Afganistan'daki tahliyeleri sağlayan ABD askerlerinin ayrılmasından sonra ne olacak?

Kabil Havaalanı'nda tahliye uçağına gitmeye çalışan Afgan siviller ve onlara yardımcı olan İngiliz ve Amerikan askerleri
Kabil Havaalanı'nda tahliye uçağına gitmeye çalışan Afgan siviller ve onlara yardımcı olan İngiliz ve Amerikan askerleri © AP
© AP
By Mustafa Bag
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Afganistan'daki tahliyeler sırasında Kabil Havaalanı'nda oluşan kaotik ve tehlike saçan görüntüler, göreve gelmesinin ardından Başkan Joe Biden yönetimine yönelik en ağır eleştiri dalgasını beraberinde getirdi

REKLAM

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, Afganistan'daki Amerikan askerlerini ağustos sonuna kadar çekme planına bağlı olduklarını ancak sürecin 31 Ağustos'a kadar tamamlanmasının Taliban'ın kendileriyle iş birliğini sürdürmesine, tahliye edilecek insanların havalimanına erişimini sağlamasına ve operasyonları engellememesine bağlı olduğunu söyledi. Biden, nisan ayında, Afganistan'da kalan son 2 bin 500 ABD askerini geri çekme planını açıklarken Kabil hükümetinin çökmesi sonrası risk altında bulunanları tahliye etmek için binlerce ilave asker göndermişti.

Tahliyeler sırasında Kabil Havaalanı'nda oluşan kaotik ve tehlike saçan görüntüler ise göreve gelmesinin ardından Biden yönetimine yönelik en ağır eleştiri dalgasını beraberinde getirdi. Zira Afganların tahliyesi sırasında oluşan trajik ve dramatik görüntüler, insan hakları aktivistleri başta olmak üzere ABD'liler ve uluslararası cami tarafından sert şekilde eleştiriliyor.

Bu tarihten sonra ne olacak?

ABD'li yetkililer, askerler çekilmenin 31 Ağustos'a kadar tamamlanması için bu işleme en geç cuma günü başlanması gerektiğini ve sürecin birkaç gün alabileceğini belirtiyor. Kabil Havaalanı'nda konuşlu askerler arasında deniz piyadeleri ve paraşütçüler bulunuyor. Askerlerin ekipmanlarını toplayıp geri çekilmesi kuşkusuz ABD ve müttefiklerinin tahliye hızını yavaşlatacak.

Son güne kadar kaç kişi tahliye edilir?

Başkan Biden Salı günü yaptığı açıklamada, 14 Ağustos'tan bu yana Amerikan vatandaşları, NATO personeli ve risk altındaki Afganlar da dahil olmak üzere 70 binden fazla kişinin Kabil'den tahliye edildiğini aktardı.

Ayrıca Biden ve diğer yetkililer, ABD'nin Afganistan'dan ayrılmak isteyen tüm Amerikan vatandaşlarının yanı sıra risk altındaki Afganların mümkün olduğunca tahliye edileceğini kaydetti.

Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, Pentagon'un 31 Ağustos'a kadar ülkeden ayrılmak isteyen tüm Amerikalıları tahliye etme kabiliyetine sahip olduğunu belirtirken ABD'li yetkilileri şu ana kadar 4 bin Amerikalının bu ülkeden çıkarıldığını dile getirdi. Öte yandan tamamı büyükelçiliğe kayıtlı olmadığı için de geride kaç Amerikan vatandaşının kaldığı net olarak bilinmiyor. İlaveten Pentagon, Kabil Havaalanı'nda korumaya yardımcı olan 500 Afgan askerinin de tahliye edileceği taahüdünde bulundu.

Geride kalanlara ne olacak?

Mülteci yerleştirme grubu The Association of Wartime Allies'a (Savaş Zamanı Müttefikleri Derneği) göre tercümanlar, şoförler ve ABD'lilere yardımcı olan diğer çalışanlar da dahil olmak üzere 250 bin Afgan'ın tahliye edilmesi gerekiyor. Temmuzdan bu yana sadece 62 bin kişi Afganistan'dan tahliye edildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, hedefin, askerlerin çekilmesinden sonra bile risk altındaki Afganların ülkeyi terk etmesine yardımcı olmak olduğunu ve Washington'ın, bunu sağlamak için Taliban'a baskı yapacağını dile getirdi.

"Askeri misyonun sona ermesinden sonra devam edecek şey; risk altındaki Afganlara olan bağlılığımız." diyen Bakanlık Sözcüsü Ned Price, "Taliban'ı buna zorunlu tutacağız. Dünyanın geri kalanı da öyle. ABD ordusu çıktıktan sonra da ayrılmak isteyen kişilerin bunu yapma fırsatı olacak." şeklinde konuştu.

ABD ne kadar baskı kaldırabilir

Biden yönetiminin ve benzer çizgideki diğer hükümetlerin karşı karşıya olduğu en büyük sorulardan biri, Taliban yönetimini tanıyıp tanımamak.

Bu durumun, Taliban'ın daha önceki Afgan hükümetlerinin dayandığı dış yardıma erişip erişememesi de dahil önemli sonuçları olacak.

Trump yönetimi tarafından imzalanan şubat 2020 tarihli anlaşma, açıkça Taliban'ın 'ABD tarafından bir hükümet olarak tanınmadığını' belirtiyor. Ancak Washington'ın terörle mücadele gibi bazı konularda İslamcı grupla görüşmek zorunda kalacağına dair işaretler şimdiden mevcut.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, başkent Kabil'de Taliban'ın önde gelen liderlerinden Molla Abdulgani Birader ile gizli bir görüşme yaptı.

Reuters'a göre ABD'li yetkililer, Taliban'ın, IŞİD gibi oluşumlara karşı olduğunu ve ABD'li diplomat ve askerlerin tahliyesi boyunca örgüt yetkilileriyle temas halinde oldukları bilgisini paylaştı.

İnsani kriz?

Amerika Birleşik Devletleri, müttefikleri ve Birleşmiş Milletler, yaklaşmakta olan bir insani felaketle nasıl başa çıkılacağına dair karar vermek zorunda kalacak.

BM, 18 milyondan fazla insanın, bir diğer deyişle Afganistan'ın nüfusunun yarısından fazlasının yardıma ihtiyacı olduğu uyarısında bulunuyor. Ayrıca BM, son dört yıl içinde ikinci kez baş gösteren kuraklığın ortasında 5 yaş altı tüm Afgan çocukların yarısının halihazırda akut yetersiz beslenmeden muzdarip olduğunu bildiriyor.

Dünya Sağlık Örgütü, teslimatların Kabil havaalanındaki kısıtlamalar nedeniyle engellenmesiyle birlikte Afganistan'da yalnızca bir hafta yetecek kadar malzemeye sahip olduğunu kaydederek bu durumun koronavirüs enfeksiyonlarını artıracağı endişesini aktardı.

Taliban, BM'ye insani çalışmaları sürdürebileceğine dair güvence verse de BM, kadın hakları ve tüm sivillere erişim konusunda ısrarcı olacak.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Batı, 'cihada' karşı verdiği savaşı kazandı mı?

BM İnsan Hakları Komiseri: Taliban'ın infazlar gerçekleştirdiğine dair güvenilir istihbarat var

Afganistan'da sel felaketi: 33 ölü, 27 yaralı