Ceza infaz sisteminde revizyon ufukta: Avukatlar nasıl değerlendiriyor?

Ceza infaz sisteminde revizyon ufukta: Avukatlar nasıl değerlendiriyor?
By Menekse Tokyay
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Ceza infaz sistemi revizyonu önümüzdeki hafta gündeme gelmesi beklenirken, avukatlar nasıl değerlendiriyor?

REKLAM

Türkiye’de ceza infaz sisteminde revizyon önerisinin yeniden gündeme gelmesiyle birlikte yaklaşık 100 bine yakın mahkuma tahliye yolu açılabileceği konuşulmaya başlandı.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu, bu konuda yeni bir taslak üzerinde çalışıyor.

Cezaevlerinin aşırı dolu oluşu ve koronavirüs salgınının doğurabileceği tehdidin de tetiklediği infaz düzenlemesinin önümüzdeki hafta TBMM gündemine gelmesi bekleniyor.

Bakan Gül, cuma günü kamuoyuna yaptığı açıklamada "Cezaevlerinde virüs yok. Mahkumlara risk oluşturmaması için tedbirler alındı. Bu konuda tüm tarafları, yargı mensuplarını, ceza hukukçularını dinleyerek, iyi bir hazırlık yaparak teknik çalışmalar yapılmıştı. Konu Meclisin takdirinde olan bir konudur. Daha insani temelde yaklaşan bu düzenlemeler elbette yine Meclisin takdiriyle yürürlüğe girecektir" dedi.

euronews Türkçe olarak söz konusu düzenleme çalışmasının olası sebepleri ve kapsamında neler olması gerektiğini avukatlara sorduk.

Kısmi af ve şartlı tahliye paketi

Avukat Erdal Doğan, “Dünyadaki gelişmeler ve sosyal medyada gündem olması nedeniyle, hükümet ve MHP’nin rafında duran kısmi af ve şartlı tahliye paketini gündeme getirme olasılığı yüksek” diyor.

euronews Türkçe’ye konuşan Doğan, hapishanelerde çok sayıda hasta olduğunu, tedavisi aksayan veya hapishanelerde tedavisi mümkün olmayan mahpuslarla, yaşlı mahpuslar ve düzenli besin alma ihtiyacı olan çocuklu mahpus annelerin yüksek hayati risk altında olduğunu belirtiyor. Ayrıca Doğan, tahliyelerde suç vasfının kategorize edilmesinin düşünülmesi ya da suç isnatlarına göre bazı suçların ayrı tutulması, amaçlanan bu yaşamsal ve hukuki yarar ve zorunluluğu sağlayamacağını vurguluyor. Anayasa’daki eşitlik ilkesinin yaşam hakkı ve adil yargılamadaki karşılığı olan temel ilkenin 'by-pass' edilemeyeceğinin altını çizmekte.

Avukat Doğan, “Cezaevlerinde açık görüşler şu anda yapılmıyor. Avukatlar da şu anda müvekkilleriyle kapalı görüş yapıyorlar. Dezenfekte önlemleri alınmaya çalışılıyor, ama kapalı mekanlarda iç içe olan mahpusların ve cezaevi çalışanlarının korunması çok çok zor. Üstelik bazı koğuşlarda kapasitesinin üstünde mahpus tutuluyor. Yoğunluktan dolayı yerlerde yatanlar, hatta nöbetleşe yatanların olduğu bilgisi vardı yakın zamana kadar. Sağlıklı, besleyici yemek, sürekli su ile temizlik, diğer hijyen ihtiyaçları, hastaneye sevkler hem yetersiz hem de çok sorunlu. Onun için ilk etapta yargılaması süren tutuklu olanların adli kontrolle tahliyesi şart” diyor.

Doğan, mahkum olanlar arasında belli süre infaz sürelerini geçirmiş olanların tahliye edilebileceği yönünde bir beklenti olduğunu da belirtiyor.

“Tutukluları adli kontrolle tahliye etme olasılığı var, tabii imza kontrolü ile karakola gidip imza atmak şeklindeki adli kontrol uygulamasını belki ayak bilekliğine takılan kelepçe ile ev veya il dışına çıkma yasağına dönüştürmek mümkün olabilir. Çünkü karakola düzenli gidip imza atmak da bu dönemde herkes için risk taşımaktadır”.

