Euroviews. Yeni vergi düzenlemeleri adil ve etkin mi?

Yeni vergi düzenlemeleri adil ve etkin mi?
© AA
By Yalçın Karatepe
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, euronews'in editoryal görüşünü yansıtmaz.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Yeni Ekonomi Programını” açıkladığı sunumunda, “az kazanandan az vergi alınmasının önünü açacak vergi reformu adımlarını atmaya başlıyoruz” dedi. Ancak yeni vergi düzenlemelerine bakıldığında önemli değişikliklerin olmadığı görülüyor.

REKLAM

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Yeni Ekonomi Programını” açıkladığı sunumunda, vergi sisteminde de düzenlemelere gideceklerini söyledi ve “az kazanandan az vergi alınmasının önünü açacak vergi reformu adımlarını atmaya başlıyoruz” dedi.

Bu açıklamanın ardından vergi sisteminde köklü bir değişikliğe gidileceği beklentisi oluştu. Türkiye’de mevcut vergi sisteminin adil ve etkin olmadığı bilinen bir gerçektir.

Ancak oluşan bu beklentilere rağmen, şimdiye kadar kamuoyuna yansımış olan yeni vergi düzenlemelerine baktığımız zaman, önemli değişikliklerin olmadığı, sınırlı bir düzenlemenin yapılmasının planlandığı görülüyor. Konu meclis gündemine geldiğinde ayrıntıları üzerinde daha net konuşabileceğiz. Şimdiye kadar medyaya yansıyanlardan yola çıkarak yeni paketin bir değerlendirmesini yapalım.

Yapılacak değişiklikler

Yapılması düşünülen düzenleme ile kurumlar vergisi oranının %18’e indirilmesi, gelir vergisinin basamak sayısının 4 ten 7’ye çıkarılacağı, şirketlerin araç kiralama için ödedikleri bedellerin gider olarak gösterebilecekleri tutarlara 4 bin lira üst sınırı getirileceği, “Değerli konut vergisi”, “Dijital Hizmetler vergisi” gibi yeni vergilerin sisteme dahil edileceği anlaşılıyor.

Anadolu Ajansı

Alt ve orta gelir grupları yüksek vergi ödemeye devam edecek

Gelir vergisine tabi gelirlerin basamak sayısı artırılırken en alt gelir grubunu temsi eden ve %15’lik vergi uygulanan basamağın tutarında bir değişikliğe gidilmiyor ve 18.000 lira olarak bırakılıyor. Oysa düşük gelirliden daha az vergi almak için bu alt gelir basamaklarının limitlerinin artırılması gerekir. Özellikle artan enflasyon ile birlikte yükselen rakamları dikkate aldığımızda, burada bir artışa gidilmemiş olmasının ve bu dilimde tanımlanan gelir seviyesinin nominal olarak aynı bırakılması düşük gelirlilerin hızla üst vergi dilimlerine girmesine yol açacak ve onların daha fazla vergi ödemesi sonucunu doğuracaktır. Yeni getirilen 500 bin, 750 bin ve 1 milyon ve üzeri kademelerde gelir elde eden çok sayıda kişi olmadığı için buradan verginin üst gelir gruplarına yayıldığı anlamını çıkarmak da zor olacaktır. Gelir vergisi içerisinde alt ve orta gelir gruplarında bulunanların ödedikleri vergilerin payı yüksek olmaya devam edecektir.

Kamuoyunda “zenginlerin vergilendirildiği” algısının oluşmasına imkân verecek, değeri 5 milyon liranın üzerinde olan ve konut olarak kullanılan taşınmazlara %1 oranında “değerli konut vergisi” uygulaması da toptan vergi gelirlerinde önemli bir artışa yol açmayacaktır.

Yüzde 7,5'luk dijital hizmet vergisi yüksek mi?

Yeni vergi taslağının getirdiği en önemli yenilik dijital hizmet vergisidir. Bu yazıda %7,5 oranında uygulanması düşünülen bu verginin detaylarına bakalım.

Hazırlanmış olan taslağa göre;

1. “dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri, sesli, görsel ve dijital herhangi bir içeriğin( bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dahi) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesi, izlenmesi oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler,

2. Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik hizmetler dahil). artık vergiye tabi olacak.

Bu düzenlemeden anlaşılıyor ki dijital ortamda sunulan her tür hizmet artık vergilendirilecek. Türkiye’de son zamanlarda hızla yaygınlaşan ve dijital içerik sunan şirketler artık toplam hasılatlarının %7,5’i oranında “dijital hizmet vergisi” ödeyecekler. Bunların dışında “sosyal medya” olarak bilinen platformlarda elde edilen reklam, verilerin işlenmesi vb gelirler de artık bu vergiye tabi olacak. Bunlar olması gereken, dünya uygulamalarına da paralel bir vergilendirmedir.

Ancak hazırlanmış olan tebliğde yapılan tanımlamalar o kadar geniş tutulmuş ki, bu tanımlamaların geniş şekilde yorumlanması halinde kamuoyunda pek konuşulmayan bir alanın daha vergilendirilmesi gündeme gelebilir. Örneğin “kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik hizmetler dahil” denilmiş ancak bununla ne kastedildiği somut olarak açıklanmamıştır. Bu ifadenin geniş şekilde yorumlanması halinde çok geniş kapsamlı bir vergilendirilmenin gündeme gelmesi söz konusu olabilir.

Bugün internet üzerinden satış hizmetine aracılılık eden pek çok platform vardır. Bunların önemli bir kısmı “pazar yeri” olarak hizmet vermektedir. Şöyle ki, pek çok satıcı ürün ve hizmetlerini bu platformlar üzerinde sergileyip müşteriye ulaşmaktadır. Satın alma işlemi, ürünün teslim edilmesi gibi hizmetler doğrudan satıcı ile müşteri arasında olmakla beraber, ödemeler bu platformlar aracılığıyla yapılmaktadır. Bu hizmeti sunan aracılar da satıcılardan komisyon, hizmet bedeli vb bedeller almaktadırlar. Şimdi yapılması düşünülen düzenleme ile bu aracıların elde ettikleri bu tür gelirlerin de “dijital hizmet vergisi”ne tabi olup olmayacağı merak konusudur. Dijital hizmet vergisine tabi olacak işlemler için herhangi bir gider gösterilemeyecek olması, dolayısıyla matrahın azaltılması gibi bir durum söz konusu olmayacağı için, %7,5’luk oran oldukça yüksektir.

Ancak burada şöyle bir sorun var: Bu gelirler zaten beyan edilerek kurumlar vergisi kapsamında vergilendirilmektedir. Şimdi buna ek olarak bir de bu yeni vergi mi gelecek konusunun daha net bir şekilde açıklanması gerekir.

Dijital vergi düzenlemesinde bu tür hizmetleri sunan küçük işletmeler için bir muafiyet getirilmiştir. Türkiye’deki cirosu 20 milyon liranın altında olan veya dünyada cirosu 750 milyon avronun altında olan şirketler bu vergiden muaf tutulmaktadır. Bu, yerinde bir muafiyettir. Bu ortamlara girecek olan küçük işletmelere ciroları 20 milyon liraya ulaşıncaya kadar vergi açısından bir kolaylık sağlanmış olacaktır.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

OECD'ye göre, vergi gelirlerinin, Gayri Safi Yurt İçi Milli Hasılaya oranında Türkiye son sıralarda

Lübnan'da gösterilerin 4. günü: Ekonomik kriz farklı kesimleri bir araya getirdi

Faiz gideri: Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi