Türkiye'nin Rus oligarkların 'oyun alanına' dönüşmesinin riskleri ve faydaları neler?

Rus oligark Roman Abramoviç'in Marmaris Yat Lİmanı'na demirleyen yatı
Rus oligark Roman Abramoviç'in Marmaris Yat Lİmanı'na demirleyen yatı © Sabri Kesen/Anadolu Ajansı
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Atlantik Konseyi Türkiye Direktörü Defne Aslan, eğer doğru oynanırsa bunun Türkiye için yalnızca Batılı müttefiklerle aynı çizgide olmak adına değil, aynı zamanda yabancı şirketlerin potansiyel yatırımlarını çekmek adına da çok büyük bir fırsat olabileceğini dile getiriyor

REKLAM

Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimi üzerine başlatılan yaptırımların birçoğu zengin Rus oligarkları hedef aldı. Avrupa ülkelerinde yatırımları üzerinde risk ortaya çıkması üzerine yeni yerler arayan oligarklar için Türkiye ev sahibi olabileceğinin işaretini verdi.

İngiltere ve Avrupa Birliği'nin mali yaptırım listesine aldığı Chelsea futbol kulübü sahibi Rus oligark Roman Abramovich'in 'süper lüks' yatı Muğla'nın Bodrum ilçesinde demirledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus oligarkların Türkiye'ye gelmesi konusunda "Bizim prensip olarak tutumumuz şudur, ülkemizde yasal olan tüm aktivitelere izin veriyoruz. Yasal olmayan faaliyetlere de müsaade etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye Ukrayna'daki savaşta taraflar arasında ince bir çizgi izliyor. Bir yandan Moskova'nın kışkırtma olmadan kalkıştığı işgal girişimini sert şekilde eleştirirken, ABD, AB ve İngiltere'nin uyguladığı yaptırımları hayata geçirmedi.

Onun yerine kendine tarafsız aracı rolü biçen Ankara, Rusya ile Ukrayna arasındaki barış görüşmelerine olanak sağladı. Dün İstanbul'daki müzakerelerin ardından Rus tarafının Kiev ve Çernihiv kentlerine yönelik saldırılarını büyük oranda azaltacağını belirtirken, Ukrayna tarafı da güvenlik garantileri karşılığında tarafsızlık statüsünü teklifini yineledi.

CNBC'ye konuşan uzmanlardan BlueBay Portföy Yönetimi'nde gelişen pazarlar bağımsız kıdemli stratejisti Timothy Ash'e göre Türkiye'nin süregelen çatışmada bağımsız aracı unvanını koruması 2023 seçimleri öncesinde hem içte hem de dışta beğeni kazanmayı amaçlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için büyük önem taşıyor.

Batı'nın hoşgörüsü azalabilir mi?

İç siyasetin dışındaki en önemli faktörlerden biri ise ekonomi. Türkiye'nin tarafsız bir tutum takınmaya çalışması Rusya ile özellikle enerji, savunma, ticaret ve turizm açısından yakın ekonomik ve diplomatik ilişkilerinin bulunması sebebiyle anlaşılır sayılabilir. Batılı ülkeler de Türkiye üzerinde yaptırımlara katılma konusunda baskı ya da katılmadığı için cezalandırma yoluna gitmemesi de bu anlayışa işaret olarak görülebilir.

Ancak Türkiye'nin yaptırım uygulanan Rus servetini aktif şekilde teşvik eder hale gelmeye başlamasının Batı'nın hoşgörüsü azaltabileceği belirtiliyor.

CNBC'ye konuşan siyasi risk danışma şirketi Euroasia Group Türkiye uzmanı Emre Peker, oligarkların yalnızca yatlarını "park ederse" bir sorun olmayacağını ifade ederek, "Ankara, Türkiye'nin yaptırım bozma alanı haline gelmemesi gerektiğinin idraki içinde ve bunu önlemek için çok dikkatli olacaktır" yorumunu yapıyor.

Peker'e göre Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı Türkiye'deki ekonomik durumu daha da riskli hale getirdi. Peker bu riskleri, "Daha da yükselen enflasyon baskısı Türkiye ekonomisi istikrarsızlaştırıyor. Yaptırımların yansımaları dış turizmin üçte birini oluşturan Rusya ve Ukrayna'dan gelecek turizmi azalttı ya da durdurdu. Ve Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya'ya yatırımlarını etkiledi" diye sıralıyor.

Türkiye'de enflasyon geçen ay yüzde 54,4 ile son 20 yılın en yüksek düzeyine çıktı. Türk Lirası ağır değer kaybı yaşıyor ve Ukrayna'daki savaşın etkilerini yansıtan rakamlar henüz açıklanmadı. Bu durumlar dikkate alındığında Türkiye'nin ikincil yaptırımlara gücü yetmeyebileceği ifade ediliyor.

Fırsatlar ve riskler

Yine de Türkiye'nin siyasi ve ekonomik tepki çekmeden Rus servetinin hareketinden faydalanabilmesi için bazı fırsatların bulunduğu belirtiliyor. Amerikan düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi Türkiye Direktörü Defne Aslan bu fırsatlardan birinin Rusya'dan çekilen 450 kadar Batılı markanın yatırımını cezbetmek olduğunu belirtiyor.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Sadece Amerikan şirketleri değil, dünyanın birçok markası, grubu Rusya'dan ayrılıyor. Bunlardan ülkemize gelenlere tabii ki kapımız açıktır, buyursunlar gelsinler deriz" ifadeleriyle bu fırsatı işaret etmişti.

Türk ve Rus coğrafyasının ve üretim şeklinin benzerliklerini vurgulayan Defne Aslan eğer doğru oynanırsa bunun Türkiye için yalnızca Batılı müttefiklerle aynı çizgide olmak adına değil, aynı zamanda yabancı şirketlerin potansiyel yatırımlarını çekmek adına da çok büyük bir fırsat olabileceğini dile getiriyor.

Ancak Erdoğan'ın bir sonraki cümlesinde "Bunun dışında yine belli sermaye gruplarından ülkemize gelip bizde imkanlarını park etmek isteyenler olursa onlar için de tabii ki kapımızı kapalı tutmayız" şeklindeki ifadeleri Rus oligarklara yeşil ışık olarak yorumlandı.

"Rus parası uzun vadede Türkiye'ye zarar verebilir" değerlendirmesinde bulunan Aslan bu yaklaşımın getirisinin ülke için sağduyudan uzak olabileceğine ve Rusya ile Batı arasında çok nazik bir dengenin tutturulmasını gerektireceğine dikkat çekiyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

TİM: Bu yılın ilk çeyreğinde Ukrayna'ya yapılan savunma ihracatı 30 kat arttı

Salatalık krizi: Artan enerji fiyatları İngiltere'de tarım sektörünü tehdit ediyor

HRW'den Ankara'ya suçlama: Suriye'de Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerde hak ihlalleri yaşanıyor