Yunan yargısında ilk 'geri itme' dosyası: Meriç'ten Türkiye'ye itilen davacı A. Erdoğan anlatıyor

Meriç
Meriç © Zübeyir Koçulu
© Zübeyir Koçulu
By Zübeyir Koçulu
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Yunanistan’ın sığınmacıları Türkiye'ye 'geri itme' dosyası ilk kez yargıya taşındı. Meriç'i geçip Yunan polisince sınırdan geri gönderilen A. Erdoğan anlatıyor: Peşini bırakmayacağım.

REKLAM

Yunanistan’ın sığınmacıları Türkiye'ye 'geri itme' dosyası ilk kez yargıya taşındı. Meriç'i geçip Yunan polisince sınırdan geri gönderilen A. Erdoğan anlatıyor: Peşini bırakmayacağım.

Çok uzun zamandır cezaevindeyim ve bu beni çok yoruyor. İkiz kardeşimle yıllar sonra buluşacakken Yunan polisi beni Meriç’ten hapishaneye geri itti.

Bu sözler, 5 Mayıs 2019’da bir grup Yunan polisi tarafından Türkiye’ye geri gönderilen 28 yaşındaki matematik öğretmeni Ayşe Erdoğan’a ait.

Gebze cezaevinden euronews’in sorularını yanıtlayan Erdoğan, Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla 28 ay hapis yattıktan sonra Avrupa’ya gitmek istedi ancak geri itilmekten kurtulamadı.

Ayşe Erdoğan - Meriç'ten geri itilen öğretmen Gebze cezaevinde

Avrupa’da geçirebildiği birkaç saati şöyle hatırlıyor genç öğretmen: “Bana yaşattıklarını asla unutmayacağım. Cheimonio polis karakolunda sığınma başvurusu yapmak istedim ama hiçbir şekilde resmi işlem yapılmadı. Yolda yürürken ayağım burkulmuştu, tedavi etmeyi reddettiler. Yunanistan’a orayı yağmalamak için gitmedim. Orada kalmayı bile düşünmüyordum, başka bir Avrupa ülkesine gitmeyi planlıyordum. Ülkemi, beni terörist olarak damgaladığı ve yaşama hakkı tanımadığı için terk etmek zorunda kaldım”.

Londra Üniversitesi merkezli Forensic Architecture (Adli Mimarlık), şubat ayında Yunanistan merkezli insan hakları derneği HumanRights360’ın katkısıyla hazırladığı bir videoyu kamuoyuna duyurdu.

Bu mühendislik çalışması, Ayşe Erdoğan ve yanındaki iki kişinin 4 Mayıs’ta Yunanistan topraklarına girdiğini ve ertesi gün ülkelerine geri gönderildiğini ortaya koydu.

HumanRights360’ın başkan yardımcısı ve hukuk ekibi başkanı Eleni Takou, hemen her gün Meriç’ten itilen bir tanık ya da yakınıyla görüştüklerini söyledi. Ancak geri itildiğine dair görüntü çeken ya da çektiği görüntüleri korumayı başaran az sayıda mağdur olduğunu ifade etti.

- Photo by Zubeyir Koculu
Eleni Takou- Photo by Zubeyir Koculu

"Yunan güvenlik güçleri, geri itmeden önce sıklıkla göçmenlerin telefonlarına el koyuyor ya da onları nehre atıyor. Bu açıdan Ayşe’nin dosyası gerçekten güçlü" diyor insan hakları savunucusu.

Adli Mimarlık araştırmacısı Stefanos Levidis de bu sebeple olaya müdahil olduklarını euronews’e anlattı: "Ayşe'nin davası benzersiz. Kendisi kaydettiği için, ilk kez bir sığınmacının tüm yolculuğunu, ülkeye giriş yaptığını, polis karakoluna gittiğini görebildik. Üç boyutlu analiz yaparak geri itmeyi gösteren multimedya kanıt ortaya koyduk."

Levidis, Ayşe Erdoğan’ın Nea Vyssa adlı kasabaya ulaştığını gösteren fotoğrafını nerede ve ne zaman çektiğini tespit ettiklerini, yaptıkları analizle grubun polis karakoluna ulaştığını ispat ettiklerini anlatıyor.

"Sonra ortadan kayboldu ve Türkiye’deki bir hapishanede ortaya çıktı" diye ekliyor.

Levidis’e göre bu olay, Türkiye ve Yunanistan’da baskıya maruz kalan, iki ülke arasında sıkışmış genç bir kadının hikâyesine ışık tutuyor.

Adlı Mimarlık araştırmacısı, mühendislik çalışmasının aynı zamanda bölgede daha önce kamuoyuna yansıyan birçok geri itme iddiasının güvenilirliğine katkı sunduğunu iddia ediyor: "İlk kez, Meriç’ten yansıyan farklı tanıklıkların güvenilir görsel-işitsel materyallerle temellendirilebildiğini görüyoruz. Geri itmelerin yaşandığını ve bunun arkasında kimin olduğunu anlayabiliyorsunuz."

Levidis’e göre bu sadece bir push-back (geri itme) değil, aynı zamanda geri iade.

"Yunanistan Ayşe’yi sadece Türkiye’ye geri göndermedi, aynı zamanda cezaevine geri gönderdi. Ve intihar teşebbüsleri, açlık grevleriyle Gebze cezaevinin bir şaka olmadığını hepimiz biliyoruz."

