Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, cinayet dosyasının Suudi Arabistan'a devrine itiraz etti

Cemal Kaşıkçı
Cemal Kaşıkçı © AFP
© AFP
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Ankara'nın daha önce vermeyi kabul etmediği ve bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dinletiriz, gösteririz ama vermeyiz. Bu millet enayi değil" dediği gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayet dosyasının Suudi Arabistan'a devredilmesi kararına hukuki itirazda bulunuldu.

REKLAM

Ankara'nın daha önce vermeyi kabul etmediği ve bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dinletiriz, gösteririz ama vermeyiz. Bu millet enayi değil" dediği gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayet dosyasının Suudi Arabistan'a devredilmesi kararına hukuki itirazda bulunuldu.

Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz kararın iptali için Ankara 14'üncü İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

Kaşıkçı'nın, 2 Ekim 2018'de evlilik belgesi almak için gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.

Kovuşturma aşamasında sanıklar hakkında kırmızı bülten çıkarılmışken, Türkiye ile Suudi Arabistan görüşmeleri sonrası davanın 31 Mart 2022'de görülen celsesinde cumhuriyet savcısı dosyanın Suudi Arabistan adli makamlarına devri için mütalaa verdi.

Mahkeme de, taleple ilgili Adalet Bakanlığı'na görüş sordu. Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüş vermesinin ardından da mahkeme, davanın Suudi Arabistan'a devredilmesine hükmetti.

İptal başvurusu

Hatice Cengiz ise, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Genel Müdürlüğü aleyhine İdare Mahkemesi'ne kararın iptali için dilekçe verdi.

Dilekçede, Adalet Bakanlığı'nın mahkemeye gönderdiği 'olur' yazısına yer verilerek, Anayasa'nın 125'inci maddesinde, 'idarenin her türlü eylem ve işlemlerine yargı yolu açıktır' hükmünün bulunduğu ve bu işlemin hukuka uygun olması gerektiği belirtildi.

Dilekçede Türkiye ile Suudi Arabistan arasında ceza kovuşturmalarının devredilmesine ilişkin olarak herhangi bir sözleşme veya ikili anlaşma bulunmadığı, ancak 6706 sayılı Kanunun 24’üncü maddesi uyarınca Bakanlığın 'olur' görüşü verdiği aktarılarak;

"Bu aşamada kanun hükmünün yanlış yorumlandığı, öncelikle Suudi Arabistan’da devralınacak bir kovuşturmanın kalmadığı, zira yargılamanın sonlandığı ve bir kısım sanıkların beraat ettiği açık iken yargılamanın yekün olarak devri filen de hukuken de mümkün değildir. Üstelik Suudi Arabistan’da yargılamanın hukuk ilkeleri gözetilerek yapılmadığı Sayın Cumhurbaşkanımızın da bahse konu dönemde uluslararası basına verdiği demeçlerde de defaatle vurgulanmış olup, ülkemizde işlenen bu cinayette Türk yargısının emin ellerinde maddi gerçeğin ortaya çıkması gerekmektedir" denildi.

Türkiye'nin egemenlik hakları zarar görüyor

Dilekçede, kamu düzeninin sağlanması, vatandaşların idareye olan güveninin korunması için idari işlemlerin hukuk ilkelerine ve kanunlara bağlı olması gerektiği belirtilerek;

"Cinayet Türkiye'de İstanbul'da işlenmiştir. Soruşturma ve yargılama yetkisi Türk yargı makamlarına aittir. Yargılamanın devrine karar verilmesinin ülkemizin egemenlik haklarını zedeleyeceği tartışmasızdır. İdari işlemlerde maksat daima kamu yararıdır. Ancak bahse konu işlem açıkça kamu yararına aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle davalı idarece verilen idari işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmelidir" denildi.

Dava ile ilgili kararı şimdi Ankara 14'üncü İdare Mahkemesi değerlendirecek.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İngiltere, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için 8 nükleer reaktör inşa etme kararı aldı

Lukaşenko: Ukrayna’da bizim desteklemediğimiz bir anlaşma olmaz

Dünya Bankası, Türkiye'ye ilave 18 milyar dolar finansman sağlayacak