Gezi Parkı davasında Osman Kavala dahil toplam 9 sanık hakkında beraat kararı verildi

Gezi Parkı davasında Osman Kavala dahil toplam 9 sanık hakkında beraat kararı verildi
© AA
© AA
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Gezi Parkı davasında Osman Kavala dahil toplam 9 sanık hakkında beraat kararı verildi. Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi ve Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden beraat ederken, 7 sanığın dosyası ayrıldı

REKLAM

Gezi Parkı eylemleri ile ilgili 24 Haziran 2019'da görülmeye başlayan 16 kişinin yargılandığı davada iş insanı Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 9 sanık haklarında beraat kararı açıklandı. Bu kapsamda davanın tutuklu iki sanığından biri olan Osman Kavala tahliye edilecek.

Davada Kavala'nın yanı sıra Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu ile diğer tüm sanıklar hakkında da beraat kararı verildi.

Can Dündar ve Mehmet Ali Alabora hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı

Yurtdışında bulunan gazeteci Can Dündar, tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Mehmet Ali Alabora, Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi Gökçe Yılmaz Handan, roman-araştırma-tiyatro yazarı Handan Meltem Arıkan ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Koordinatörü Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, oyuncu Ayşe Pınar Alabora hakkındaki yakalama kararları kaldırılırken, mahkeme sanıkların dosyasını ayırma kararı aldı.

İsveç, Kanada, İsviçre, Danimarka, Almanya ve Hollanda'nın başkonsolosları ile İngiltere, Lüksemburg, Belçika, İrlanda ile ABD'nin büyükelçileri veya büyükelçilik temsilcileriyle CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP Milletvekilleri Garo Paylan ve Ahmet Şık da duruşmayı takip etti.

840 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ve tutuksuz sanıkların yargılandığı davanın 6. duruşması bugün Silivri'de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

657 sayfalık iddianamede ikisi tutuklu 16 sanık için ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapis istenirken sanıklardan Haziran ayında 1,5 yıldan fazla süre tutukluluk sonrası ilk duruşmasına çıkmış olan Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala bu davanın en yakından takip edilen isimlerinden biriydi.

İddianamede 746 müşteki yer alıyor. Müştekilerin başını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 61. hükûmetin bakanları çekiyor.

Duruşmada mütaalasını açıklayan savcı, Osman Kavala, akademisyen Yiğit Aksakoğlu ile Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet hapis, 6 sanığında 15 ile 20 yıl arasında hapsini istemişti.

"Yargılamayı uzatmaya yönelik bir durum yok"

Duruşmanın başlamasıyla tiyatrocu Mehmet Ali Alabora'nın avukatı Kaan Karcıoğlu söz aldı. Alaboranın Gezi Parkı olayları esnasında paylaştığı tweet mesajları hakkında takipsizlik kararı verildiğinin hatırlatan Karcıoğlu, bunların getirilmesinin istediklerini söyledi.

Karcıoğlu'nun ardından Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman'ın avukatı Evren İşler söz aldı. Dinletmek istedikleri tanıkların salonda olduğunu belirten İşler, yargılamayı uzatmaya yönelik bir durum olmadığını belirtti.

Daha sonra Çiğdem Mater Utku'nun avukatı Hürrem Sönmez ve İnanç Ekmekçi'nin avukatı Aynur Tuncel Yazgan söz aldı.

Daha sonra söz alan Avukat Bahri Belen, yargılamanın bu aşamasında yerine getirilmesi ve yargılama faaliyetinin tamamlanabilmesi için kanunun temel ilkelerine uygun bir sürecin izlenmesi gerektiğinin belirterek şunları söyledi:

