Gergerlioğlu: 2019'un en büyük insan hakkı ihlali insanların kaçırılmasıdır

REKLAM

Halkların Demokratik Partisi Koaceli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, "2019'un en önemli insan hakları ihlali kaçırılan insanlar gerçeğidir" dedi.

Gergerlioğlu, HDP Kocaeli İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Bu yılın en ağır, en önemli insan hakları ihlalinin kaçırılan insanlar olduğunu söylüyorum. Kaçırılan, sonradan garip bir şekilde ortaya çıkan insanlar, ortaya çıkamayan insanlar bu yılın Türkiye’deki en ağır insan hakları ihlallerini oluşturdu." ifadesini kullandı.

"Türkiye'de artan insan hakları ihlalleri var. İşkenceler var, kaçırılan insanlar var." diyen Gergerlioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kötü muameleler var. Cezaevlerinde hakkı gasp edilen insanlar var. İfade özgürlüğünün ayaklar altına alına alınmasından dolayı cezaevleri insanlarla dolmuş durumda. 23 yaşındaki gençlere 46 yıl ceza verilen bir ülkeden bahsediyoruz. Yusuf Bilge Tunç hala ortada yok. 142 günü buldu, bu insanın nerede olduğu belli değil. Ailesi perişan, beş aya yaklaşmış durumda. Diğer kaçırılanlar altı ay, sekiz ay sonra ortaya çıkmıştı. Tunç beşinci aya giriyor ve hala ortada yok. Kimse bir açıklama yapmıyor. Keyfi bir şekilde hareket ediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sorular sorup Türkiye'den, Yusuf Bilge Tunç hakkında bilgi istedi. Adalet Bakanlığının verebileceği bir cevap var mı bilemiyorum. Hiçbir açıklama, hiçbir araştırma yapılmıyor. Herkesin gözü önünde insanların kaçırıldığı can güvenliğinin olmadığı bir ülke haline geldik. Tekrar söylüyorum, bu yılın en ağır ve en önemli insan hakları ihlali maalesef Türkiye'de kaçırılan insanlar gerçeğidir. Bunu kimse örtbas etmesin. İçişleri Bakanı, iftira atarak işkencenin, kaçırılan insanların üstünü örteceğini sanmasın."

'Asker ve askeri öğrencilerin bulunduğu koğuşlarda az yemek veriliyor'

Türkiye'deki farklı cezaevlerindeki duruma ilişkin bilgiler paylaşan HDP Milletvekili Gergerlioğlu, sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Erkek koğuşları için çamaşır makinesi uygulaması yok. Ellerinde yıkadıkları kıyafetler kışın kurumuyor. İçeri yeni olmayan hiçbir kıyafeti almıyorlar. Bu, gün geçtikçe maddi açıdan mahpusları daha da zorluyor. Kapalı görüş yaptığımız bölmelerdeki camlar, demir parmaklıklarla bölünmüş ve camlar aşırı kirli.

Silivri Cezaevi'nden çok şikayet alıyoruz.

Az yemek verildiği, iaşelerin azaltıldığı iddiaları var. Asker ve askeri öğrencilerin bulunduğu koğuşlarda bilhassa az yemek veriliyormuş.

Silivri Cezaevi'nde bir aydır sıcak su verilmediği insanların resmen hayvan muamelesi gördüğü, doktora gidişlerde büyük sıkıntılar olduğu yönünde çok şikayetler geliyor.

Sincan Cezaevi'nden bize gelen başvuru tüyler ürpertici.

Altını çizerek söylüyorum. Kadın koğuşlarında, kadınların dışarıdan su almasının yasaklandığı engellendiği ve çeşmelerden akan paslı suları içmek zorunda kaldıkları yönünde şikayet geldi. Bu kabul edilecek bir şey değil. Cezaevini adeta Kerbela'ya çevirmeye çalışan bir idare var sanırım."

'Siyasi yargılamalarla çocuklar da cezalandırılıyor'

Adalet Bakanlığına çağrıda bulunan Gergerlioğlu, cezaevlerinde kapasitelerinin çok üzerinde insan kaldığını belirtti.

