Merkel, Almanya'da seçimleri kazanan SPD lideri Olaf Scholz'u tebrik etti

SPD lideri Olaf Scholz (sol), Almanya Başbakanı Angela Merkel
SPD lideri Olaf Scholz (sol), Almanya Başbakanı Angela Merkel © AP
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Almanya’da 26 Eylül’de yapılan seçimlerin ardından koalisyon pazarlıkları ve muhtemel senaryolar ülke gündeminde ilk sırada olmaya devam ediyor. Başbakan Merkel'in, SPD'nin başbakan adayı Olaf Scholz'u telefonla arayarak tebrik etmesi, SPD'nin koalisyon hükümeti umutlarını güçlendirdi

REKLAM

Almanya’da 26 Eylül 2021’de yapılan seçimlerin ardından koalisyon pazarlıkları ve muhtemel senaryolar ülke gündeminde ilk sırada olmaya devam ediyor.

Başbakan Angela Merkel'in, Sosyal Demokrat Partinin (SPD) başbakan adayı Olaf Scholz'u telefonla arayarak tebrik etmesi, SPD'nin koalisyon hükümeti umutlarını güçlendirdi.

Merkel sonrası süreç Hristiyan Demokratlar için tarihi düşüşle başlarken Hristiyan Demokrat ve Hristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) yüzde 24,1 ile tarihi yenilgilerini aldı.

Merkel'in rakibi Sosyal Demokratlar yüzde 25,7 ile seçimi ilk sırada tamamladı.

CDU/CSU'nun ağır toplarının Merkel'in yerine geçmek için yoğun kampanya yürüten ama seçimde ikinci olmasına rağmen koalisyon kurma konusunda hala ısrar eden CDU lideri Armin Laschet'le arasına mesafe koyması, muhafazakar bloku çıkmaza sürüklemiş durumda.

Avrupa'nın en güçlü ekonomisine sahip ülkeyi 16 yıl boyunca yöneten Merkel ise parti içi çekişmelerden uzak durmayı ve sessiz kalmayı tercih ediyor.

Öte yandan Merkel'in, seçim başarısından dolayı Scholz'u tebrik ettiğini açıklaması, her ne kadar parti içi tartışmalara girmese de Merkel'in de Laschet'in tepkili olduğu şeklinde yorumlandı.

CDU/CSU'nun başbakan adayı Armin Laschet ayrıca rakibi Olaf Scholz'u kamuoyu önünde tebrik etmediği için yoğun eleştiri alıyordu ancak Laschet'in, Scholz'u bir mektupla tebrik ettiği ortaya çıktı.

Scholz, Merkel hükümeti sırasında Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı olarak da görev yapmış bir isim.

Laschet'in, seçimin hemen akabinde partililere yaptığı konuşmada "Almanya’da ilk defa üç partiden oluşan bir koalisyon hükümeti kurulacak" diyerek, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra alınan en düşük oy oranına rağmen, Hristiyan Demokratların hükümet için net bir temsil görevi kazandığını söylemesi tepkileri daha da arttırdı.

Laschet’in şansölye adayı ve CDU lideri olarak girdiği seçimlerde yüzde 8,8 kaybetmesi, tarihi yenilgi olarak görülüyor ve parti bu şoku hala atlatabilmiş değil.

Seçimlerin akabinde yapılan anketlere göre seçmenlerin yüzde 51’i Laschet'in istifa etmesi gerektiği yönünde görüş beyan etti.

'Kardeş parti' CSU'dan bazı kurmaylar da "yanlış aday, yanlış kampanya" açıklamasıyla hayal kırıklıklarını dile getirdi.

Diğer yandan SPD kurmaylarının salı günü geç saatlerde Yeşiller Partisi'nin önde gelen dört üyesi ve iş dünyası yanlısı Hür Demokrat Parti’nin (FPD) yetkilileriyle bir araya geldiği ilk ve gizli ön görüşmelerinin fotoğrafı basına sızdı.

