partileşme çalışmaları hızlanıyor.
REKLAMİhraç istemiyle disipline sevk edildiği Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AK Parti) geçtiğimiz cuma günü istifa eden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun partileşme çalışmaları hızlanıyor.
Euronews'ün ulaştığı Davutoğlu'nun ekibinden isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Davutoğlu’nun partisi en geç birkaç ay içerisinde resmileşeceğini; ancak şu an için Meclis’te grup kurmak yerine 2023 yılında gerçekleşecek seçimlere dek yerelde güç kazanmasının hedeflendiğini belirtti.
Zira Davutoğlu’nun AK Parti’yi içeriden bölmeyi tercih etmediği, sandıkta yarışmayı istediği söyleniyor.
Üst düzey yetkili, partileşme çalışmalarını tetikleyen birçok etmenin olduğunu söylerken, AK Parti’nin il ve ilçe teşkilatlarından son dönemde toplu istifaların artmasını da “büyü bozuldu, insanlar yeni liderlik arayışı içerisinde” şeklinde ifade ediyor.
Şu ana dek en fazla istifa Davutoğlu’nun memleketi olan ve milletvekilliği döneminde yoğun saha çalışmaları yürüttüğü Konya'nın yanı sıra Ankara ve İstanbul’dan geldi.
Davutoğlu, tabanla küsmeden sahayı güçlendirmeyi hedefliyor; bu esnada da aktif olarak mecliste yer alan milletvekillerinden bazılarının desteğinin alındığı söyleniyor.
Kürt siyaseti ve seküler kesim içinde farklı çevreleri temsil eden, yıpranmamış isimlerin partide olması ve bu isimler üzerinden toplumu kucaklayıcı bir söylem ve tavır sergilenmesi de önemseniyor.
Davutoğlu, siyasette sıklıkla eleştirilen nepotizm yerine kadrolarını liyakat temelinde doldurmayı önceliklendiriyor.
Kulis bilgisine göre Davutoğlu’nun ilk başta Ali Babacan’ın da yürüttüğü partileşme çalışmalarında bir arada olma niyeti vardı, ancak teşkilat yönetimi konusunda Babacan’ın ekibiyle olan görüş ayrılıklarının sürmesi bu iki parti oluşumunun ayrı bir şekilde yürütülmesine yol açma ihtimalini güçlendiriyor. Zira Davutoğlu siyasi figür olarak tek başına güçlü olacağı konumunu korumak istiyor.
Davutoğlu son olarak Ramazan Bayramı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüşmüş. Kendisinin Erdoğan’dan “Sayın Cumhurbaşkanımız” olarak söz etmesi ve onu siyasete sokan kişi olarak vefasını sürdürmesi ise, kendisine yakın bazı çevrelerden eleştiri almasına yol açıyor. Ancak son dönemde kendisinin Rusya ile jet krizi ve Suriye politikası konusunda sert bir şekilde eleştirilmesinden dolayı o dönemde yönetim sorumluluğunu tek başına yürütmediğini, birçok kararın Erdoğan ile birlikte alındığını özellikle vurgulayan demeçlerde de bulunuyor.
AK Parti’nin genel merkezinden genel başkanlar arasında fotoğrafının kaldırılması sonrasındaki kırgınlığının ise partileşme çabalarını hızlandırdığı dillendiriliyor.
Söz konusu yetkili Davutoğlu'nun son dönemde Güneydoğu Anadolu’dan da birçok Kürt ve Arap kesimden destek aldığını belirtiyor. Son olarak Şanlıurfa’dan nüfuzlu bir aşiret kendisiyle istişare etmeye geldi. Davutoğlu'na Alevilere yakın medya kuruluşlarından da görüşme taleplerinin geldiğini vurguladı.
Kulis bilgilerine göre Davutoğlu Kürtler, Aleviler, başörtülü kadınlar gibi toplumun dönem dönem ötekileştirilen farklı kesimlerini kucaklayıcı bir partileşme süreci yürütmek niyetinde. PKK ile ismi anılmamış HDP'li isimlere de partinin kapısının açık olduğu ifade ediliyor.
Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli geçtiğimiz günlerde Ahmet Davutoğlu’nu hedef alarak kendisinden “Serok (Kürtçe: Başkan) Ahmet” diye söz etmiş, Davutoğlu ekibinin buna yanıtı ise AKP İstanbul eski İl Başkan Yardımcısı Cihan Öztunç’tan gelmişti:
“Hocamıza bu meseleyi sorduğumda şöyle cevap vermişti. Bize yurt dışına çıktığımızda “president” (Başkan) denmesini mesele etmeyenler, kendi vatanımızda yaşayan Kürt kardeşlerimizin kendi dilleriyle Serok diye hitap etmesinden rahatsız oluyorlar. Bu bize sadece mutluluk verir.”
Davutoğlu ve ekibinin yakın dönemde yerli ve yabancı medyayla temaslarını başlatacağı, ancak şu an için bir yol haritası çizme sürecinde oldukları da gelen bilgiler arasında.
Henüz ismi açıklanmayan yeni parti, “hukukun üstünlüğü”, “ifade özgürlüğü”, “demokrasi” gibi temel ilkeleri ön planda tutmayı öngörüyor.
Partileşme sürecinde farklı anket şirketlerine yaptırılan kamuoyu yoklamalarında partinin oy bandı yaklaşık yüzde 9,8-11 arasında değişiyor.