Yaşlı ve hasta hükümlülerin durumu

Bu çerçevede, yaşlı ve hasta hükümlüler için evde infaz ve suç türüne göre tutuksuz yargılama seçeneklerinin taslakta yer alması söz konusu olabilir.

Halihazırda 300 bini aşkın tutuklu ve mahkumun bulunduğu Türkiye’deki cezaevlerinde doluluk oranı yüzde 20’yi geçmişken, söz konusu düzenlemeyle birlikte yüz bine yakın kişi cezaevinden çıkabilir.

Avukat Doğan, hapishanelerde çok sayıda hasta olduğunu, tedavisi aksayan veya hapishanelerde tedavisi mümkün olmayan mahpuslarla, yaşlı mahpuslar ve düzenli besin alma ihtiyacı olan çocuklu mahpus anneler bulunduğunu belirtiyor.

Hükümler eşit uygulanmalı

İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi başkanı Avukat Tuğçe Duygu Köksal, İnfaz yasası değişikliklerine ilişkin detaylar gündeme gelirken, asıl yapılması gereken değişikliğin, sadece "risk gruplarındaki" mahkumların temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve kamu sağlığı doğrultusundaki "meşru" bir amaç taşıması, ayrıca bu hükümlerin "eşit" uygulanması gerektiğini belirtiyor.

Euronews Türkçe’ye konuşan Köksal, bu düzenlemeyle şayet cezaevlerinin doluluk kapasitesine ilişkin genel bir amaç güdülüyorsa, bunun için tutuklamanın son çare olarak görülmesi ve bu doğrultuda bir zihniyet değişiminin uygulamaya yansımasını öneriyor.

“Sulh Ceza Hakimlikleri Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin şartlarını Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yerleşik içtihadı ile "uyumlu" uygulaması ve tutuklamaya alternatif koruma tedbirleri getirilmesi, bu da yetmediğinde tutuklamanın son çare olarak uygulanacak bir tedbir olarak görülmesi gerekiyor”.

Köksal, infaz düzenlemesinin dezavantajlı gruplara yönelik olması gerektiğini, ancak basına yansıyan haberlerden terör suçları hariç genel nitelikte bir af gibi anlaşıldığını kaydediyor.

“Terör suçu kavramı geniş bir kapsamda uygulandığından, bu tür bir düzenleme ifade ve basın özgürlüğü nedeniyle cezaevinde bulunan mahpuslar acısından sıkıntı doğuracaktır. Bununla birlikte kadına karşı şiddet, çocuk istismarı gibi vakaların paket kapsamında yer alıp almadığı kamuoyuyla net bir şekilde paylaşılmalı” diye ekliyor Köksal.

REKLAM

"Cezaevi koşullarında iyileştirmeden yanayız"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, söz konusu infaz düzenlemesinin kapsamı hakkında henüz CHP’nin bilgilendirilmediğini, bu yüzden sağlıklı bir değerlendirme yapılamayacağını, ancak CHP’nin cezaevlerinin koşullarına dair her türlü iyileştirmeden yana olduğunu kaydetti.

Euronews Türkçe’ye konuşan Tanal, “CHP tarihi boyunca her zaman halktan yana bir duruş sergilemiştir. Henüz bu düzenlemenin içeriğini görmedik, ama her türlü iyileştirmeden yanayız” dedi.

Öte yandan, yargılama süreçlerine dair revizyonlar bununla da sınırlı değil. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ni cuma günü Meclis Başkanlığı’na sundu.

Yargılamanın hızlandırılmasını amaçlayan teklif, yılda yaklaşık 4 milyonun üzerinde dava açılan Türkiye’de yargının daha hızlı ve daha adil şekilde karar vermesini amaçlıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İnfaz düzenlemesine ilişkin kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu

Dünya Sağlık Örgütü: Ayda 10 bin kişi Covid-19 nedeniyle ölüyor

Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson Covid-19 salgınını hafife aldığı için özür diledi