Ayşe Erdoğan’ın Yunanistan’daki gönüllü avukatları Adlı Mimarlık videosunun bir kopyasını Orestiada’daki soruşturmayı yürüten savcıya sundu.

Greek Council for Refugees (GCR) avukatı Klotildi Prountzou, Adlı Mimarlık’ın geri itmeyi yeniden modellemesinin, hikâyedeki noktaların birleştiğinin başka bir kanıtı olduğunu belirtiyor.

Avukata göre savcı Evaggelia Liasou, ön soruşturma aşamasında delilleri toplamadı ve incelemedi.

REKLAM

"Savcı, tanıkları –örneğin itilme esnasında bölgede bulunan ve onunla yazışan, Ayşe’nin ikiz kardeşini- mahkemeye davet etmedi. Yalnızca Ağustos ayında şikâyetin hedefindeki polisin temsilcisi olarak bir memuru dinledi. Yunan polisi, Ayşe’nin Yunanistan’a giriş yaptığını inkâr etti" diyor Prountzou.

GCR avukatları, "davayı hasıraltı etme anlamına gelecek" savcının ön soruşturma sonuçlarına itiraz ederek konuyu bir üst makama taşıdı.

Euronews’e konuşan Ayşe Erdoğan’ın avukatı "Bu davadan sonuç alacağımıza inanıyoruz çünkü olay doğru. Savcıyı, tüm delilleri hukuka uygun bir biçimde yeniden incelemeye davet ediyoruz" diyor.

GCR hukukçuları kasım ayına kadar Yunan yargısına Ayşe Erdoğan’ın ülkeye girdiğini ve daha sonra Türkiye’de tutuklandığını gösteren 60 fotoğraf, ekran görüntüsü, dört video ve bir sağlık belgesi sundu.

euronews

Erdoğan’ı tutuklayan Türk mahkemesinin gerekçeli belgesi de bunlar arasında. Türkiye, genç öğretmeni adli kontrol yasağına uymayarak yasa dışı şekilde Yunanistan’a gitmekle suçluyor.

REKLAM

Diğer taraftan Orestiada bölgesinin polis şefi 4 Mayıs günü bölgede herhangi bir gözaltı olmadığını savunuyor.

Zubeyir Koculu
whatsapp yazismasiZubeyir Koculu

Euronews’in elde ettiği 20 Ağustos 2019 tarihli Yunan polisinin mahkemeye gönderdiği belgeye göre ise o gün üç Türkiyeli sığınmacı bu bölgede gözaltına alındı ancak isimleri açıklanmadı.

Yunanistan’daki insan hakları dernekleri son yıllarda Meriç sınırında yaşanan yasadışı geri itmelere dair çok sayıda rapor yayınladı. Ancak Ayşe Erdoğan’ın olayı, ülke tarihinde yargıya taşınan ilk dosya oldu.

Ancak sivil toplum kuruşları ve medya raporlarına göre konunun yargıya taşınması geri itmeleri durdurmuş değil. Mayıs ayından bu yana çok sayıda geri itme vakası kamuoyuna yansıdı.

12 Aralık’ta beş kişilik Türkiyeli sığınmacı grubu, sınırı geçtikten sonra Bıdıklı köyünde polis tarafından alıkonulduktan sonra önce bir karakola götürüldü. B.G., S.U., Y.A.T., Z.O., H.Y., hukuki destek için bölgedeki yerel bir avukatla konumlarını paylaştı ancak avukatla hiçbir zaman buluşamadılar.

REKLAM

Karakoldan alınan bir grup, maskeli kişiler tarafından eşyalarına el konulduktan sonra Türkiye’ye geri gönderildi.

Geri itme iddialarını kategorik olarak reddeden Atina, mart ayına kadar kamuoyuna yansıyan olayları "propaganda" olarak nitelendiriyordu.

Forensic
Push BackForensic

Şubat ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’yla sınır kapılarını açacağını ve sığınmacılara geçiş izni vereceğini açıklamasının ardından Yunan hükümeti de tüm iltica başvurularını durdurduğunu, sınırdan yasadışı geçen herkesin ya Türkiye’ye ya da kendi ülkelerine gönderileceğini duyurdu. Erdoğan'ın, Brüksel ziyareti sonrası AB liderlerinin Ankara ile sığınmacı anlaşmasının uygulanmasına dönük yatıştırıcı açıklamalarına karşın; Türk-Yunan sınırındaki sığınmacıların Avrupa'ya kapıların açılması için belirsiz bekleyişi de sürüyor.

Meriç’ten geçişler ve sınır dışı vakaları iki komşu arasında bir çıkmaza dönüşürken, Ayşe Erdoğan Yunan yargısında hukuki mücadelesini ve tazminat davasının peşini bırakmayacağını söylüyor.

"Yunan makamlarını dava etmek bana yaşadıklarımı unutturmayacak. Ancak benim gibi birçok insan aynı duruma maruz bırakıldığı için bunun görmezden gelinmesini istemiyorum."

REKLAM
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

AB Komisyonu: 'Yunan ve Hırvat güçlerin sığınmacıları geri itme görüntüleri şok edici'

Frontex yönetimi olağanüstü toplanıyor: Gündem, Yunanistan açıklarında mültecilerin geri itilmesi

AB, Türkiye ile imzalanan göç anlaşmasını 'iyileştirmek' istiyor