LGBT bireyler Türkiye'de artan homofobik söylemlerden dolayı endişeli

Alaz Ada Yener, LambdaIstanbul aktivisti
Alaz Ada Yener, LambdaIstanbul aktivisti © AFP
© AFP
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Türkiye'de son dönemde Boğaziçi protestoları sırasında eşçinsel hakları ve nefret suçu konuları tartışılmaya başlandı. Siyasilerin LGBT üyeleriyle ilgili kullandığı ifadelerin 'nefret suçu' olduğu savunulurken, ülkedeki bazı eşçinseller gelecekleri konusunda endişeli olduklarını söylüyor.

REKLAM

Türkiye'de son dönemde Boğaziçi protestoları sırasında eşçinsel hakları ve nefret suçu konuları tartışılmaya başlandı.

Siyasilerin lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) üyeleriyle ilgili kullandığı ifadelerin 'nefret suçu' olduğu savunulurken, ülkedeki bazı eşçinseller gelecekleri konusunda endişeli olduklarını söylüyor.

Onlardan biri de LGBT hakları derneği Lambdaİstanbul'dan Alaz Ada Yener. Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan Yener, son dönemde kendilerinin 'terörist' gibi görülmeye başlanmasından endişeli olduğunu söylüyor: "İnsanlar bize artık baktıklarında sadece farklı bir insan ya da tuhaf bir insan görmek yerine birden vatan haini, bir terörist görmeye başlıyor sokaklarda."

LGBT aktivisti, bu noktada şiddet olaylarının artmasından korktuğunu dile getiriyor: "Bu, kesinlikle şiddet olaylarını artıracaktır ya da meşrulaştıracaktır diye düşünüyorum. Çünkü, devlet, İçişleri Bakanı vesaire bu şekilde konuştuğunda insanlar bana karşı ya da başka bir LGBT'ye karşı suç işlediklerinde devletin kendi taraflarında olduğunu biliyorlar."

Siyasilerin açıklamalarını eleştiren Yener, "Şu an görmezden gelmeden açık bir düşmanlığa geçilmesi beni biraz rahatsız etti, endişelendirdi. hani, nereye gidecek bunun sonu; bize karşı yasalar mı geçirilecek haklarımızı almamızı engelleyen." diye konuşuyor.

"Hükümet karalama taktiği kullanıyor"

Boğaziçi Üniversitesi'nden profesör Can Candan, hükümetin öğrencileri 'terörist' olarak damgalamaya çalıştığını savunuyor: "Hükümet iradesini üniversiteye dayatmaya ve bunu homofobi, transfobi veya dini değerler gibi belirli duyguları kullanarak veya öğrencileri terörist olarak damgalayarak meşrulaştırmaya çalışıyor. Yani hükümet tüm bu taktikleri kullanıyor, tüm bu karalama taktiklerini. "

Candan, nefret suçlarının artmasından endişe ettiğini ifade ediyor: "Bunu Türkiye'de o kadar çok gördük ki, nefret söylemi nefret suçlarını teşvik ediyor. Dolayısıyla hükümet, Türkiye'de çok savunmasız bir grubun haklarını korumak yerine tam tersini yapıyor: Onlara saldırarak nefretin olduğu bir atmosfer yaratıyorlar. LGBTi + kişilere yönelik suçlar bir şekilde daha olası hale geliyor."

Boğaziçi'nde öğretim görevlisi ve belgesel film yapımcısı olan Can Candan da, hükümetin öğrenci gösterilerini karalamak için "LGBT bireylere karşı bir nefret kampanyası" başlattığına inanıyor: "Ama bu son derece tehlikeli bir oyun, çünkü nefret söylemi nefret suçlarına yol açar."

Türkiye'deki cinsel azınlıklar uzmanı sosyolog Eylem Çağdaş, hükümet, "toplumda artan LGBT kabulünü onları aşağılayarak durdurmaya çalışıyor" ifadesini kullanıyor.

Bilgisayar müjendisi Murat da, "Daha önce bir nefret dalgası olurdu ve sonra sakinleşirdi; şimdi, aylardır devam ediyor, tsunamiye dönüşüyor." diyor.

Eşcinsellik ile ilgili kim ne dedi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şubat ayı başında yaptığı konuşmada, "Bu lezbiyenlerin mezbiyenlerin söylediklerine takılmayalım biz analarımıza bakalım. Ailenin direği anne. Bu annelerimizle birlikte geleceğe emin adımlarla yürüyeceğiz" dedi.

Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun atanmasına ilişkin öğrencilerin düzenlediği protesto eylemleriyle ilgili açıklamasında "LGBT, yok öyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir ve bu değerlerle geleceğe yürümektedir.” ifadesini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter paylaşımında "Boğaziçi Üniversitesi’nde Kabe-i Muazzama’ya yapılan saygısızlığı gerçekleştiren 4 LGBT sapkını gözaltına alındı” dedi. Twitter, Soylu’nun Boğaziçi Üniversitesi'ndeki etkinliklerle ilgili bir paylaşımına 'nefret söylemi' uyarısı ekledi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, geçtğimiz yıl yaptığı konuşma 'nefret suçu' gerekçesiyle eleştirilmişti.

Erbaş, Cuma hutbesinde, "Ey insanlar. İslam, zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayrimeşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim" şeklinde konuşmuştu.

Türkiye'de eşcinsellik

Türkiye'de eşcinsellik yasa dışı değil, ancak dernekler, özellikle transseksüellere yönelik saldırıları düzenli olarak rapor ediyor.

Resmi rakamlar bulunmuyor ancak Türkiye, Uluslararası Lezbiyen ve Gey Derneği (ILGA) tarafından yayınlanan LGBT haklarını ölçen endekste son yıllarda düşüş yaşadı. 2020 yılında Avrasya bölgesinde 49 ülke arasında 48. sırada yer aldı.

Türk derneği Kaos GL, geçtiğimiz yıl LGBT bireylere yönelik ayrımcılık yapan 2 binden fazla basın makalesi kaydetti, bu 2019'dakinden yüzde 40 daha fazla.

REKLAM

Geçen yıl, Netflix, eşcinsel bir karakterin yer aldığı bir Türk dizisinin yapımını iptal etti ve çekim için yetkililerden izin alınamadığı kaydedildi.

Yine 2020'nin haziran ayında, LGBT kişilere verdiği desteği ifade ettikten sonra Fransız spor markası Decathlon'a karşı boykot çağrıları yapıldı.

2014 yılında 100 binden fazla kişinin katıldığı 'Onur Yürüyüşü'nün ardından, güvenlik nedeniyle bu etkinlik yasaklandı.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İtalya'da bir lise trans öğrencilere isim seçme hakkı verdi

Erdoğan: İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti

Erdoğan, 13 yıl sonra Bağdat'ta: Türkiye-Irak arasında Kalkınma Yolu Anlaşması imzalandı