Türkiye'de sivil toplum pestisite karşı bir araya geldi: Zehirsiz Sofralar Projesi

Zehirsiz Sofralar Projesi
Zehirsiz Sofralar Projesi © AP
© AP
By Gizem Sade
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

"Zehirsiz Sofralar Projesi" kapsamında, Türkiye'de pestisit kullanımının sınırlanması ve pestisitlerde kullanılan 13 etken maddenin acilen yasaklanması amacıyla kasım ayında başlatılan kampanyada 123 bin imzaya ulaşıldı.

REKLAM

"Zehirsiz Sofralar Projesi" kapsamında, Türkiye'de pestisit kullanımının sınırlanması ve pestisitlerde kullanılan 13 etken maddenin acilen yasaklanması amacıyla kasım ayında başlatılan kampanyada 123 bin imzaya ulaşıldı.

Avrupa Pestisit Eylem Ağı (Pesticide Action Network Europe) ortaklığında yürütülen Zehirsiz Sofralar Projesi 31 Mart 2020 tarihinde sona eriyor.

Pestisit kullanımının azaltılması ve zararları konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan proje için başlatılan imza kampanyası, 150 bin imza hedefine çok yaklaştı.

euronews Türkçe'ye konuşan Zehirsiz Sofralar Projesi İletişim Koordinatörü Turgay Özçelik, projenin en önemli katkılarından birinin Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı'nın kurulması olduğunu söylüyor. Özçelik, ağın oluşumunda hukuktan sağlığa, gıda güvenliğinden ekolojiye pek çok alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşların bir araya geldiğini belirtiyor.

Zehirsiz Sofralar Projesi

Bundan sonraki süreçte ağın kalıcı olması için çalışmalara devam edileceğini belirten Özçelik, projenin konuyu Tarım Bakanlığının gündemine sokmayı başardığını ifade ediyor. Bakanlığın 13 etkin madde hakkında üniversitelerden görüş istediğini belirten Özçelik, bu maddelerin bir kısmını ya da tamamını kapsayacak bir yasak beklendiğini söylüyor.

Özçelik, proje ve kampanyanın kamuoyunda etkin bir farkındalık yarattığının da altını çiziyor.

"Karar vericiler üreticiyi desteklemeli"

Zehirsiz Sofralar Projesi, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği öncülüğünde ve 100 kadar sivil toplum kuruluşu ve inisiyatifin katılımıyla geçtiğimiz yıl nisan ayında hayata geçirilmişti.

Kampanya, Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye hitaben açılmıştı.

Turgay Özçelik, pestisitin yasaklanmasıyla paralel olarak alternatif yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

"Vazgeçmek, yasaklamak yetmez, karar vericilerin bu konuda politika metni ortaya koymalı" şeklinde konuşan Özçelik, üreticinin bu süreçte yalnız bırakılmaması ve desteklenmesi gerektiğini savunuyor.

Zehirsiz Sofralar Projesi

"Tüm canlılar için Zehirsiz Sofralar"

Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, pestisitlerde kullanılan ve öncelikle yasaklanması istenilen 13 etken maddenin Dünya Sağlık Örgütü tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlendiğini ifade ediyor.

Sivil Toplum Ağı'na göre acilen yasaklanması gereken bu maddeler, difenacoum, ethoprophos, cyfluthrin, beta-cyfluthrin, zeta-cypermethrin, fenamiphos, formetanate X formetanate hydrochloride, methiocarb, methomyl, tefluthrin, zinc phosphide, glyphosate ve malathion.

Proje dahilinde ayrıca pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması çağrısı yapılıyor.

Zehirsiz Sofralar Projesi

Ağın yaptığı çalışmada, 41 pestisit etken maddesinin canlılar üzerinde ölümcül etkileri olduğu belirtiliyor. Buna göre,

  • 8 etken madde ölümcül;
  • 12 etken madde kanserojen;
  • 13 madde beyne zarar veriyor;
  • 26 madde üreme sistemini bozuyor;
  • 13 etken madde çiftçiler ve tarım işçileri için çok zararlı;
  • 10 etken madde artılar ve faydalı böcekler için çok zehirli;
  • 3 etken madde biyobirikim yapıyor ve 5 etken madde uzun süre kalarak zehirli etkisini koruyor.
Zehirsiz Sofralar Projesi

Türkiye'de durum ne?

Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye'de pestisitler bilinçsiz ve kontrolsüz kullanılıyor. Araştırmada, "Bu kullanım biçimi kalıntı ve dayanıklılık sorunlarının giderek artmasına ve gıda güvenliğimizin, çevremizin, bitkisel ürün ihracatımızın olumsuz etkilenmesine, hatta kimyasal savaşımda alternatiflerin azalmasına neden olmaktadır" ifadeleri kullanılıyor.

Türkiye'de pestisit kullanımının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olmadığını belirten araştırmacılar, pestisitin kontrolsüz kullanımının tehlike yarattığının altını çiziyor.

Öte yandan pestisitin, sebze ve meyve üretiminde önemli yer tutan yoğun nüfuslu Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde daha çok tüketildiği belirtiliyor.

Araştırmacılar "Bölgelerimizdeki pestisit tüketiminin gelişmiş ülkelerin, örneğin ABD’nin ya da Fransa’nın düzeyinde olduğu ancak; oluşturabileceği sorunların ise, bu ülkelere göre daha ciddi olabileceği söylenebilir" tespiti yapıyor.

REKLAM
Zehirsiz Sofralar Projesi

Avrupa Birliği'nin resmi istatistik kurumu Eurostat verilerine göre İspanya, Fransa ve İtalya'nın ardından Türkiye, yaklaşık 50 milyon kilo ile en çok pestisit satan ülkelerin başında geliyor.

Avrupa'da en son Lüksemburg, kanserojen olduğu gerekçesiyle tarım ilacı maddesi glifosatın pazarlama iznini geri çekmişti.

1 Şubat'tan itibariyle izni kaldıran Lüksemburg, tartışmalı zirai ilacı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik tutumuyla, Avrupa'da bir ilke imza atmıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) zararlı kimyasal tarım ilaçlarının yasaklanması ile ilgili çalışmalar yürütürken, BM Gıda ve Tarım Örgütü de kimyasal pestisit alternatiflerini ve ürünlerin zararlı organizmalardan koruyan tekniklerle ilgili dünya genelinde eğitim programları yürütüyor.

Qries
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Tıpta bir ilk: Beyin tümörlü hasta ameliyat esnasında keman çaldı

Glifosat içeren tarım ilacı davasında Bayer'e 2 milyar dolarlık rekor ceza

Tarım ilacı üreticisi Monsanto'ya kansere sebep olduğu gerekçesiyle 80 milyon dolar ceza