Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki sivil ölümlerin arkasında Rus paralı askerleri mi var?

Orta Afrika Ordusu (FACA) mensubu askerler, Müslüman bir kişinin cesedini sürüklerken (arşiv)
Orta Afrika Ordusu (FACA) mensubu askerler, Müslüman bir kişinin cesedini sürüklerken (arşiv) © Jerome Delay/AP
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Toplu vahşetlerle bağlantılı parayı takip eden bağımsız araştırma grubu Sentry tarafından yayımlanan raporda "Orta Afrika Cumhuriyeti'nde çocukların katledilmeleri dahil, insan hakları ihlallerinin arkasında Rus paralı askerleri var" denildi

REKLAM

"Orta Afrika Cumhuriyeti'nde çocukların katledilmeleri dahil, insan hakları ihlallerinin arkasında Rus paralı askerleri var"

Bu ifadeler kitlesel ölümlerle bağlantılı finansmanı takip eden bağımsız araştırma grubu Sentry tarafından yayımlanan raporda yer alıyor.

Raporda 15 Şubat'ta OAC'nin Bambari kentinde bir camiye sığınan çoğu kadın ve çocuk, sivillere yönelik düzenlenen saldırıya atıfta bulunuluyor ve katliamın Rus paralı askerler ile Orta Afrika Cumhuriyeti ordusu (FACA) mensuplarınca ayırt etmeksizin gerçekleştirildiği iddia ediliyor.

Görgü tanıklarının beyanlarına yer verilen raporda, o sırada camide silahlı hiç kimsenin olmadığının altı çiziliyor.

Çok sayıda vatandaş, korkmalarına rağmen yargısız infaz, tecavüz ve işkence vakalarından ve evlerinin yakılması da dahil olmak üzere sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırıları dile getiriyor.

Sentry'nin CNN'le birlikte hazırladığı raporda, yabancı medyanın sivil katliamını takip etmesine izin verilmediği kaydediliyor.

Rapora göre Bambari'deki saldırı, OAC'de görev alan Rus paralı askerlerin yaptıkları insan hakkı ihlallerini gösteren onlarca olaydan biri.

Libya'da Halife Hafter için savaşan Rus güvenlik şirketi Wagner grubu unsurlarının, bu ülkede de aktif olarak faaliyet gösterdiğine işaret ediliyor.

OAC'de görev yapan Birleşmiş Milletler Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonunun (MINUSCA) hazırladığı bir rapora göre de "Orta Afrika Cumhuriyeti ordusunun yanı sıra Ruslar ve Suriyeli paralı savaşçılar, savaşa taraf olmayan sivilleri infaz ederek savaş suçu işlemiş olabilir" değerlendirmesi yer alıyor.

CNN'e konuşan kaynaklar, Libya'da Wagner için savaşan Suriyeli paralı savaşçıların daha sonra buraya nakledildiğini söyledi.

Yine mart ayında yaşanan bir olayı araştıran MINUSCA, üç kişinin FACA/Rus güçleri tarafından "infaz edildiğine" inanıldığını bildirdi.

Gizli MINUSCA raporuna göre, "Üç kişi cami girişinde tutuklandıklarında silahlı değillerdi."

"Hak ihlallerinin ardında hükümetle hareket eden Rus Wagner grubu var"

Birleşmiş Milletler raporu kamuoyu ile paylaştı.

Raporda BM insan hakları uzmanları, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde 27 Aralık 2020'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana devam eden şiddetli saldırılar ve insan hakları ihlallerinin ardında hükümetle hareket eden Rus Wagner grubu olduğu kaydedildi.

Uzmanlar, ülkede seçimlerden bu yana devam eden şiddet olaylarıyla Rus Wagner grubunun doğrudan bağlantısından derinden rahatsızlık duyduklarını vurguluyor. Açıklamada, hükümetin Rus savaşçıları kullanmasının ve bu savaşçıların ülkede konuşlandırılan BM barış güçleriyle yakın temaslarının endişe verici olduğunun altı çizildi. BM uzmanları, Rus özel güvenlik şirketi Sewa Security Services, Rusya merkezli Lobaye Invest SARLU ve Rus Wagner grubunun birbirleriyle bağlantılı rollerinden duydukları rahatsızlığı dile getirdi.

"Rus paralı askerler BM üssünde koordineli toplantılara katılıyor"

Rus paralı askerlerin, özellikle 27 Aralık 2020'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana meydana gelen bir dizi şiddetli saldırı ile bağlantıları hakkındaki endişelerini ifade eden uzmanlar, ülkedeki insan hakları istismar ve ihlallerinin ardında da bu grupların olduğunu vurguluyor.

Açıklamada, Rus danışmanların, ülkede görev yapan Birleşmiş Milletler Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonunun (MINUSCA) üslerinde koordineli toplantılara katıldığı ve yaralanan Wagner paralı askerlerinin MINUSCA üslerine sevk edildiğine dikkat çekildi.

"Hiçbir soruşturma ve hesap verebilirlik yok"

Uzmanlar, "Çatışmalar sırasında sivil, askeri ve barışı koruma operasyonları arasındaki çizgilerin bulanıklaşması, meşru hedefler konusunda kafa karışıklığı oluşturuyor. Ayrıca, bu durum yaygın insan hakları ve insancıl hukuk ihlalleri risklerini artırıyor." uyarısında bulundu.

REKLAM

Açıklamada, ihlaller arasında toplu infazlar, keyfi gözaltılar, sorgulamalar sırasında işkence, zorla kaybetmeler, sivil nüfusun zorla yerinden edilmesi, sivil tesislerin gelişigüzel hedef alınması, sağlık hakkı ihlalleri ve insani yardım aktörlerine yönelik artan saldırıların da yer aldığı aktarıldı.

Aralık 2020’de başlayan çatışmalar

OAC Anayasa Mahkemesinin Bozize'nin 27 Aralık 2020'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylık başvurusunu, insanlığa karşı suç ve soykırıma teşebbüs ve Bozize'nin BM yaptırım listesinde olmasından dolayı kabul etmemesinin ardından 18 Aralık 2020'de hükümet ile silahlı gruplar arasında şiddetli çatışmalar başlamıştı. Yaklaşık yüzde 80'i silahlı gruplarca kontrol edilen ülkede, CPC koalisyonu çatısı altında toplanan isyancı gruplar, başkent Bangui’yi ele geçirmek için harekat başlatmıştı. Hükümet ve BM, ülkede güvenlik güçleri ile isyancılar arasında çatışmaların sorumlusu olarak Bozize’yi göstererek, onu darbe hazırlığı yapmakla suçlamıştı.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Orta Afrika Cumhuriyeti: Rus kültür merkezi başkanına suikast düzenlendi, Wagner Fransa'yı suçladı

Ermenistan'da bankalar, Rusya'nın Mir kartlarının kullanımını durduruyor

Rusya, Kuzey Kore'ye yaptırımları izleyen panelin yenilenmesini veto etti