Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı durmanın bedelini ağır ödeyen, birçok kez tutuklanan, mahkeme karşısına çıkarılan, hapse atılan ve fiziksel şiddete maruz kalan muhalif lider Navalny'nin siyaset hayatı mücadeleyle dolu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kamuoyu önünde en fazla bilinen muhaliflerinden Yolsuzlukla Mücadele Fonu kurucusu Aleksey Navalny, Moskova'nın yaklaşık 40 kilometre dışındaki Butyn'de 4 Haziran 1976'da doğdu. Halkın Dostluğu Üniversitesi'nden 1998 yılında hukuk diploması aldı ve 2010 yılında Yale'de burslu olarak çalıştı. Navalny'nin iki çocuğu bulunuyordu.
Navalny, adını 2008 yılında Rus siyasetindeki ve kamu şirketlerindeki yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma uygulamalarını ifşa eden blog yazılarıyla duyurdu.
Asıl mesleği avukatlık olan Navalny bu dönemde büyük petrol şirketleri ve bankalara ait ufak hisseler satın almak suretiyle şirket içindeki ve kamu harcamalarındaki boşlukları tespit ederek takipçilerine duyurmaya başladı.
Süreç içinde iktidardaki Birleşik Rusya Partisi'ne karşı muhalif seslerden birine dönüştü ve yürüttüğü yolsuzluk karşıtı kampanyalarla o dönemdeki parti lideri Vladimir Putin'in en keskin eleştirmenlerinden biri haline geldi.
Protestolar, gözaltılar, davalar ve saldırılar
2011 yılındaki parlamento seçimleri öncesinde takipçilerine iktidar partisi dışında herhangi bir partiye oy vermeleri çağrısında bulunan Navalny, parlamento binası önündeki bir protesto gösterisi sırasında tutuklanarak 15 gün hapis yattı.
Usulsüzlük iddialarının dile getirildiği seçimlerde Birleşik Rusya Partisi oy kaybına uğradı. Navalny ise salıverilişinin ardından, seçim sonrası düzenlenen 120 bin kişinin katıldığı dev protesto gösterisinde ön sırada yer aldı.
2012 yılında yapılan devlet başkanlığı seçimlerini kazanan Putin, Navalny'nin geçmiş çalışmalarına dair soruşturma başlattı. Kirov'da bir yolsuzluk suçu sebebiyle beş yıl hapis cezasına çarptırılan Navalny, ertesi gün bir üst mahkeme tarafından salıverildi.
Dava ilerleyen yıllarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı.
İlk sınavı Moskova belediye başkanlığı seçimlerinde verdi
Yaşanan hukuki sürece rağmen, 2013 yılında Moskova belediye başkanlığı seçimlerine katımasına izin verilen Navalny, seçimi yüzde 27 oy alarak, Putin'in adayı Sergei Sobyanin'in ardından ikinci sırada tamamladı.
Kremlin'in kontrolündeki geleneksel medyanın desteği olmadan, yalnızca sosyal medya ve internet üzerinden sesini duyurmaya çalışan siyasetçinin aldığı sonuç birçok çevre tarafından büyük başarı olarak nitelendirildi.
2017 yılı Navalny için hareketli geçti
Bu başarısından güç alarak devlet başkanlığı koltuğunu hedefleyen muhalif siyasetçi için özellikle 2017 yılı hareketli geçti.
Şubat 2017'de ülke çapında onlarca kentte başlayan ve binlerce kişinin gözaltına alındığı dev yolsuzluk karşıtı gösterilerde başı çeken Navalny, Başbakan Dimitri Medvedev'i milyar dolarlık emlak imparatorluğu ile bağlantısını ortaya koyan yazıları sebebiyle kışkırtıcı rol oynadığı gerekçesiyle tutuklandı. 15 gün sonra salıverilen Navalny seçim ofisini açarak devlet başkanlığı seçimi için kampanya çalışmalarına başladı.
Mart 2017'de ise sokakta saldırıya uğradı. Sibirya'da halkla görüştüğü sırada, yoldan geçen biri Navalny’nin yüzüne yeşil renkte antiseptik sprey sıkması üzerine yaralandı.
Bütün çabalarına rağmen 2018 devlet başkanlığı seçimlerine aday olarak katılmasına izin verilmeyen. muhalif lider, seçimin boykot edilmesi çağrısında bulundu.
Zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
Ağustos 2019'da bir protesto gösterisi sonucu tutuklanarak 30 gün hapis cezasına çarptırılan Navalny aniden rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Navalny hapisahanede zehirlendiği iddiasıyla hükümeti suçladı.
Navalny aynı zamanda Rusya Adalet Bakanlığı tarafından resmi olarak tescil edilmeyi bekleyen Rusya'nın Geleceği Partisi'nin lideriydi.
Defalarca tutuklanan, mahkemeye çıkan, hapis yatan, saldırıya uğrayan ancak siyasetteki mücadelesinden yılmayan Navalny ve destekçileri son olarak "yabancı ajan" listesine eklenmişti. Navalny'nin ofisi para aklama iddiasıyla aranmıştı.
Milliyetçi kimliğiyle öne çıktı
Keskin, alaylı dili ve kullandığı modern iletişim araçları ile özellikle genç seçmen üzerinde etkili olan Navalny milliyetçi görüşleriyle dikkati çekiyordu.
Başka muhalif siyasetçilerin aksine Rusya'dan ayrılmayacağını ve mücadelesini ülkesinde sürdüreceğini vurgulayan muhalif liderin Rusya'nın Kırım'ı ilhakı sonrasında "Gerçek şu ki Kırım şimdi Rusya'nın bir parçasıdır. Kırım bizimdir." sözleri özellikle liberal kesimde soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştu.
'Kutup Kurdu'nda hayatını kaybetti
2023'ün aralık ayında, taraftarları ve sevenleri, haftalarca Navalny'den haber alamamış ancak daha sonra kutup bölgesine nakledildiği ortaya çıkmıştı.
Navalny'nin kaldığı "Kutup Kurdu" kolonisi olarak bilinen cezaevi, ülkedeki en ağır şartlara haiz hapishanelerden biri olarak kabul ediliyordu.
Navalny'nin 47 yaşında hayatını kaybettiği hapishane, başkent Moskova'ya 1900 km mesafede ve aşırı soğukların yaşandığı bir kentte bulunuyor.
Kuzey Kutup Dairesi'nin yaklaşık 60 km kuzeyindeki cezaevi, 1960'larda bir zamanlar zorunlu Sovyet çalışma kampları olan GULAG sisteminin bir parçası olarak kurulmuştu.
Putin ne zaman Navalny'den bahsetse, aktivistten asla ismen bahsetmemeye özen gösterdi, onun önemini azaltmak için "şu kişi" ya da benzer ifadeler kullandı.