Brüksel'deki temaslarının ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği'nde Türkiye'de yerleşik basın organlarının muhabirlerine konuşarak ziyaretini değerlendirdi.
REKLAMBrüksel'deki temaslarının ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği'nde Türkiye'de yerleşik basın organlarının muhabirlerine konuşarak ziyaretini değerlendirdi.
Çavuşoğlu, Türkiye-AB ilişkilerinde atılabilecek somut adımların belirlenmesi için bir yol haritası üzerinde çalışma konusunda mutabık kalındığını bildirdi. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ve Konsey Başkanı Charles Michel'in de Türkiye'ye gelme konusundaki daveti kabul ettiklerini aktaran Çavuşoğlu bir tarih üzerinde çalışıldığını kaydetti.
Aralık'taki AB zirvesinin ardından karşılıklı pozitif mesajlarla olumlu bir atmosferin oluştuğundan bahseden Çavuşoğlu şunları söyledi:
"Verilen mesajları Türkiye'ye uzatılmış bir el olarak gördük ve biz de pozitif anlamda karşılık verdik. O günden bu yana diyaloğumuz arttı. Bu görüşmelerle diyaloğu daha da güçlendirmek istedik. Diyaloğu devam ettirme konusunda AB ile hem fikiriz."
"Türkiye yükümlülüklerini yerine getirdi ama AB getirmedi"
"Beklentilerimizi karşı tarafa aktardık onların da beklentilerini dinledik" diyen Çavuşoğlu, başta vize ve gümrük birliği olmak üzere Türkiye'nin beklentilerini detaylandırırken AB'nin ilettiği beklentilere ise değerlendirmesi sırasında değinmedi. Çavuşoğlu şöyle konuştu:
"Net şekilde söyledik. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da başta Sayın Erdoğan bir söz verdi mi bunu yerine getireceğini ifade ettik. Ancak AB'nin de sözlerini yerine getirmesi gerekiyor. Zaten bakıldığında Türkiye'nin geçmişteki yükümlülüklerini yerine getirdiğini ama AB'in getirmediğini görebiliyoruz."
Göç mutabakatını örnek veren Çavuşoğlu, bu mutabakatın çerçevesi içerisinde sadece kaçak veya Suriye göçmenlere belli yardımların yapılması değil, vize ve gümrük birliğinin modernizasyonu gibi başka önemli unsurlar da bulunduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
"Vize keza AB'nin bir sözüdür. Bunun da mutlaka hayata geçmesi gerekiyordu. 66 kriteri yerine getirmiştik sadece 6 tane kalmıştı ve şu an sadece 4 kriter kaldı. Onlar da bazı kelimelerde üzerindeki anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor. Vizeyi siyasi sebeplerden hayata geçirmek istemeyen ülkeler nedeniyle bence bu anlaşmazlıklar devam ediyor."
"Fasılları biz kapatırız ama meselenin siyasi olduğunu biz de biliyoruz onlar da biliyor"
Terörle mücadele konusunda da daha somut işbirliğine ihtiyaç olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, ilişkilerin sağlıklı yürüyebilmesi için üyelik müzakerelerinin öldürülmemesi gerektiğini vurguladı ve ekledi:
"Bize bildirilen açılış ve kapanış kriterlerini her zaman yerine getirmeye hazırız ama meselenin siyasi olduğunu biz de biliyoruz onlar da biliyor. Üst düzeyli diyalog konusunda da ivme kaybı yaşadık. AB kaynaklı sebeplerle oldu bu da. Artan ırkçılık, ayrımcılık ve İslam karşıtlığı ile mücadeleyi de birlikte yapmamız gerektiğini kendilerine ilettik."
"New York'ta zirve daveti aldık, AB de gözlemci olmak istedi"
Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin pazartesi günü başladığını hatırlatan Çavuşoğlu, görüşmelerde bu konunun da gündeme geldiğini ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nden de bir zirve için davet aldıklarını açıkladı. New York'ta Kıbrıs'taki taraflar, 3 garantör ülke ve BM olarak bir araya gelinmesi için tarih üzerinde çalışıldığını anlatan Çavuşoğlu, AB'nin de bu zirveye gözlemci olarak katılmak istediğini dile getirdi ve şöyle devam etti:
"Prensip olarak AB'nin bu toplantıya katılmasında bir mahsur yok ama AB uzun zamandır KKTC'yi tamamen ihmal etmiştir. Onların güvenini tekrar kazanmalı. AB tüm süreçlerde üyemiz diye Rum tarafının haklarını savundu. Ancak gelmeleri ve gözlemlemeleri bizim açımızdan iyi çünkü hiç değilse o zaman çözüm istemeyen tarafı kendileri de görmüş oluyorlar."
"Doğu Akdeniz konferansı önerimizi tekrarladık"
"Bir de Doğu Akdeniz konferansı önerimiz vardı. Bu önerimizi de yazılı şekilde iletmiştik. Bunu da nasıl gerçekleştirebileceğimiz de ele aldık. Bunun yanı sıra Libya, Suriye ve Karabağ gibi konuları da ele aldık."
AB ile bir yol haritası üzerinde çalışmak konusunda mutabık kalındığını kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sonuç olarak Türkiye kendisine pozitif yaklaşım sergileyen herkesle ilişkilerini en iyi şekilde götürmek ister. Türkiye her zaman samimidir ve sözlerini yerine getirir. Ama ilişkilerde sadece bir tarafın bu kararlılık içinde olması yetmez. Memnuniyetle söylemek isterim ki tüm muhataplarımda pozitif bir yaklaşım ve kararlılık gördüm."
"Sorunların kısa sürede çözülmeyeceğini herkes biliyor"
Görüşmelere dair bu izlenimleri aktardıktan sonra Çavuşoğlu'na bir kez daha görüşmelerden edindiği izlenimler soruldu. Bakan bu soruya da şöyle yanıt verdi:
"İlişkilerin önemli olduğunu herkes kabul ediyor. Sorunların kısa bir sürede çözülemeyeceğini herkes biliyor biz de farkındayız ama yol haritası ile somut adımlar atarak süreci kalıcı hale getirmek konusunda kararlılık var verdikleri mesaj bu."
"İyonya Denizi'nin Ege Denizi ile bir bağlantısı yok"
Yunanistan'ın Girit'te karasuları 12 mile çekmek istemesinin zamanlamasının manidar olup olmadığı yönündeki bir diğer soruyu da Çavuşoğlu şu ifadelerle yanıtladı:
REKLAM"Yunanistan'ın özellikle İyonya denizinde karasularını 12 mile çıkarma arzusu yeni değil. İyonya denizinin Ege ile bir bağlantısı yok. Orada kara sularını 12 mile çıkarmaları Ege'nin statüsünü etkilemez. Dolayısı ile bizi de etkilemez. Ama Yunanistan'ın diğer ülkelerle yaptığı müzakerelerde Ege ile de ilgili açıklamaları oldu. Bunun Yunanistan'a bir faydası yok Yunanistan'ın artık böyle açıklamalardan kaçınması lazım. Türkiye'nin bu anlamda pozisyonu değişmemiştir."