Van’da 11 Eylül’de gözaltına alındıktan sonra Osman Şiban ile birlikte işkence ve "helikopterden atıldığı" iddialarıyla gündeme gelen Servet Turgut yaşamını yitirdi. Osman Şiban ve Servet Turgut’un avukatlarından Baran Bilici, Turgut'un hayatını kaybettiğini belirtti.
REKLAMVan’da 11 Eylül’de gözaltına alındıktan sonra Osman Şiban ile birlikte işkence ve "helikopterden atıldığı" iddialarıyla gündeme gelen Servet Turgut yaşamını yitirdi. Osman Şiban ve Servet Turgut’un avukatlarından Baran Bilici, Turgut'un hayatını kaybettiğini belirtti.
Van Eğitim Araştırma Hastanesi’nin epikriz raporunda Osman Şiban’ın ‘Helikopterden düşme sonrası yaralanma’ şikayetiyle yoğun bakımda tedavi edildiği belirtildi. Raporun şikayet bölümünde ise ‘Yüksekten düşme sonrası emniyet tarafından sağlık ekiplerine bildirilerek 112 tarafından acile getirilmiş’ denildi.
'Helikopterden düşme' iddiası: Kim ne diyor?
Geçtiğimiz günlerde euronews’e konuşan Osman Şiban ve Servet Turgut’un avukatlarından Baran Bilici, hastane raporu öncesinde de tanık beyanlarının da bu yönde olduğunu ifade etmişti.
Raporda yer alan ‘’Helikopterden düşme’’ ifadesi, epikriz raporunu hazırlayan acil uzmanının kendi başına yazabileceği bir iddia olmadığını belirten Bilici, ‘’Bu ifade ya Osman Şiban’ın bilinci açıkken verdiği ifade ya da onu hastaneye getiren kolluk görevlilerinin verdiği bir beyan’’ dedi.
"Bu rapordan sonra faillerle ilgili icrai bir aşamaya geçilmesi gerekiyor ancak bu konuda henüz bir girişim yok. Bunlar İçişleri Bakanlığı personeli ama şu ana kadar bu kişilerle ilgili idari bir soruşturma yapıldığı ya da yapılmadığı bize bildirilmedi. İşkence gören Osman Şiban olay gününden sonrasını hatırlamıyor. Servet Turgut ise yoğun bakımda, hayati tehlikesi sürüyor. Ve bu iki kişideki hasar kalıcı. Kalıcı hasara neden olan işkence ağır bir suçtur ama buna rağmen şahıslarla ilgili idari bir soruşturma ya da göz altı yok. Cezasızlık politikasının bölgede yıllardır var olan bir durum, bu da cesaret veriyor."
Avukat Baran Bilici, Osman Şiban ve Servet Turgut hakkında halihazırda örgütlü suçlara bakan birim tarafından bir gözaltı kararı olduğunu ancak dosyada gizlilik kararı olduğu için suçlamanın ne olduğunu bilemediklerini söyledi.
"Bu gözaltı kararının neden olduğunu bilmiyoruz ancak örgütlü suçlara bakan birim tarafından verildiği için yardım, yataklık olduğunu tahmin ediyoruz. Ama bu sadece bir tahmin çünkü dosyada gizlilik kararı var ve bakamıyoruz. İlgili kişilerin içinde bulundukları ağır sağlık koşulları nedeniyle herhangi bir işlem de yapılamıyor çünkü her ikisinin de bilinci yerinde değil. Ama olay günü bir gözaltı kararını yerine getirmek için köye gidiliyor ancak kişilere bu karar tebliğ edilmiyor ya da kişilere gözaltı kararının gerekçesi anlatılmıyor. Gözaltı belirli şartlar çerçevesinde yapılır, ancak hiç bir işlem yapılmadan fiili bir yakalama var ve sonrası karanlık. Kolluk savcılık kararını hiçe sayarak kendi cezalandırma yoluna gitmiştir. Şu anda yapılan işlemler ise bu ağır suç ile ilgili. Bu nedenle bahsi geçen köydeki gözaltı kararı ile ilgili şu anda fiili gözaltı kararı ya da her hangi bir işlem yok. Bizim dosyamız ile ilgili Osman Şiban’ın ifadesi alınmaya çalışıldı ancak içinde bulunduğu ağır yaralanma nedeniyle bu mümkün olmadı. Savcı tutanak tuttu ve bekliyoruz."
İşkence suçunun ceza yasaları kapsamında da ağır cezaları gerektiren bir suç olduğunu söyleyen Osman Şiban ve Servet Turgut’un avukatı Bilici ; ‘’İşkence suçu insanlığa karşı işlenen bir suç, delillerin karartılması ya da faillerin kaçma şüphesi olduğundan bir an önce gerekli adımların atılmasını istiyoruz’’ dedi.
Van Valiliği: Adli ve eş zamanlı olarak idari soruşturma başlatıldı
Yaşanan bu olayla ilgili de Van Valiliği yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, "Teröristin etkisiz hale getirildiği yerde gözetleme yapan ve şüpheli hareketler sergileyen S.T. isimli şahsın, 'dur' ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığı esnada kayalık alanda düştüğü ve yaralandığı gözlemlenmiş, şahıs, mukavemet göstermesine rağmen yakalanıp usulüne uygun olarak muhafaza altına alınmıştır. Bölgede bölücü terör örgütü mensuplarına yardım, yataklık ettiği değerlendirilen O.Ş. isimli şahıs da aynı bölgede mukavemet göstermesine rağmen usulüne uygun olarak muhafaza altına alınmıştır. Şüpheli şahısların hazırda bekleyen ambulanslarla öncelikle en yakın özel hastaneye, müteakiben Van Bölge Araştırma Hastanesine sevk edildiği aktarılan açıklamada, "O.Ş. isimli şahıs tedavi işlemlerinin tamamlanmasını müteakip 20 Eylül 2020 günü taburcu edilmiştir. S.T. isimli şahsın tedavisine devam edilmektedir. İzahı yapılan iddialarla ilgili olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığınca 11 Eylül 2020 tarihi itibarıyla adli süreç ve eş zamanlı olarak idarece idari soruşturma başlatılmış olup olay bütün boyutlarıyla titizlikle değerlendirilmektedir." denildi.
DEVA Partisi ve HDP Meclis'e soru önergesi verdi
Bunun yanısıra, Osman Şiban ve Servet Turgut’un yaşadığı olayıyla ilgili Meclis’e HDP ve DEVA Partisi tarafından iki ayrı soru önergesi verildi.
HDP Van Milletvekili Tayip Temel, iki köylünün helikopterden atıldığına dair iddialarla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya; ‘’Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldıkları iddiası doğru mudur? Söz konusu iddia doğru ise Osman Şiban ve Servet Turgut’u helikopterden atan şahıs/şahıslar kimlerdir? Bu şahıs/şahıslar hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır?’’ sorularını sordu.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, ise köylüler hakkında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Yeneroğlu, önergesinde Akar'a, "Vatandaşlarımızın helikopterden atılma iddiaları doğru mudur?" diye sordu.
Ne olmuştu?
Van'ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerler tarafından 11 Eylül’de gözaltına alınan 8 çocuk babası Osman Şiban (50) ve 7 çocuk babası Servet Turgut (55), ailelerinin arama girişimleri neticesinde 2 gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde bulunmuştu.