Euroviews. AB-Türkiye ticaret anlaşması, Suriyeli mülteci kriziyle başa çıkmada yardımdan daha iyi bir çözüm

Akçakale'de Suriyeli mülteciler
Akçakale'de Suriyeli mülteciler © AP
© AP
By Joseph Hammond
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, euronews'in editoryal görüşünü yansıtmaz.

Yaklaşık 10 yıldır devam eden Suriye'deki savaş, Esad rejiminin Suriye'nin kuzeyindeki İdlib bölgesine yaptığı son saldırılarla bir kreşendoya ulaşıyor. Milyonlarca Suriyeli yeniden, acımasız rejimin kontrolü dışındaki son büyük bölgede yaşananlardan kaçmaya zorlanıyor.

REKLAM

Yaklaşık 10 yıldır devam eden Suriye'deki savaş, Esad rejiminin Suriye'nin kuzeyindeki İdlib bölgesine yaptığı son saldırılarla bir 'kreşendoya' ulaşıyor.

Milyonlarca Suriyeli yeniden, acımasız rejimin kontrolü dışındaki son büyük bölgede yaşananlardan kaçmaya zorlanıyor.

Türkiye ise son şiddet olaylarından güvenlik arayışıyla uzaklaşmaya çalışan büyük çoğunluğa yardım etmede yine muazzam bir sorumluluk üstleniyor.

Türkiye, halihazırda, adaletsiz bir savaşın mermilerinden ve bombalarından kaçan 3,6 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor.

Avrupa da Suriyeli mülteci krizinin bir tarafı ve asla gerçekleşmeyecek gibi duran finansal katkı sözlerinin ötesinde, sorumluluğu paylaşmak için daha fazlasını yapmalı.

Türkiye'nin finansman karşılığında Yunanistan'a göçmen akışını durdurmayı kabul ettiği 2016 AB-Türkiye Mülteci Anlaşması'nın yenilenmesi için görüşmeler sürüyor.

Bu çıkmaz düşünüldüğünde yeni bir yaklaşıma ihtiyaç doğuyor. Avrupa ülkeleri, Türkiye'nin bu zor görevine devamı karşılığında cazip ticaret teşvik programları oluşturarak karşılıklı ekonomik faydalara odaklanmış bir yol izleyebilir.

Doğrudan yardım fayda sağlar ancak yeni ve daha yüksek karşılıklı ticaret hacmi belirlemesi, belki de Avrupa için en sürdürülebilir ve gerçekçi yaklaşım olur.

Bu politika için farklılıklarına rağmen Ankara ve Washington arasındaki ticaret hacmini artırmaya yönelik son anlaşma örneğini izleyebilir.

Türk hükümeti mültecilerin çalışmasına izin verdi ve onlara diğer birçok Avrupa ülkesinden çok daha iyi davrandı
Joseph Hammond
Araştırmacı Gazeteci

Türk hükümeti mültecilerin çalışmasına izin verdi ve onlara diğer birçok Avrupa ülkesinden çok daha iyi davrandı. Diğerlerinden farklı olarak kamplara ve sokaklara düşürmekten ziyade onları topluma ve ekonomiye entegre etmek için göçmen çocuklarla yetişkinlere sağlık ve Türkçe dersleri de dahil olmak üzere eğitim imkanı sağladı. 2011'den bu yana Türkiye'de birkaç kez uzun süreli bulundum ve entegrasyon çabalarının bir kısmını doğrudan gördüm.

Ancak milyonlarca mülteciye refah sağlamak ekonomik güçlükler ve gerginlikler yaratıyor ve Türkiye şimdi, eğer Suriye'deki çatışma önümüzdeki on yılda da bu şekilde devam ederse, mevcut mülteci sayısına yüz binlercesini (ve hatta milyonlarcasını) ekleme ihtimaliyle karşı karşıya.

Uluslararası toplum bir ülkenin bu sorumluluğu ve maliyeti kendi başına üstlenmesi bekliyorsa, mültecilere yeterli destek sağlandığından ve Türk halkıyla ekonomisinin gelişmeye devam ettiğinden emin olmak için önemli katkılar sağlamalı.

Türkiye ile ticareti artırmak, aynı zamanda sisteme nakit teşviki sağlayarak Türk işletmelerin ve çiftçilerin pazara erişimini kolaylaştıracak ve böylelikle ekonomiye organik bir destek sağlayacaktır. Bu, mülteciler de dahil olmak üzere daha fazla insan için iş, konut ve eğitim yoluyla geçim kaynakları oluşturmak için çok daha önemli fırsatlar yaratarak güçlü bir ekonomi oluşturacaktır.

Türkiye ile ticareti artırmak, aynı zamanda sisteme nakit teşviki sağlayarak Türk işletmelerin ve çiftçilerin pazara erişimini kolaylaştıracak ve böylelikle ekonomiye organik bir destek sağlayacaktır.
Joseph Hammond
Araştırmacı Gazeteci

Son ABD-Türkiye Anlaşması mülteci kriziyle bağlantılı olmasa da, ABD-Türkiye ticaret hedefinin katı faydacılığı belki de son kriz özelinde AB-Türkiye ilişkileri için yeni bir model sunabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump iki ülke arasındaki ticareti 100 milyar dolara (92,2 milyar euro) yani dört katına çıkarmayı taahhüt etti.

Tekstilden mücevherata, beyaz eşyadan inşaat malzemelerine kadar Türk endüstrileri küresel rekabete giderek daha fazla dahil oluyor. Bu arada Türkiye, ABD'den yüksek teknoloji ürünleri almaya istekli. Dahası, Türkiye'de Çin mallarını boykota yönelik giderek artan bir çağrı var - ve Türk tüketiciler bu çağrıya uyabilir. Çin'in Türk etnik kökenli Müslüman azınlıklara yönelik muamelesi (Müslüman Uygurlar örneği gibi) Türkiye'de oldukça dikkat çekti. Çin'de bir milyon kadar Uygur gözaltı kamplarında tutuluyor.

Türkiye 2016'da verdiği Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğuna ev sahipliği yapma kararından bu yana Suriyeli mülteciler konusunda jeopolitik liderlik gösteriyor. Ankara, Avrupa için ekonomik ve politik maliyeti üstlendi.

Şimdi yeni mülteci dalgası nedeniyle acil bir yardıma ihtiyaç var, bunun Türkiye'nin sorunu değil, küresel bir sorun olduğunu hatırlatmak Avrupa ve uluslararası toplumun geri kalanına düşüyor.

Sadece yardım değil, ticaret de en iyi uzun vadeli çözümü sunabilir.

  • Joseph Hammond, uluslararası alanda çalışan bir araştırmacı gazeteci. Çalışmaları The Economist, International Business Times, CNN, Monocle ve Deutsche Welle'de yer aldı. Hammond ayrıca, Özgür Avrupa Radyosu'nun Kahire muhabiri olarak görev aldı ve 2011 Arap Baharı hakkında yayınlar yaptı.
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Dış ticaret açığı şubat ayında yüzde 72 artarak 2 milyar 981 milyon dolara yükseldi

Fransa ve Almanya liderleri, Suriye'de çözüm için Erdoğan ve Putin'le görüşmek istiyor

HRW'den Ankara'ya suçlama: Suriye'de Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerde hak ihlalleri yaşanıyor