Suriye'deki iç savaş ve Afganistan'daki istikrarsızlık, Türkiye üzerinden Avrupa'ya izinsiz giriş yapan göçmenlerin artmasına sebep oldu. Bunu fırsata çeviren insan tacirleri ise, Instagram gibi sosyal medya ağları üzerinden illegal faaliyetlerinin reklamını yapıyor.
REKLAMTürkiye, yıllardır Avrupa ülkelerine ulaşmak isteyen kaçak göçmenler için bir geçiş kapısı. Suriye'deki iç savaş ve Afganistan'daki istikrarsızlık, Türkiye üzerinden Avrupa'ya izinsiz giriş yapan göçmenlerin daha da artmasına sebep oluyor. Bunu fırsata çeviren insan tacirleri ise, Instagram gibi sosyal medya ağları üzerinden yasadışı faaliyetlerinin reklamını yapıyor.
Sadece 2019 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 46’lık bir artış ile 82 binden fazla izinsiz göçmen Türkiye üzerinden AB'ye girmeye çalıştı.
2016 yılında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında imzalanan anlaşma ile sınırlarda kontrollerin artmasıyla Türkiye'de insan kaçakçılığı en önemli illegal işlerden biri haline geldi.
Fransız Le Figaro’nun haberine göre, Türkiye’de faaliyet gösteren, özellikle İran asıllı insan tacirlerinin sosyal medya üzerinden örgütlendiği gözlemleniyor.
Instagram, izinsiz göçmen adaylarına ulaşmak isteyen insan tacirleri için yeni bir "El Dorado" oldu.
'Türkiye-Yunanistan için fiyat: 2 bin euro'
"Nasser Milani" adlı Instagram hesabının kullanıcısı, özellikle Afganistan’dan Türkiye veya Avrupa’ya ulaşmak isteyen göçmenlere yönelik açıktan reklam yapıyor. İrtibat numarası dahil sosyal medyadan bilgilerini paylaşan Nasser, sunduğu yasa dışı hizmetleri çekinmeden anlatıyor.
İranlı kaçakçı, Afganistan'dan Türkiye'ye gelmek için bin euro, Türkiye'den Yunanistan'a geçmek için ise 2 bin euro ve Afganistan'dan Paris, Berlin veya Roma gibi batı Avrupa kentlerine ulaşmak için de 7 bin 500 euroluk ücret istiyor.
Nasser bunları anlatırken kendinden emin, Avrupa'ya giden yolculuğu "su içmek kadar kolay" olduğunu iddia ediyor.
En az 13 yıldır bu işi yaptığını ileri süren bir diğer kaçakçı Hassan Rasoli ise, babadan oğla bu işi yaptığını belirterek sınırdaki polislerin de "cebinde" olduğunu iddia ediyor.
Instagram'da herkese açık olan bu hesapların binlerce takipçisi bulunuyor.
Instagram'da sahte kimlik ve pasaport reklamları
İnsan tacirlerinin büyük bir kısmı müşterilerine sahte kimlik veya pasaport da temin ediyor. Onlardan biri olan Haj Ali adlı bir Instagram kullanıcısı, Afgan müşterilerine uygun fiyata İran pasaportu temin edebileceğinin sözünü veriyor.
Türkiye ile İran arasında vize uygulamasının olmaması, kaçakçıların işini kolaylaştırıyor. Yaklaşık 4 bin takipçisi olan Maku_Marz adlı hesapta ise türlü türlü sahte kimlik ve resmi evrak fotoğrafları teşhir ediliyor.
Instagram postunun birinde, "500 euroya Türkiye’de bir yıl kalmanızı sağlayacak ikamet izni ayarlıyoruz" diye yazıyor.
Göç konularında uzman olan avukat Mahmut Kaçan, Türkiye’de insan kaçakçılığının "gerçek bir endüstri" haline geldiğini ifade ediyor.
Türkiye'de görev yapan avukat, geçmiş dönemlerde daha gizli olan bu aktivitelerin son yıllarda sosyal medya ağları ile birlikte geliştiğini ve kurumsallaştığının altını çiziyor.
Mahmut Kaçan ülkede insan kaçakçılığın gelişme sebebine ilişkin, "Yakalanan bir uyuşturucu kaçakçısı 20 yıla kadar varan hapis cezaları alıyor. Fakat Türkiye’deki insan kaçakçıları da mülteci olduklarını iddia ederek sadece bir kaç ay hapiste kalıp, sınır dışı ediliyorlar. Yani onlar için risk çok daha düşük" diye konuştu.
Fakat Kaçan, bu işin diğer illegal faaliyetlerden daha az tehlikeli olmadığını savunuyor: "Çok fazla hırsızlık, çocuk ve kadın sömürüsü ve tecavüz olayları yaşanıyor" .
'Instagram'da verilen sözler yalandan ibaret'
İnsan kaçakçılığının acımasız bir dünya olduğunu vurgulan Ahmet, 24 yaşında Afgan asıllı bir insan taciri. İki yıldır bu işi yapığını söyleyen genç acı gerçekleri gizlemiyor:
REKLAM"Instagram’da vaat edilenler, yalandan ibaret. Hiçbir şey anlatıldığı kadar kadar kolay olmuyor. Bu yolculukta denizde boğulanlar var. Yunanistan'a ulaştığınızda da polis kollarını açıp sizi beklemiyor, binlerce kaçak göçmenin alıkonulduğu kamplara yerleştiriliyorsunuz".
Ayrıca insan kaçakçıların zorlu bir rekabet yarışına girdiğini ileri süren Ahmet, bazen kaçakçılar arasında anlaşmazlıkların çıktığı, hatta silahların konuştuğu tartışmaların yaşandığını belirtiyor.
Ahmet ayrıca, bu işten kazanç elde eden yetkiler için, "Bazı bazı polis ve gümrük görevlileri bu iğrenç işte en az bizim kadar sorumlu. Bu işe göz yuman polisler bizden ciddi komisyonlar alıyorlar" diyerek bu işi bırakıp normal bir hayat yaşamak istediğini itiraf ediyor.