Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, salı günü yapılan oturumda, Cumhuriyet gazetesinin eski yazar ve yöneticilerinin yaptığı şikayet başvurusunu kabul etmedi ve Türkiye'nin İnsan hakları ihlalinde bulunduğu yönündeki kararını onadı.
REKLAMAvrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cumhuriyet gazetesinin eski yazar ve yöneticilerinin yaptığı şikayet başvurusunda Türkiye'nin İnsan hakları ihlalinde bulunduğu yönündeki kararını kesinleştirdi.
AİHM Büyük Dairesi, salı günü Türkiye'nin itiraz etmediği kararı hak ihlali davasına başvurucuların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 18. maddesi uyarınca yaptığı itirazı reddederek Türkiye aleyhinde aldığı kararı onadı.
AİHM, Kasım 2020'de Cumhuriyet gazetesinin eski yazar ve yöneticilerinin yaptığı şikayet başvurusunda Türkiye'nin İnsan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetmişti.
Türkiye'nin özgürlük ve güvenlik hakkı ile ilgili 5. maddesinin birinci fıkrası ve ifade özgürlüğü ile ilgili 10. maddesinin ihlal edildiği kararına varan mahkeme, aralarında gazetenin o dönemki Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Akın Atalay ve karikatürist Musa Kart da olmak üzere toplam 8 kişiye 16'şar bin euro para cezası ödenmesini kararlaştırmıştı.
AİHM, Demirtaş ve Kavala davalarında 18. madde ihlali kararı vermişti
AİHM, Türkiye’nin AİHS'nin 18. maddesi uyarınca insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmederek, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını talep etmişti.
AİHS’in 18. Maddesi'nde, AİHM’e taraf olan ülkelerin olağanüstü hal dönemlerindeki hak kısıtlamalarına ilişkin, "Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar, öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz" ifadeleri yer alıyor.
Cumhuriyet davasında ne olmuştu?
31 Ekim 2016'da Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları, “FETÖ ve PKK’ya üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Gazetecilerin avukatları tutuklamaların haksız olduğunu belirterek AİHM’e başvurmuştu. Dava nedeniyle gazeteciler aylarca cezaevinde tutulmuş ve tahliye edilmişti. Yargıtay'ın konu ile ilgili beraat kararı da yerel mahkeme tarafından uygulanmamış ve dava AİHM'e taşınmıştı.
AİHM’nin verdiği insan hakları ihlali kararı yalnızca bu durumu tespit ve tescil etme işlevi taşıyor.