Avukat Belen: Bize göre deliller yok, usüle aykırı dinlenen tanık var

"Bulunduğumuz noktada yargılama faaliyeti, savunma ve mahkemenin vereceği hüküm faaliyetinin eksiksiz olması gerek. Peki biz hangi aşamadayız? Bu iddianame ve delillere göre, sanıkların sorgusunu aldınız. Bu tamamlandı. Ondan sonra sanıkların savunmasına yönelik deliller nerede? Bunlar toplandı mı? Bize göre deliller yok. Biz de mecbur bırakıldığımız için savunma delillerini sunmak istiyoruz.Tanıkların dinlenmesinden sonra bizim tanıklarımız dinlenmedi. bunlar da dinlendikten sonra taraflara ne diyeceklerinin sorulması gerekir Tahkikat aşaması davamızda tamamlanmamıştır. Usule aykırı dinlenen bir tanık var. Size göre usule uygun olabilir. Ancak bizim tanıklarımız dinlenmedi. Yazılı belgeler tartışılmadı. Mütalaa aşamasına böyle gelinir. İki tane polis ve Murat Papuç tanık dinlendi. Gaz maskesinden bahsetti ifadesinde Papuç. Bu maske salona getirilmedi. Bu maskeyi kim satın aldı, kim kullandı, Gezi'ye katılanların maskesine benziyor mu? Bunlar sorulmadı çünkü mahkeme önüne getirilmedi. Eğer bu maske ile Türkiye halkının özgürlükler ve demokrasi konusunda akıl almaz bir tarihi deney yaşadığı Gezi olayını yargılamak istiyorsanız bu dosya, hâkimler, savcılar ve biz, bu papucun altında kalırız. Aslında bu dosya muhteşem Gezi eyleminin altında kalır."

Avukat Belen: Tanıkları dinlerseniz Gezi eylemleri Türkiye'yi aydınlatacak

"Savunmanın delillerini lütfen toplayınız. Bu talepler Gezi olayını bir Papuç'un altında kalmaktan kurtaracaktır. Aklıyla malul bir tanık yerine Gezi'yi teneffüs edenlerle görüp değerlendirin. Bu sizin tarihi görevinizdir. Bunun için ciddi delilleri toplamalısınız. Sayın iddia makamının bunlar duruşmayı uzatmaya yöneliktir demesi... Siz neyi biliyorsunuz ki uzatmaya yöneliktir diyorsunuz. Gezi olaylarına tanıklık eden bir tanığın dinlenmesini istiyorum. Şu an buradadır. Bu tanık Gezi olayını duyularıyla gördüğü gibi anlatacaktır. Davadaki sanıkların herhangi birinin talebiyle değil, Gezi'yi yaşamış biridir. Yangından mal kaçırıyormuş gibi değil, temel ilkelere göre karar vereceksiniz delilleri toplayın, tanıkları dinleyin. İşte o zaman Gezi eylemleri Türkiye'yi aydınlatacaktır."

Avukat Kazan: Ses kayıtlarını getirmezseniz hüküm kuramazsınız

"Ses kayıtlarını getirmeye mecbursunuz. O yoksa, hüküm kuramazsınız. Üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını istiyoruz. Dinlemeye ilişkin tüm belgelerin getirilmesini ve Akkaş'ın şüpheli olduğu dosyanın bir örneğinin bu dosyaya getirilmesini istiyoruz. O dosya zabıt katiplerinin ifadeleri de var. Bunları da dinlemek zorundasınız. Şikayete konu eylemlerle ilgili müvekkilimizle ilgisi olmadığı bir yana, Gezi eylemlerinden kaynaklandığını bile konuşup tartışılmadığını belirtmek istiyorum. Başvuru için katılma kararı verdiğiniz İş Bankası, bankamızın cihazlarının 2013 yılı Nisan ayında yaşanan eylemler nedeniyle zarar gördü diyor. İnsaf be! Yine devam edecekseniz gazeteci Ertuğrul Özkök, 17 Temmuz 2019'da bir yazı yazdı. AKP'nin önde gelen isimlerinden birinin iddianameyi okuduğunu ve öyle delil görmediğini söylediğini yazdı. Listedeki yer alanlara sorulmuyor çünkü katılmak istemeyenler de çıkacaktır. Mağdurları haberdar etmeniz kaçınılmaz bir sorumluluktur. Haberdar etmezseniz Ertuğrul Özkök'ü dinlemeniz gerekir. Bunu da yapmazsanız adil yargılama konusunda zaten şüpheliyim, artık bu şüphelere inanacağım."