Gergerlioğlu, "Adalet Bakanlığı'na sesleniyoruz. Cezaevleri tıka basa dolu. Koğuşlarda kapasitenin üç, dört katı insan kalıyor. Bu sürdürülebilecek bir hal değil. Bir an evvel bitirilmesi, cezaevlerinin insani şartlara geri döndürülmesi ve ihlallerin bitmesi gerekiyor. Anne baba tutukluluklar devam ediyor. Aileler, nesiller perişan oluyor. Acımasızca siyasi yargılamalarla sadece zanlılar değil çocuklar da cezalandırılıyor." diye konuştu.

'Süleyman Soylu, elinden gelen en faşizan yöntemleri kullanmaya çalışıyor'

Cezaevlerini yakından takip ettiğine işaret eden Gergerlioğlu, İçişleri Bakanı Soylu'nun bakanlıktan ziyade başka işlerle ilgilendiğini öne sürdü:

"Cezaevlerinde binlerce gencin, kadının ve bebeğin hayatının nasıl mahvedildiğini, neslimizin nasıl mahvedildiğini çok yakından görüyoruz. Bir İçişleri Bakanı var, Süleyman Soylu. İçişleri Bakanlığından daha çok başka işlere bakıyor. Elinden gelen en faşizan yöntemleri kullanmaya çalışıyor. Kendisine emniyet müdürlüklerinde yapılan, baroların ispatladığı işkenceleri soruyoruz, iftira ve yalanlara başvuruyor."

'KHK mağdurları ağaç kökü yesin diyorlar'

"Bugün zulmettikleri halk yarın onları mutlak surette yargılayacaktır." diyen Gergerlioğlu, konuşmasında AK Parti'nin iç ve dış politikalarına eleştiri yöneltmeye devam etti:

"KHK mağdurlarına ağaç kökü yesin diyorlar. İşçiye yüzde 15'lik bir artışı reva görüyorlar. Suriye'ye yaptıkları harekat yetmezmiş gibi, bölgedeki sorunları kardeşlik temelinde çözmek yerine silahla, kanla, gözyaşıyla çözme istekleri bitmemiş. Şu anda Libya'ya yönelik bir askeri harekatın hazırlıkları ve telaşı içindeler. Meclisi bir an evvel toplayıp Libya'da gerilemekte, çökmekte olan iktidara karşı destek konusunda büyük bir gayret içindeler. Son derece yanlış politikalar. Kürt meselesinde aynı yerde dönüp duruyorlar. Zulmediyorlar, her türlü haksızlığı yapıyorlar. Atadıkları kayyım sayısı 32 oldu. Hakkını çiğnedikleri halkın sayısı milyonlar oldu. Umurlarında değil. Çünkü bunların halkla, milletle bir alakası yok."

'MHP, Uygurlar konusundaki gayretimizin karşısında duruyor2

"Bize verdiğiniz emanete sahip çıkıyoruz. Biz her türlü insan hakkı ihlaline karşı duruyoruz. Kimlik ayırmadan sahip çıkıyoruz." diyen HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu, Çin'in Doğu Türkistan politikalarına da değindi.

REKLAM

Gergerlioğlu şöyle konuştu:

"Biz halkların kardeşliğine inandığımızı söyleyerek mecliste, Türkiye'de Kürtlerin Çin devletinde Uygur Türklerinin haklarını savunuyoruz. Yıllarca Türklerin haklarını savunduğunu söyleyen Milliyetçi Hareket Partisi, bu gayretlerimizin karşısında duruyor. Önergelere 'evet' oyu vermiyor. Böylece gerçekte insanların samimiyeti ortaya çıkıyor. Çıkarları mevzubahis olduğu zaman nasıl davalarını, ideolojilerini 3 kuruşa sattıkları ortaya çıkıyor. Bunlar bilgi ve belgesiyle ortadadır."

Ömer Faruk Gergerlioğlu, sözlerini şu ifadelerle bitirdi:

"Bittiler değerli arkadaşlar bütün kokuşmuşluklarıyla gidiyorlar. Bana inanın çok az kaldı mutlaka ama mutlaka kazanacağız."