İspanyol sömürgecilerin 500 yıl önce Meksika'ya taşıdığı hastalıklar Azteklerin sonunu getirdi

Başkent Mexico City'de Azteklere ait arkeolojik alan
Başkent Mexico City'de Azteklere ait arkeolojik alan © Rebecca Blackwell/Copyright 2020 The Associated Press. All rights reserved.
© Rebecca Blackwell/Copyright 2020 The Associated Press. All rights reserved.
By Berrak Kanbir Rodriguez Sanmartin
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İspanyol sömürgecilerin taşıdığı salgın hastalıklar Amerika kıtasında tarihin akışını ve demografik yapıyı kökten değiştirdi. Aztekler 500 yıl önce yaşanan salgınla nasıl mücadele etti? Yerli halk neler kaybetti, nasıl kurtulmayı başardı?

REKLAM

Aztekler ve İnkalar gibi büyük medeniyetlerin yok olmasına neden olan, on milyonlarca yerlinin canına malolan salgın hastalıklar Amerika kıtasında tarihin akışını değiştirdi. İspanyol sömügecilerin taşıdığı türlü hastalıklara karşı hiçbir bağışıklığı bulunmayan yerli halklar bugünkü Covid-19 salgınında görülenden çok daha ağır manzaralarla karşılaştı. 

Başkent Mexico City kent sakinlerini yitirdi, aileler yok oldu. Cesetleri evden çıkarmaya korkan insanlar evlerini üzerilerine yıkarak onları bulundukları yerde molozlar altına gömdü. Diğer cesetler ise kitleler halinde yakıldı.

Meksika'da yaşanan bu korkunç tablo günümüzden 5 yüz yıl önce eylül ayında yaşandı. İspanyol sömürgecilerin ve onların yanında getirdiği kölelerin taşıdığı hastalıklar önce bugünkü Meksika'da hüküm süren Aztek uygarlığını kırdı, daha sonra Güney Amerika'ya yayılarak yerli haklara büyük acılar yaşattı.

İspanyol sömürgecilerin hırsı Amerika kıtasındaki yerlileri yendi

İspanyol sömürgecilerin başı Hernan Cortes ve yanındaki birkaç yüz kişilik grup 30 Haziran 1520'de Aztek Kralı Moctezuma'yı esir alıp öldürdükleri için başkent Tenochtitlan'dan yani bugünkü Mexico City'den kovuldu. Arkalarında Aztek yerlilerini ve Küba'dan yanlarında getirdikleri Afrikalı köleleri bırakan İspanyollar kenti abluka altına aldı. Ancak çiçek hastalığı başta olmak üzere sömürgecilerin bulaştırdığı Avrupa kıtasına mahsus birçok hastalık kentte kol gezmeye başladı. 

Aztekler bildikleri geleneksel yöntemlerle hastalıkları tedavi etmeye çalışıyordu. Örneğin temezcales denilen buhar banyolarından şifa umuyorlardı. Ancak taş ve çamurla kaplı dar alanlar, içine doluşan halka hastalık bulaştıran mekanlar haline dönüştü. 

Cortes ve adamları Ağustos 1521'de hastalıktan, açlıktan ve savaştan kırılmış olan kenti geri aldı. Ancak çürümekte olan ceset kokularına dayanamayan sömürgeciler kenti terkederek daha güneye doğru ilerledi. 

Başkentin dışında yaşayan yerli halklar, tıpkı bugün olduğu gibi ulaşılması zor bölgelere çekilerek, yolları kapatıp daha da ulaşılmaz hale getirerek varlıklarını korumayı başardı. Ancak ilk çiçek salgını ve ardından gelen diğer hastalıklar İspanyol kökenlilerden önceki yerli nüfusun büyük bir çoğunluğunu yok etti.

"İnsanlık tarih boyunca hastalıklardan büyük dersler çıkardı"

Çiçek hastalığı insanlığın salgınlara karşı kazandığı ilk zafer oldu. 1796'da bulunan aşı ile başlayan süreç 1980'de Dünya Sağlık Örgütü'nün laboratuvar ortamı dışında hastalığın yeryüzünden silindiği açıklaması ile sonuçlandı. 

Ancak uzmanlar bu tür başarıların kibire neden olduğu görüşünde. Maryland Üniversitesi İnsan Virolojisi Enstitüsü'nden Jose Esparza son 50 yılda elde edilen başarıların tıp dünyasında bir çeşit kendini beğenmişlik duygusu yarattığını ve Covid-19 salgınının şaşkınlıkla karşılandığını belirtiyor.

Tarihçi Sandra Guevara ise insanlığın tarih boyunca hastalıklardan çok dersler çıkardığını hatırlatıyor ve ekliyor: 

"İnsanların herşeyi kontrol edemeyeceğini de öğrenmemiz gerekir".

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Trump döneminde yaklaşık 4 bin çocuk, Meksika sınırında ailelerinden ayrıldı

Covid-19 aşısı için bazı köpekbalığı türlerinin nesli tükenebilir

TripAdvisor: Kaldığı otel için olumsuz yorum yazan turist 'iftira suçlamasıyla' yargılanıyor