AA

Kavala: Sorun, delillerin nesnel bir gözlemci gözüyle incelenmemesidir

Söz alan ve tutukluluğu hakkında konuşacağını belirten Osman Kavala şunları söyledi:

"AİHM kararında suç sayılan faaliyetlerin yokluğunda hükümeti devirmeye teşebbüs suçunu işlediği yönünde makul şüphe oluşturmak mümkün değildir diyordu. AİHM kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakacak delillerin nesnel olması gerektiğini belirtti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan da muhalefet şerhinde aynı minvalde değerlendirme yaptı. AİHM yargıçları dosyadaki olguları, bilgileri ve belgeleri nesnel bir gözlemcinin bakışıyla değerlendirmiştir. AİHM, davaya doğrudan bakan mahkeme olmadığı için nesnel bakabilen gözlemci olmaya yetkilidir. AİHM'in tespitlerinin bu nedenle önemli olduğuna inanıyorum. Gezi olaylarının hükûmeti devirmeye teşebbüs olduğu iddiası size makul gelmiş olabilir ancak nesnel gözle bakma yükümlülüğünüzü ortadan kaldırmaz."

"Benim konuşmamdan (Mehmet Ali Alabora ile telefon konuşması hakkında) iddia makamının çıkarımına varmak mümkün değil. İddianamedeki hiçbir suç ile eylemle ilişki kurulamamış, delillere genel olarak bakıldığında suçlu olduğumu iddia etmektedir. Delil vasfı taşımayan bilgi ve belgelerin artırılması onları delil yapmaz. karşılaştığımız sorun AİHM kararının gereğini geciktirme, boşa çıkarma değil, delilleri nesnel bir gözlemci gözüyle incelenmemesidir. Olaylara ve olgulara siyasi açıdan değil, tarafsız bir gözlemci gözüyle bakmaya davet ediyorum."

REKLAM

İlk iddianamedeki tüm sanıklar serbest kalmıştı

Daha önce Mart 2014’te 26 kişi hakkında ‘örgüt kurmak ve yönetmek’ suçlamasıyla dava açılmış ancak İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Nisan 2015’te tüm sanıkların beraatına karar verilmişti. Mart 2019'da ikinci iddianamenin kabul edilmesiyle Gezi davası yeniden açılmış oldu.

Yurt dışında bulunan sanıklar

Gazeteci Can Dündar, tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Mehmet Ali Alabora, Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi Gökçe Yılmaz Handan, roman-araştırma-tiyatro yazarı Handan Meltem Arıkan, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Koordinatörü Hanzade Hikmet Germiyanoğlu.

Soruşturmayı başlatan savcı şimdi 'FETÖ davası' sanığı ve firari

Gezi eylemlerine ilişkin soruşturmaları başlatan dönemin yetkili savcısı Muammer Akkaş 17-25 Aralık süreci sonrası 'FETÖ soruşturmaları' ile görevden alındıktan sonra şimdi firari durumda. İkinci iddianamede yer alan delillerin de neredeyse tamamı Akkaş'ın toplattırdıklarından oluşuyor.

İkinci soruşturma, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 100’den fazla ismi içeren bir dosyayla İstanbul Başsavcılığı'nın incelemesi ile başlatıldı. Bu dosyadaki 82 isim hakkında ayrı bir soruşturma yürütülmeye devam ediliyor.

İddianame, 15 Temmuz darbe girişimi ile Gezi eylemlerini de ilişkilendiriliyor ve Gezi ile 17-25 Aralık soruşturmalarında sonuç alınamadığı için 15 Temmuz'un gerçekleştirildiği ileri sürülüyor.

REKLAM
Qries
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kavala davasında 6. celse öncesi eşi Ayşe Buğra: 'Neden tutuklu yargılandığını öğrenmek istiyoruz'

Osman Kavala: Bir gün serbest kalacağıma inanıyorum

AİHM, Osman Kavala'nın ikinci başvurusunu öncelikli olarak inceleyecek