Çin, Washington'un insan hakları ile ilgili yaptığı suçlamalara ABD'de yaşanan hak ihlallerini toparladığı 28 sayfalık raporla cevap verdi. Pekin yönetimi, Doğu Türkistan, Tibet ve Hong Kong politikalarından dolayı ABD'den gelen eleştirilere her yıl benzer bir raporla karşılık veriyor.
REKLAMÇin, Washington'un insan hakları ile ilgili yaptığı suçlamalara ABD'de yaşanan hak ihlallerini toparladığı 28 sayfalık raporla cevap verdi.
Irkçılıktan gelir eşitsizliği ve pandemi ile mücadeleye kadar çok sayıda sosyal soruna değinilen 28 sayfalık rapor, "Nefes alamıyorum" sözleriyle başlıyor. Açılış cümlesi, polis müdahalesi sırasında hayatını kaybeden siyahi Amerikalı George Flyod'un son sözleriydi. Floyd bir polis memurunun ayağını boğazına 9 dakika boyunca bastırması sonucu boğularak yaşamını yitirmişti.
Washington'ın Pekin'e yönelttiği suçlamaların misillemesi niteliğindeki raporu Çin Devlet Konseyi Bilgi Ofisi tarafından kaleme alındı. Kurum, salgının kontrolden çıkmasını, sivil itaatsizliği, etnik çatışmaları ve toplumsal bölünmeyi örnek göstererek ABD'nin 2020'de kendi sorunlarıyla da yüz yüze geldiğini vurguladı. Raporda, 6 Ocak'ta yaşanan Kongre işgaline ve silah şiddetine dikkat çekildi.
Raporla ilgili bilgi veren Nankai Üniversitesi'nden İnsan Hakları Merkezi Başkanı Chang Jian, Kongre'de yaşananların Amerikan demokrasisinin eksikliklerini gün yüzüne çıkardığını savundu. Jian, "ABD'de her iki parti kendi çıkarlarını korumak için halk arasına ayrımcılık ve şiddet tohumları ekmekten kaçınmıyor. Soruyorum, Amerikan halkı mevcut demokratik sistemde mi refaha kavuşacak?" ifadelerini kullandı.
Pekin yönetimi, Doğu Türkistan, Tibet ve Hong Kong politikalarından dolayı ABD'den gelen eleştirilere her yıl benzer bir raporla karşılık veriyor.
"Kendini her zaman üstün gören ABD işlerin nasıl kontrolden çıktığına tanık oldu"
Bu yıl Covid-19 meselesinin de eklendiği raporda, koronavirüsün ABD'de Çin'den daha fazla can aldığının altı çizilerek, "Çin Komünist Partisi'nin salgınla mücadeledeki başarısına" atıfta bulunuldu.
Raporda, "salgını yenmek uluslararası iş birliği, dayanışma ve yardımlaşma gerektirir. Ancak kendini her zaman üstün gören ABD salgının nasıl kendi topraklarında kontrolden çıkıp, siyasi krize, azınlıklar arası çatışmaya ve toplumsal bölünmeye yol açtığına şahit oldu" ifadelerine yer verildi.
Çin, iddialarını ABD'nin aksine açık kaynaklara dayandırdı. Washington ise Çin ile ilgili hazırladığı raporlarda çoğu zaman bilgi kaynağını gizli tutan diplomatların, basın mensuplarının ve insan hakları aktivistlerinin çalışmalarını baz alıyor.
Raporun kamuoyuyla paylaşılması Pekin ile AB hattında karşılıklı yaptırım kararlarının alındığı döneme denk geldi. Kanada, İngiltere ve ABD'nin izinden giden Avrupa Birliği, etnik azınlıklara yönelik baskıcı politikalardan dolayı bazı Çinli yetkilileri kara listeye almıştı. Pekin ise bu karara karşılık, Avrupalı yöneticilerin yanı sıra bir Alman araştırmacı ile AB merkezli insan hakları örgütü çalışanlarının ülkeye girişini ve Çinli kurumlarla çalışmalarını yasaklamıştı.
Çin, insan hakları ihlalleri ile ilgili diğer ülkelerden yöneltilen eleştirileri, "küresel lider olmasını engelleme çabası" olarak görüyor.