Seçimi kaybeden CDU/CSU içerisinde tartışmalar alevlendi

Seçimleri ikinci tamamlayan Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) içerisinde yoğun tartışmalar başlamış durumda.

CDU/CSU başbakan adayı Armin Laschet, parti içerisindeki tartışmalar nedeniyle büyük baskı altına girdi.

Federal Meclis'te gerçekleştirilen grup toplantısında seçimdeki başarısızlıklar tartışılırken Laschet sert eleştirilere maruz kaldı.

CDU'nun Federal Meclis Grubu başkanlığı için yapılan seçimde 6 aylığına Ralph Brinkhaus tekrar getirildi. Brinkhaus milletvekillerinin yüzde 85'inin oyunu alarak seçilmeyi başardı.

REKLAM

Alman medyası, CDU Genel Başkanı Laschet'in, Brinkhaus'tan iki yılda bir yapılan grup başkanlığı seçimlerini siyasi atmosferin gergin olması nedeniyle ertelemesini istediğini ancak Brinkhaus'un bunu kabul etmeyerek süreyi 6 aya indirdiğini ileri sürdü.

CDU’dan Rheinland-Pfalz eyalet meclisi üyesi Ellen Demuth, Twitter'daki mesajında,"Armin Laschet, siz kaybettiniz. Lütfen bunu görün ve kabul edin. CDU’nun zarar görmesine meydan vermemek için istifa edin" çağrısını yaptı.

CDU Genel Başkanı Laschet ise tartışmalardan zaman kazanarak liderliğini korumayı amaçlıyor. Laschet, Sosyal Demokratlar (SPD) ve Yeşiller (Die Grüne) ile Hür Demokratlar (FDP) arasında hükümet kurulamaması durumunda hükümeti kurmaya en yakın isim olarak görülüyor.

Ancak SPD'nin hükümeti kurup kuramayacağının zaman alabileceği bu süreçte Laschet'in parti içindeki baskılara dayanıp dayanamayacağı merak ediliyor.

Öte yandan Almanya'da koalisyon kurma çalışmaları için Yeşiller (Die Grüne) ile Hür Demokratlar (FDP) kendi aralarında bir ön görüşme gerçekleştirdi.

REKLAM

FDP, SPD'nin ardından CDU/CSU'nun da koalisyon görüşme teklifini kabul etti

Hür Demokrat Parti'nin (FDP), Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin koalisyon için ön görüşme teklifini kabul ettiği duyuruldu.

FDP Genel Sekreteri Volker Wissing, Federal Meclis'te yaptığı açıklamada, CDU/CSU ve SPD'den koalisyon kurmak amacıyla ön görüşmeler yapmak için davet aldıklarını anımsatarak, partisinin bu davetleri kabul ettiğini, 2 Ekim Cumartesi günü CDU/CSU, 3 Ekim'de de SPD ile ön görüşmelerin yapılacağını söyledi.

Wissing, bu ön görüşmelerin hedefinin ne olduğuna ilişkin soruya da "Partiler bir hükümette sorumluluk almak istiyorlarsa ilk önce birlikte çalışmak isteyip istemediklerinin açıklığa kavuşturulması lazım. Bu da ikili görüşmelerle tespit edilir." dedi.

FDP Genel Başkanı Christian Lindner ve kendisinin Yeşillerin eş başkanları Annalena Baerbock ve Robert Habeck ile bir ön görüşme gerçekleştirdiğine işaret eden Wissing, Yeşiller ile de 1 Ekim Cuma günü daha geniş katılımlı görüşmenin gerçekleştirileceğini ve burada çeşitli konuların derinlemesine ele alınacağını kaydetti.

Wissing, böylelikle hafta sonunda her partiyle görüşmüş olacaklarını, ardından FDP'nin ilgili kurumlarına bilgi verileceğini belirtti.

REKLAM
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Angela Merkel'in at üstünde heykeli yapıldı

Merkel, gelecek haftaların İran nükleer anlaşması için belirleyici olduğunu söyledi

Merkel'den Almanya'nın 'Birleşme Günü'nde demokrasi ve basın özgürlüğü mesajı